Anlayana ve anlamayana

Erdoğan Şenay


Türkiye çarpıcı olayları peş peşe yaşayan tek dünya ülkesi şu anda... Deprem için dökülen gözyaşlarının yanında, dünya liderlerinin Türkiye ziyaretleri de mutlulukla ıslatıyor insanlarımızın kirpiklerini... Dünya liderliğinin patronajını üstlenen Amerika ve onun sempatik başkanı Clinton'un söyledikleri gelecek çağlar adına ne kadar da onurlandırıyor bizleri... "Türkiye gelecek yüzyılların en önemli bölgesel devi olabilir". Bu olağanüstü görüşün aksi ikazları da var tabii... Kıbrıs konusu - insan hakları ve ceza hukukunda idam hükmünün kaldırılması gibi... Bu yenilenmeler bizi hem Avrupa Birliği'ne çok yaklaştıracak, hem de Türkiye'nin bölgesinde bir PETROL ve DOĞALGAZ terminali haline gelmesini sağlayacaktır... Bu siyasi ve teknik kararları tabii hükümet ve ilgili üst bürokratlar vereceklerdir... Ancak yüce ATATÜRK'ün "Yurtta sulh - cihanda sulh" öğüdü unutulmamalı ve Kıbrıs konusu enine boyuna incelenirken, bu hassas meselede artık biraz da "esnek" olmamız gerektiği gerçeği gözlerden uzak tutulmamalıdır.
* * *
Evet Türkiyemiz, şu günlerde dünyanın ve Avrupa'nın en çarpıcı ülkelerinden biri olmaya futbolda da devam ediyor... Bursa'da noktalanan "EURO 2000" başarısı bir başka sevinç halkaları oluşturuverdi ülkemizin üzerinde... Baştan sona sinir savaşı halinde geçen 90 dakika sahada yarışanları da, tribün ve ekranlardaki insanlarımızı da birer stres yumağı haline getirdi adeta.
Sergen'in ikinci yarıda oyuna sürdüğü görkemli hücum slalomları ve arkadaşlarına sunduğu enfes pas ziyafetleri yanında kaçırdığı inanılmaz gol pozisyonları... Hakan Şükür'ün rakipleriyle bir "Spartaküs" kuvveti ve estetiği ile boğuşması yanında, kaçırdığı kolay pozisyonlar nerden kaynaklandı dersiniz ?.. Ya Okan, ikinci yarıda sahadaki rüzgar grafiğini de yenip, takımın temposunu "fırtına" ölçeklerine taşıyan ateşlemenin öncü ismi değil miydi Bursa'da ? Peki nasıl oldu da, Okancık da sayısız kereler müthiş gol pozisyonlarında diğer arkadaşları gibi stres çukuruna düşüp, kayboluverdi ?.. Bence Milli Takım, bir küsur yıldır yaptığı onur kavgalarının en büyüğünü yaşamaktaydı dünün ikinci yarısında... Oynadığı futbolla grubundaki en farkedilir kaliteleri geceye sunarken, hem onurlu ve inatçı İrlanda kalesini golle doldurmak için çırpınmakta, hem de kendilerini kör ve maksatlı kalemlerle anlatıp, "şaşı sözlerle" yorumlayanlara ağır bir ders vermek istiyorlardı aceleci tavırlarıyla... Ama onların kaçırdığı goller bazı futbol ukalalarına öyle önemli mesajlar taşıyordu ki, anlamak isteyenine de, istemeyinene de.