04.12.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
2022 Dünya Kupası'nda grup aşamasında çok sayıda sürpriz sonuç meydana geldi. Uzak Doğu temsilcileri Güney Kore ile Japonya yoluna devam etti. Turnuvada en büyük sürpriz şüphesiz Almanya ve Belçika'nın dev organizasyona grup aşamasında 'hoşça kal' demesi oldu. Almanya'nın elenmesinin ardından Milliyet Gazetesi yazarlarından Mert Aydın, 1982 Dünya Kupası'nda yaşananları hatırlattı.
Almanya için kabus gibi turnuvayla birlikte kötü seri devam etti. Panzerler, 2018'deki Dünya Kupası'nda da grup aşamasında organizasyondan elenmişti. Hansi Flick'in öğrencileri geçtiğimiz yıl düzenlenen 2021 Avrupa Şampiyonası'nda da İngiltere'ye 2-0 kaybetmiş ve turnuvaya son 16 turunda veda etmişti.
"NE KADAR UTANÇ VERİCİ"
Almanya'nın Dünya Kupası'na veda etmesinin ardından Alman basınının önde gelen kuruluşlarından Bild'de çarpıcı ifadeler kullanıldı. Bild'de yer alan haberde; "Ne kadar utanç verici! Biz dışarıdayız" başlığı atıldı.
"Bu bir utançtır" ara başlığı atılan haberde, "Rusya 2018'den sonra düşündük: Daha kötüsü olamaz. Bugünden beri biliyoruz ki: Daha da kötüye gidiyor" denildi. "Şimdi Almanya sadece bir futbol cücesi" ifadelerinin yer aldığı haberde, Almanya Teknik Direktörü Hansi Flick ile Bastian Schweinsteiger arasındaki tartışmadan da söz edildi.
1982 DÜNYA KUPASI'NI HATIRLATTI
İşte Mert Aydın'ın "40 yıl sonra gelen intikam" başlıklı yazısı:
Dünya Kupası, Katar’da tüm hızıyla devam ediyor. Grupların son maçlarında yaşananlar uzun yıllar unutulmayacak.
Özellikle Almanya’nın eleniş şekli akıllara geçmişi getirdi. Almanlar, Kosta Rika’yı 4-2 yenerken İspanya’nın şok Japonya mağlubiyetiyle elendiler. Birçokları bunu, “Cezayir’in 40 yıl sonra gelen intikamı” olarak yorumladı. Peki neydi Cezayir’in yaşadıkları?
1982 Dünya Kupası’nın ev sahibi İspanya’ydı. 2 yıl önce Avrupa’nın en büyüğü unvanını alan Batı Almanya önde gelen favorilerden biriydi. Avrupa futbolunun en önemli yıldızı olarak gösterilen Karlheinz Rummenigge, teknik direktör Jupp Derwall’in en büyük kozuydu.
Grupta ilk olarak Cezayir ile oynuyorlardı. Futbolseverler, o dönemde pek de revaçta olmayan Afrika futbolunun bir temsilcisinin Almanlara zorluk çıkaracağını düşünmüyorlardı. Ne var ki Cezayir, Madjer ve Belloumi’nin golleriyle 2-1 kazanıyordu. Rummenigge’nin attığı gol bir işe yaramamıştı.
Bu arada unutmayalım o dönemde 2 puan veriliyordu galibiyet için. Avusturya da Şili’yi 1-0 yenerek başladı kupaya. Aynı Avusturya, Cezayir’i de 2-0 yenerek liderliğe oturdu. Almanlar, Şili karşısında 4-1 kazanırken Rummenigge 3 gol atıyordu.
Biz şimdilerde son maçların aynı saatte oynanmasına alışkınız. Ancak 40 yıl önce durum farklıydı. Cezayir-Şili maçı, Almanya-Avusturya karşılaşmasından bir gün önce oynanıyordu.
Cezayir, maça fırtına gibi girdi. Assad’ın iki golüne Bensaoula da eklenince daha ilk yarıda 3-0’a geldi maç. Ne var ki Şili’nin ikinci yarıda bulduğu gollerle maç 3-2 bitti. O goller yenmese Almanya ya da Avusturya için kesin bir elenme durumu olacaktı.
Bir gün sonraki maça da Batı Almanya fırtına gibi girdi. 10 dakika dolmadan Hrubesch golü attığında Almanların farka gittiğini düşünüyordu herkes. Ancak öyle olmadı. Maç al gülüm ver gülüme döndü. İki takım 80 dakika boyunca birbirinin üzerine gitmedi. Gijon’da stadı dolduran taraflı tarafsız futbolseverler, sahadaki futbolcuları ıslıklıyordu.
Maçı televizyondan anlatan Alman spiker, “Utanıyorum” diyordu.
Yıllar sonra Fenerbahçe formasını giyen kaleci Schumacher, kitabında, “Maçtan önce bir anlaşma yoktu aramızda. Ama gol geldikten sonra kimse riske girmek istemedi. Ne yazık ki maçta beni en çok zorlayan an bir takım arkadaşımın hatalı geri pasıydı” yazacaktı.
Alman spor yazarı Uli Hesse Lichtenberger de Alman futbol tarihini anlatan Tor isimli kitapta sonraki yıllarda Galatasaray’a gelecek olan Derwall’i suçluyordu takımı yönlendiremediği için.
Cezayirli Madjer 5 yıl sonra Şampiyon Kulüpler finalinde Porto formasıyla attığı golle Bayern Münih’i yıktı. Ama Cezayir, averajla geçemediği tura hep yandı. O kupada Avusturya, bir üst grupta elenirken Almanlar finalde İtalya’ya kaybetti.