29.04.2017 - 12:48 | Son Güncellenme:
Panelde söz alan Ankaragücü Başkanı Mehmet Yiğiner, şampiyonluğu fazlasıyla hak ettiklerini, bunun için kulüp ve taraftarın kenetlenerek adım adım bu başarıya ulaştıklarının altını çizdi. Kulüp yönetimine geldiklerinde büyük maddi sıkıntıların yaşandığını belirten Yiğiner şunları söyledi: "Futbolcuların yedek forması bile yoktu. Oyuncularımızın yağmurda ıslanan formalarının suyunu devre arasında sıkıp giydileri günlerden bu günlere geldik. Kulüpte futbolculara yemek veremiyorduk, taraftar yumurta, domates getirip, futbolculara menemen yapardı. Deplasmanlarda yaşadığımız sıkıntılar, ulaşım, konaklama sıkıntıları... Ankara'nın büyük işadamlarından görmediğimiz desteği, esnaftan gördük. Ankaragücü ruhunu diriltecek bir slogana, bir itici güce ihtiyaç vardı. Bir slogan bulduk, bir şarkı yaptık ve bu şarkıyı söyleyerek hedefe doğru ilerledik. Asıl hedefimiz olan Süper Lig'e çıkmak için 1 yılımız daha var. Başkent halkı takımlarına destek çıktı ve bu başarıyı yakaladık. Bugün maçlarda dolu tribünlere oynayan, maddi sıkıntılarını büyük oranda aşmış bir kulüp haline geldik. Şimdi de bizden bu kulübün anahtarını isteseler iyi, tapusunu istiyorlar. Önümüze engeller çıkarıyorlar" dedi.
Mehmet Yiğiner, "Önceki yönetimin yaptığı muhasebe hatalarının hesabını bize soruyorlar. Savcıya anlatıyorum, yapacak bir şey yok diyor. Mahkemeler erteleniyor, süreç uzuyor, adliyede boşuna zaman geçiriyoruz. Bu hatalar, eksiklikler kimin yönetiminde yapıldıysa onlar hesap vermeli, her yönetim kendi döneminden sorumlu olmalı. Bununla ilgili yasal düzenlemeler bir an önce yapılmalı" dedi.
Başkent'e yakışan bir stat için çaba sarfettiklerini de sözlerine ekleyen Yiğiner, "Bu konuyu Sayın Cumhurbaşkanımıza da aktardım. Kendisi de konuyla ilgili bir açıklama yaptı. 19 Mayıs Stadı'nın bir an önce yenilenmesi en büyük dileğimiz" dedi.
ÖMER ÜRÜNDÜL: FUTBOLDA ŞİDDETİN SONA ERECEĞİNE İNANMIYORUM
"Maalesef ülkemizde futbolun bir oyun olduğunu unuttuk" diyen spor yazarı Ömer Üründül, futbolun içindeki birimlerin ortaklaşa olarak bu işi çözümleyecek tedbirleri hayata geçiremediklerini söyledi. Futbolcusu, yöneticisi, hakemi, medyası, taraftarı herkesin yaşananlardan sorumlu olduğunu vurgulayan Üründül, "Futbolda şiddetin azalacağına yönelik ne yazık ki bir umut taşımıyor, etkili bir çaba göremiyorum. Statların son hali hiç hoş değil. Tribünlerde küfürlü tezahüratlar arttı, görevli olmadığım maçlar dışında statta maç izlemek istemiyorum, keyif alamıyorum" dedi.
Futbola olan sevgisinin babasından kaynaklandığını, ilk kez 4 yaşındayken futbol maçı izlemek için stada gittiğini söyleyen Ömer Üründül, maçlarda yaşadığı heyecanla ilgili bir soruya verdiği yanıtta şu ifadeleri kullandı:
"İnanın o anda ne hissediyorsam yaşıyorum. Çok heyecanlanıyorum. O kadar ki 2002 Dünya Kupası'nda İlhan Mansız'ın gol attığı Senegal maçından sonra stüdyodan nasıl çıktığımı hatırlamıyorum."
Ömer Üründül, kendisine has olan üslubuyla ilgili olarak da "Canlı yayında yorum yapmak gerçekten zor bir olay. Bazen ben de hata yapabiliyorum. Ve bu hatalarımı düzeltmek için de çaba sarf ediyorum. Ancak bazı grupların sosyal medyada yazmak için özellikle hata aradığını, sözlerimi çarpıttığını düşünüyorum" dedi. Bu noktada söz alan TRT'nin duayen isimlerinden Levent Özçelik, Ömer Üründül ile pek çok yayın yaptığını, Üründül'ün düz anlatım tercih ettiğini vurgulayarak şu örneği verdi: "Mesela Ömer Üründül, 0-0 giden bir maçta 'gol atan kazanır' demişse burada; golü hangi takım atarsa maçı o kazanır, o noktadan sonra maç dönmez' demek istiyor. Ancak insanlar bunu düz bir cümle olarak yorumlayarak Ömer Üründül'e haksızlık yapıyor"
Siyasetin her dönemde futbolu etkilediğini söyleyen Levent Özçelik, devlet desteğinin futbolumuz için önemli olduğunu ancak bu desteklerin köklü şehir takımlarını yaşatmaya yönelik de olması gerektiğini ifade etti. Özçelik, sosyal hayatın her alanında holiganizme karşı sessiz kalmamamız gerektiğini de vurguladı. Medipol Başakşehir - Çaykur Rizespor maçı sonrası yaşanan olaylara da değinen Levent Özçelik, Milli takım kalecisi de olan Volkan Babacan'ın bu olayları engellemesi gerekirken içinde bulunmasını anlayamadığını ve milli takımımız adına şiddeti yakıştıramadığını söyledi.
Ankaragüçlü Eski futbolcu ve FIFA Menajeri Tarık Üstün ise spor yöneticisi olmanın oldukça zor olduğunu, eğitimli insanlara ihtiyaç duyulduğunu ancak ülkemizde eğitimli insanların ne yazık ki bu görevlere getirilmediğini vurguladı. Avrupa'da kulüp yöneticiliğinin çok daha profesyonel olduğuna dikkat çeken Üstün, gençlere "çalışmaktan ve istemekten vazgeçmeyin" tavsiyesinde bulundu.
Toplantının moderatörlüğünü de yürüten TRT'nin duayen spikerlerinden Kerem Öncel ise "Futbolda şiddetin biteceğine yönelik ben de çok umutlu değilim. Toplumda her alanda şiddeti önlemek için çabalamalıyız ancak girişimlerin çok yetersiz olduğunu görüyorum. Bu işin temelinde eğitim var. Birbirimize saygımızı korumalıyız. Hakkı, haklıyı her zaman savunmak ve arkasında durmak gerek. Hukuk hepimize lazım" dedi. Çalışma hayatında başarılı olmanın ilk kuralının işine saygı duymak ve disiplinli olmak gerektiğini vurgulayan Öncel, maç yayınlarına saatlerce süren bir çalışmayla hazırlandığını, o amatör ruhun başarıda çok önemli olduğunu söyledi.
Toplantının ardından Atılım Üniversitesi Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü Başkanı Prof. Dr. İrfan Erdoğan, toplantı anısına TEMA Vakfı'nın konuşmacılar adına diktiği ağaçların sertifikalarını takdim etti.