Taraftar doğal olarak transfer, takımının daha güçlü olmasını ister.
Kulübü çok transfer yaptığında da takımının (hemen ) şampiyon olacağını zanneder…
Hâlbuki…
Takım sporlarında birbirinden farklı insanların tek bir bireymiş gibi davranıp oynayabilmesi özel bir çabayı gerektirir… Değişik kültürlerden gelen farklı yapıda sporcuları ortak amaçlar doğrultusunda motive etmek zordur çünkü…
Tüm bunlar için tabi ki zaman gerekli!
**
Diğer yandan futbolu insanın oynadığını, futbolcunun da insan olduğunu…
Oyuncunun et, tırnak ve sinirden yaratıldığını, engin- kırılgan bir yapıya sahip olduğunu, ruhsal-zihinsel dünyası olduklarını unutmamak gerekir…
Zira…
Sporcu başarma amacının getirdiği psikolojik yük altında kalır. Bu yükün baskısı iç gerginliği artırıp, başarı arzusunun yerini hayal kırıklığı alabiliyor…
**
Öyle ki…
Stres altında kalan kişilerde böbrek üstü bezleri Cortisol hormonu salgılamaya başlar. Fazla salgılanan bu hormon ilgili kişiyi mücadele edemez hale getirir. Kişinin savunma sistemini zayıflatır, halsiz bırakır. Düşünme kapasitesi azalır, hata payı fazlalaşır. Oyuncu düşünemez, savunamaz…
Dahası oyuncu kendini mutsuz hissedeceğinden, mutsuz olduğu yerde oynamak-kalmak yerine, ayrılmanın hesaplarını yapmaya başlar ki…
**
Dememiz o…
Başarının gelmesi-başarılı olmak için zamanın ipini sarılmaktan başka çare yoktur.
İyi takım olmak-olabilmek için özel çaba, oyunculardan daha iyi verim alınabilmesi için de ‘empati’ gereklidir…!