Arif Şahin

Arif Şahin

sahinarif88@hotmail.com

Tüm Yazıları

Baştan belirteyim; bu yazıda Euroleague’de yer alan takımlarımızın kadrolarında yer alan genç yıldızları (Kenan, Melih, Furkan, Göksenin, Doğuş, Birkan) yer almayacak ve yazı boyunca sadece 1987 ve sonrasında doğan oyuncuları inceleyeceğim. 2014 FIBA Dünya Kupası ile ilgili yazımda da altyapımızın ne kadar eksik olduğu ve oyuncu havuzumuzun çok da geniş olmadığına değinmiştim. Bu yazımızda ligimizde maç başına en az 15 dakika süre alan ve gelecekte milli takımda oynayabilecek olan oyunculara bakalım…

Haberin Devamı

Banvit

Banvit’in yıllardır en önemli yıldız adayı Şafak Edge ama bu sezon çok az süre aldığı için onu incelemeye gerek yok. Bu sezon parlayan genç isim ise ’92 doğumlu Dusan Cantekin. 1992’de Belgrad’da doğan Duşan 2.24 boyunda. Efes altyapısında yetişen pivot ancak bu sezon Itoudis’in koçluğunda düzenli forma şansı buldu ve ligde 6.8 sayı-3.1 ribaund ortalamaları tutturdu. Eurocup maçlarında ortalama 9 dakikada 3.2 sayıyla oynuyor. Pota altında iyi pozisyon aldığında çok rahat skor bulabilen Duşan %60 olan serbest atış yüzdesini de geliştirirse önemli bir hücum silahı olur.

Pınar Karşıyaka

Pınar Karşıyaka’nın iki önemli genç oyuncusu var: Can Altıntığ ve Barış Hersek. Takımdaki yerli rotasyonun darlığı nedeniyle çok süre bulan iki oyuncu önemli katkılarda bulunuyorlar. ’87 doğumlu Altıntığ yedi sezon Tofaş’ta oynadıktan sonra sezon başında İzmir’e gitmişti. Bu sezon 8 sayı-2 ribaund-2.3 asist ortalamalarıyla oynayan Altıntığ Eurocup maçlarında da önemli katkılarda bulunuyor.

‘88 doğumlu Barış Hersek Efes altyapısında yetişmişti ve Beşiktaş’ın efsane kadrosunda yer aldıktan sonra Pınar Karşıyaka’ya gitti. Ligde ve Avrupa’da benzer ritmleri tutturarak 7.5 sayı-4.5 ribaund gibi rakamlarla oynuyor.

TED Ankara Kolejliler

TED önemli sayıda genç oyuncuya sahip ama Muhammet Emre Baygül ve Berent Kavaklıoğlu önlerindeki kaliteli yabancı gardlardan dolayı pek fazla oynama şansı bulamıyorlar. Forvet eksikliğinden dolayı Berkay Candan ve Caner Erdeniz daha fazla oynuyorlar.

’87 doğumlu Caner Erdeniz ortalama olarak ligde 22, Avrupa’da 16 dakika sahada kalıyor. Oyunda kaldığı sürelerde oyunun her alanında katkı yapıyor.

Haberin Devamı

’93 doğumlu Berkay Candan Türk basketbolu için en umut veren isimlerden biri. Fenerbahçe Ülker altyapısında yetişen Berkay sene başında TED Ankara Kolejliler’e transfer olmuştu. Ligde 22 dakikada 7.8 sayı-4.8 ribaund ortalamalarına ulaşan Berkay Eurocup maçlarında daha az süre alıyor ve ortalamaları da yarı yarıya düşüyor.

Beşiktaş Integral Forex

Beşiktaş’ta devamlı olarak oynayan bir genç oyuncu yok. Kadroda göze en çok batan oyuncular Kartal Özmızrak ve Gökhan Şirin.

’95 doğumlu Kartal Özmızrak Ergin Ataman döneminin yıldızlarından biriyken son iki yılda inanılmaz bir şekilde gözden düştü. Türk sporcularının büyüdükçe gözden düşmesine alışığız ama Kartal’ın iki yıl önce çok flaş bir çıkış yapıp, basketbolunun daha da olgunlaşması beklenen dönemde gözden kaybolmasını anlamak zor. Kartal için çok geç değil, daha 20 yaşında bile değil, toparlanmasını umuyorum.

Haberin Devamı

’90 doğumlu Gökhan Şirin Amerika’da üniversiteyi bitirdikten sonra Efes’te iki yıl geçirdi ve sezon başında Beşiktaş’a geçti. Ligde ortalama 10 dakika süre alan Şirin ritmini bulduğunda çok rahat skor buluyor ve hücumda hem içeride hem dışarıda etkili olması önemli.

Gaziantep Büyükşehir Belediyespor

Gaziantep’in önemli genç yetenekleri ’87 doğumlu Murat Göktaş ve ’92 doğumlu Can Uğur Öğüt. Ligde ortalama olarak 15’er dakika sahada kalan ikiliden Öğüt 4.4 sayı-1.5 asist ortalamalarıyla göze çarpıyor. Geçtiğimiz üç yıl boyunca Türk Telekom’da kalan Öğüt bence bu sezon Telekom’da olsaydı Kerem Tunçeri’nin yanında oyununu çok geliştirebilirdi ama Serkan Erdoğan-Barış Ermiş gibi oyuncuların yanında da kendine birşeyler kattığı ortada. Kişisel olarak çok şey beklediğim isimlerden biri.

Tofaş

Tofaş altyapısıyla sivrilen bir takım. Genç sayabileceğimiz isimlerden Serhat Çetin’i sezon başında Beşiktaş’tan transfer ettiler. ’86 doğumlu Serhat Çetin Galatasaray-Fenerbahçe-Beşiktaş takımlarının üçünde de forma giydi ve Ergin Ataman’ın koçluğundaki efsane Beşiktaş takımının önemli parçalarından biriydi. Sezon başında önemli teklifleri reddederek Tofaş’a gitti ve Tofaş’ta 12 sayı-4 ribaund ortalamalarıyla önemli bir performans sergiliyor.

Tofaş’ın ortalama olarak 10 dakika süre alan genç oyuncuları Samet Geyik, Ramazan Tekin ve Muhammed Doğan Şenli.

Uşak Sportif

Ligin flaş takımı Uşak bu başarısını sadece yabancılarla sağlamadı. Önemli yerli oyunculara da sahip.

’89 doğumlu Orhan Hacıyeva 10 sayı-6 ribaund-1 asist ortalamalarıyla oynarken ligde dokuz kez çift haneli sayılarda skor üretti. Daha önce Azerbaycan Milli Takımı’nda oynamış olan Hacıyeva, Emir Preldzic gibi Milli Takımı’nı da değiştirebilir mi, bilmiyorum.

’90 doğumlu İbrahim Yıldırım Banvit altyapısından yetişti ve son 5 maçın 4’ünde çift haneli skorlara ulaşarak yıldızlaştı.

Diğer Banvit altyapısından yetişen oyun kurucu da ’87 doğumlu Yiğitcan Turna. İbrahim’e göre daha az süre alan Yiğitcan için süre daralıyor, kendisinden beklenen çıkışı iki-üç sene içinde yapması gerekiyor.

Medical Park Trabzonspor

Trabzon’un üç önemli genç oyuncusu var. Bunlardan birincisi ’91 doğumlu Can Maxim Mutaf. Fenerbahçe Ülker altyapısından yetişen oyuncu geçtiğimiz sezon Pınar Karşıyaka’da kiralık olarak forma giydiği dönemde önemli performans göstermişti. Bu sezon da Trabzon’da ortalama olarak 21 dakika süre alıyor ve 8 sayı-1 asist gibi ortalamaları var.

’87 doğumlu Caner Şentürk oyunun her alanına katkı yapan bir forvet ve 1.4 top çalma ortalamasıyla önemli bir savunma silahı.

’89 doğumlu Cevat Alper Özcan 1.88 boyuyla kısa forvet olarak oynuyor ve o da Caner gibi savunma özellikleriyle sivriliyor.

Olin Edirne

Banvit altyapısından yetişen ’90 doğumlu Erol Can Çinko sezon başında Olin Edirne’ye transfer olmuştu. Maç başında ortalama 22.5 dakika sahada kalan Çinko 7.6 sayı-1 asist ortalamalarıyla oynuyor. Savunma yeteneklerinin üst düzey olduğunu önceki yıllardan biliyoruz.

Mersin BŞB

Mersin’de Tayfun Erülkü gibi bir potansiyel de var ama fazla süre alamadığı için ondan bahsetmeyeceğim.

’89 doğumlu Nusret Yıldırım kısa sürelerde önemli işler başarıyor. Bir pota altı oyuncusu olarak kendisinden beklenenleri veriyor, özellikle yürekli mücadelesiyle ‘geleceğin Kerem Gönlüm’ü’ olmaya aday.

Türk Telekom

Yaklaşık beş yıl önce gerçekleşen ‘forma skandalı’ nedeniyle sürekli anılan ve bu olaydan asla kurtulamayacak olan ’87 doğumlu Cemal Nalga bu sezon Andric’in arkasında önemli işler yapıyor. Ortalama 17 dk.da 7 sayı-4 ribaund ortalamaları yakalayan Nalga sadece %35’le serbest atış kullanıyor. Alba Berlin ve Lietuvos Rytas’la Avrupa tecrübeleri de yaşayan Nalga serbest atış yüzdesini yükseltirse önemli bir pota altı oyuncusu olur.

Torku Konya

’89 doğumlu forvet Yunus Akçay sahanın her alanında katkı veriyor. 7 sayı ortalamasına sahip.

Aliağa Petkim

Düşmek üzere olan Petkim’de pivot Bora Hun Paçun en çok sivrilen isim. ’87 doğumlu Bora ortalama olarak 27 dakika sahada kalıyor. Ligimizin tecrübeli isimlerinden olan Bora 10 sayı-7 ribaund ortalamalarına sahip ve solak olması da ona avantaj sağlıyor.

Aliağa’nın bir diğer yetenekli oyuncusu da ‘86lı Ceyhun Altay. Önemli bir dış skor opsiyonu olan Ceyhun ritmini yakaladığında çok etkili olabiliyor.

Pozisyonlara göre dağılım

Oyun kurucu olarak en çok sivrilen oyuncu Uşak’lı İbrahim Yıldırım. Yıldırım şutör olarak da değerlendirilebilir, bu durumda saf oyun kurucu olarak Gaziantep’te forma giyen Uğur Can Öğüt birinci seçenek olur. ’85 doğumlu Barış Ermiş ise halihazırdaki birinci seçenektir.

Şutör olarak; Serhat Çetin-Ceyhun Altay-Can Maxim Mutaf ön plana çıkıyor. Üçü de benzer özelliklere sahip, uluslararası tecrübesi ve asiste de giden oyunuyla Serhat Çetin ilk tercih. Erol Can Çinko da farklı özelliklere sahip ve oyun kuruya da kaydırılabilir. Savunma yetenekleriyle öne çıkıyorç

Forvet olarak; Caner Şentürk-Yunus Akçay-Can Altıntığ var. Üçü de gerektiğinde skor üretebilen ve sahada ‘pis işler’ olarak adlandırdığımız işleri yapabilen oyuncular.

Power forward olarak daha önce Azerbaycan forması giymiş olan Hacıyeva’nın yanında Gökhan Şirin-Berkay Candan-Barış Hersek önümüzdeki yıllarda Milli Takım’da önemli süreler alabilecek isimler.

Önceki jenerasyonda olduğu gibi yine pivot açısından zengin durumdayız. ’92 doğumlu Duşan Cantekin uzun yıllar Milli Takım’da olacak gibi. Cemal Nalga-Bora Hun Paçun da forma şansı bulabilirler.

Yazıda potansiyelleri değerlendirmeye çalıştım ama şu anda Barış Ermiş-Serhat Çetin-Orhan Hacıyeva-Barış Hersek-Cemal Nalga haricinde hazır oyuncular bulamıyoruz. Bu ‘hazır’ olan beşlinin de Milli Takım kadrosunu ne kadar zorlayabilecekleri soru işareti…

Yabancı sınırı meselesi

Bu konuda başka bir zaman yazmayı düşünüyordum ama Lig Kurulu’nun da gündeme gelen önerisiyle buraya eklemeyi uygun buldum. Halihazırda 3+2 olarak uygulanan yabancı sınırlanamasının 4+2 veya 5+1 olarak yeniden düzenlenmesini önermişler.

Birincisi; basketbol gibi hızlı oynanan bir oyunda ‘sahada x sayıda yabancı, kenarda y sayıda yabancı’ şeklinde bir düzenlemenin kafa karıştırıcı ve takım/koç için işleri zorlaştırıcı bir düzenleme olacağını düşünüyorum.

İkincisi; sahadaki beş oyuncunun yabancı olabileceği bir düzenlemede Türk oyuncuların forma bulması oldukça düşük bir ihtimal olacaktır. Bunun en büyük sebebi de yerli koçların yerli oyuncularımıza inanmamasıdır. Örneğin, Anadolu Efes’te Türk oyuncuların forma şansı bulabildiği dönemlerin Zouros/Angelou dönemleri olması tesadüfi değildir. Aynı şekilde Fenerbahçe Ülker’de de Kenan Sipahi ve Melih Mahmutoğlu Obradovic döneminde şans buldular. Melih yeni keşfedilmedi, yıllardır ligde oynayan bir oyuncu ama ancak yabancı bir koç geldiğinde ona şans verilebildi.

Ligde 200 dakikalık oynama süresinin en az 80 dakikası yerli oyunculara ayrılıyor. Böyle bir sınırlamanın olmadığı Avrupa maçlarında durum ne, birkaç örnekle bakalım…

Galatasaray’ın kritik Lokomotiv Kuban maçında sadece 40 dakika boyunca yerli oyuncular oynayabilmiş. Anadolu Efes’in Brose’ye yenildiği maçta yerli oyuncular sadece 37 dakika sahada kalabilmiş. Eurocup’ta durum daha içler acısı: TED Ankara’nın deplasmanda Brose’yi yendiği maçta yerli oyuncular sadece 26 dakika sahada kalabilmiş.

Ligde yabancı sınırı olsa da olmasada Avrupa maçlarında tablo üstte yazdıklarımız gibi olacak. Türk takımlarının başında Angelou/Obradovic/Itoudis gibi Türk oyuncusuna inanan yabancı koçlar (ironiye gel) olmadıkça benzer tablolarla karşılaşmamız olası.

Peki, ne yapalım? Yabancı sınırı 3+2’yken bile ancak yukarıda saydığımız genç yıldızları sahalarda görebiliyoruz. Çoğu genç de ‘üst seviye’de basketbol oynamadıkları için eleniyorlar ve Milli Takım için yeterli potansiyel üretemiyoruz. Türkiye önemli jenerasyonlar yakaladı ama onlara üst düzey basketbol şansı tanımadığı için ya yurtdışına kaybetti, ya da küçük yaş gruplarındaki başarılara mahkum oldu. İspanya veya Yunanistan gibi her yaş grubunda yıldızlara sahip olamadık ve yabancı sınırını arttırmanın da buna faydası olacağını düşünmüyorum.

Bu durum da büyük takımlarımızın işine gelmiyor. Büyük takımlarımız gerçekten de Avrupa’nın kaliteli oyuncularını getiriyorlar ama onları birarada oynatamadıkları için yara alıyorlar. Bu durumda benim önerim kaliteli/kalitesiz yabancı ayrımı olacak. Türkiye’ye transfer edilen kaliteli yabancılar için sınır konmayabilir ama ülkeye gelen kalitesiz yabancılar belli bir sayıda tutulabilir. Carlos Arroyo, Jamon Lucas Gordon, Nemanja Bjelica, Doron Perkins, Chuck Davis vs. gibi oyuncuların Türkiye’de bulunması bence ülkemiz için kazançtır. Genç basketbolcuların bu tip oyunculardan öğrenecekleri çok şeyler olduğunu düşünüyorum. Lakin, Ryan Broekhoff’un Gökhan Şirin’in yerine oynaması veya Milan Macvan’ın Furkan Aldemir’in yerine oynaması beni hayal kırıklığına uğratıyor. Bunun için belli kriterler getirilmeli ve mesela Doron Perkins’le Ryan Broekhoff aynı statüde de olmamalılar.

Lig Kurulu’nun diğer önerileri

Lig Kurulu’nun diğer önerileri arasında; All-Star organizasyonunun kaldırılması ve Türkiye Kupası elemelerinin kaldırılması var.

Bence iki öneri de yerinde. Cazibesini kaybeden ve kulüp koçlarının isteği doğrultusunda bazı yıldızların da davet edilmediği organizasyon gereksiz maç trafiği yaratıyor. Bana kalırsa, NBA All-Star bile cazibesini kaybetti ve Cumartesi gecesi bireysel yarışmalar haricinde maç artık gereksiz yere oynanmaya başlandı, oyuncuların hal ve hareketlerinden de bu ortaya çıkıyor. Hadi NBA oyuncuları spektaküler hareketlere imza atıyorlar ve seyirci eğleniyor, peki bizim ligimizde durum ne? Spektaküler hareketler olmuyor, savunma da yapılmayınca rekabet olmuyor. Bence işin eğlencesi yok, dediğim gibi bazı yıldızlar da turnuvaya dahil edilemiyor ve saçma kadro tercihleri ortaya çıkıyor.

Türkiye Kupası’nda İspanya Kupası’nda olduğu gibi ilk devre sonunda ligi ilk 8’de bitiren takımların çeyrek finallerde buluşması önerilmiş. Bence bu öneri de yerinde. Lig öncesi maç trafiği kaldırılmış olur ve ligin ilk devresindeki maçların en azından Kupa için önemi olmuş olur. Böylece, devre arasında takımlarımız mini bir play-off oynarlar ve daha hazır takımları Kupa’da izlemiş oluruz.

Not: Olumlu-olumsuz görüşlerinizi ve önerilerinizi adresine bekliyorum…