18.10.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Ankaragücü, Spor Toto Süper Lig'in 10'uncu haftasında Fenerbahçe ile karşı karşıya geldi. Kritik mücadele sarı-lacivertlilerin 3-0'lık üstünlüğüyle tamamlandı. Trabzonspor, Beşiktaş ve Galatasaray'ın puan kaybettiği haftada Fenerbahçe kazanarak, Süper Lig'de maç eksiğine rağmen ikinci sıraya yerleşti. Sarı-lacivertlilerin Ankaragücü deplasmanında oynadığı futbolu spor yazarları değerlendirdi. Usta kalem Fenerbahçe maçını yorumlarken, Fatih Terim'i örnek gösterdi.
İşte Ankaragücü - Fenerbahçe maçı sonrası yapılan değerlendirmeler...
HAFTANIN VURGUNU / ŞANSAL BÜYÜKA
Fenerbahçe maça 0-0 değil, 1-0 önde başladı. Gol bu kadar erken gelince, Fenerbahçe’nin şov yapacağını düşünmüştüm. Kötü yanıldım. Önde basan, hızlı hücum eden, sürekli atak geliştiren, rakibin çıkmasına izin vermeyen Fenerbahçe ortada yoktu.
Fenerbahçe’den beklenen futbolun bütün özelliklerini, erken yediği gole rağmen Ankaragücü uyguladı. Orta sahayı aldı, Fenerbahçe’den beklenen önde baskıyı Ankaragücü yaptı. Kenarları çok iyi kullandı, savunma arkasına çok etkili toplar attı. Ankaragücü savunma arkasına attığı bu toplardan iki de gol buldu, ancak ofsayt gerekçesi ile VAR’dan döndü.
Ofsayttan dönen gollerden birincisi, “kıl payı” değil, belki de çok daha ince bir ofsayttı. Ankaragücü’nün penaltı beklediği pozisyonda ise top Serdar Aziz’in omuzundan döndü ve “devam” kararı doğruydu. Ankaragücü’nün eleştirilecek tarafı, önde oynama isteğine rağmen sıkça yaptığı pas hataları oldu.
Fenerbahçe özellikle sol kenarda çok aksadı. Önde Ferdi, arkasında sol stoper Szalai, rakibin kenardan gelen ataklarını kesmekte çok zorlandılar, çok top kaybettiler.
Fenerbahçe orta alanında Crespo eski dinamizminden uzak kaldı. Valencia, İrfan Can’a yaptığı asiste rağmen etkili olamadı. İrfan Can’ın golünde kaleci Gökhan’ın büyük hatası, kötü oynamaya devam eden Fenerbahçe’yi rahatlattı.
Oyunun rengi ikinci yarıda da değişmedi. Ankaragücü hücum etti, Fenerbahçe karşılamaya çalıştı. Ankaragücü her yerde basınca Fenerbahçe pas yapmakta, rakip alana çıkmakta, hızlı hücumda ciddi sıkıntılar çekti.
Ancak 70’li dakikaların başında Ferdi’nin alışılmış hızlı hücumları başlayınca Fenerbahçe rakip yarı alanı hatırladı. Hatta bu yarının çok önemli iki pozisyonunu Fenerbahçe buldu ama atamadı. Önce İrfan Can şahane taşıdı, şahane pas verdi, Valencia kaleci Gökhan’ın üstüne vurdu. Sonrasında bir süper pozisyonu Crespo, sonradan oyuna giren Pedro’ya hazırladı. Pedro dağlara taşlara gönderdi.
Fenerbahçe yorgun görüntüsüne rağmen savunmasını ikinci yarıda iyi toparladı. Ankaragücülü oyunculara ilk yarıda olduğu gibi cömert davranmadı. Serdar Aziz, savunmanın, hatta takımın en iyi adamıydı. Sonra, ikinci yarıda bayağı toparlanan, savunmayı sağlama alıp, hücuma iyi çıkan Ferdi... Aslında maçta ilk yarıda bir başka Ferdi, ikinci yarıda çok daha başka bir Ferdi vardı. Süper işler yaptı, müthiş etkili ataklar geliştirdi.
Beşiktaş’ın, Trabzonspor’un yaralandığı, Galatasaray’ın ağır darbe aldığı bir haftada, Fenerbahçe en iyi maçını oynamadı ama dokuz haftanın en önemli, en kazançlı, 3 puandan çok daha fazlası olan bir galibiyet aldı. Bunun adına “haftanın vurgunu” denir...
GİZLİSİ SAKLISI KALMADI / ERCAN GÜVEN
Yaşamın acımasız tezatları ile faciaları katlanılabilir kılan ilk ve en önemli refleks “sadece insanlara özel” empati sahibi olmak, paylaşarak kederin yoğunluğunu azaltmaktır. Yemyeşil çimenlerde oyun oynayarak zengin ve kahraman olanların, yerin yüzlerce metre altında ekmek ararken can verenlerle duygusal bağ kurması, üstelik bunu açıkça ortaya koyması, takdir edilmesi gereken bir duyarlılık, insani bir farkındalıktır. Her şeyden önce ısınmak için göğsünde “Bartın” yazılı siyah formalarla sahaya çıkan Fenerbahçelilere bu jestleri için “helal olsun” demek de bizim görevimizdir.
Hayat sürmek zorunda; Ankara’daki mücadeleye geçelim:
Artık gizlisi saklısı kalmadı; eksik maçına üç puan yazarsanız Fenerbahçe ligin lideri şu anda…
Kötü oynadığında, maçı domine edemediğinde bile üç gol atıp kazanabiliyor çünkü. Taktik midir, yorgunluk mudur bilinmez deplasmanda miskin ve tatsızdı Fenerbahçe. Oyunu daraltmayı beceremese skor da değişik olabilirdi ama neyse!
Müsabakaya 1-0 önde başladı Sarı-Lacivertli takım… Üçüncü dakikada soldan bir serbest vuruş kazandı ve duran top organizasyonunda son dokunan Batshuayi oldu. Duran topu en iyi değerlendiren takımların başında zaten.
Hemen ardından önde basan, tempo yapan Fenerbahçe gitti, yorgun mu rehavet içinde mi yoksa öne geçtiği için mi rahatladı bilinmez, düşük tempolu adeta bitse de gitsek duygusu içinde bir Fenerbahçe geldi. Savunmadan zor çıkıyor, beşli savunmanın önüne üç kişi çektiği için kontratak yapsa bile önde çoğalamıyor, adeta aktif dinlenmede oynuyordu.
İkinci golü de İrfan Can attı ama aslında Ankaragücü kalecisi Gökhan yedi. Uzaktan gelen şuta elleriyle dokunup bacak arasına yönlendirdi şanssız kaleci.
İlk yarının ikinci yarısı tamamen Ankaragücü’nün gayretleri vardı. Sanki Ankaragücü ile Fenerbahçe yer değiştirmiş, dikine oynayan, önde baskı yapan, gol arayan hep Ömer Erdoğan’ın takımıydı. Ev sahibi oyuna ortak gibi gözükse de üretkenlik anlamında yeterli değildi. Ne set ne kontratak oynayabilen ne de önde top tutabilen Fenerbahçe’nin iyi yönü, uyguladığı ofsayt taktiği ve attığı iki goldü, o kadar.
Skorla sahadaki oyunun çok farklı olduğu maçta sahanın en iyi üç adamı deseniz, hepsi Ankaragücündendi. Bir tek şekilde izah edebilir ilk yarıyı Fenerbahçe; Fatih Terim’in söylediği gibi “resultante importante”!.. Tabela 0-2 yazıyordu çünkü.
İkinci yarıda Jorge Jesus, “futbol aynı zamanda izleyene keyif vermeli” sözünü hatırlamış olmalı ki, ileride top tutabilecek Pedro’yu alıp Batshuayi’i çıkardı. Uzun toplarda rakip stoperler arasında ezilen Valencia’nın yerine Rossi’yi, çok çalışıp yorulan İrfan Can’ın yerine en baştan beri boşladığı orta sahayı rakipten geri almak için İsmail’i koydu. Aslında maç Arda’yı istiyordu o sırada.Altı eksikle eli dara giren Jesus, maçın son dakikalarını elindeki bilgisayarda hesap kitap yaparak geçirirken Rossi ile üçüncü gol gelince olay bitti.
Önemli olan Ekim ayını kazanarak bitirmek… Başakşehir ve Rennes maçlarını dünkü Fenerbahçe ile geçmek mümkün değil çünkü.