Geçtiğimiz sezonun şampiyonu siyah-beyazlı takım için yılın en büyük kırılma maçlarından biriydi; kaybetmeleri halinde puan farkı daha da açılacak, ligin en büyük şampiyon adayı Trabzonspor’un ardından bakarak, Trabzonspor da Beşiktaş’a el sallayarak yoluna devam edecekti…
Öyle ki lige müthiş bir giriş yapan Karadeniz fırtınasının kaybetme kredisi vardı, moraller tavan, önemli eksiği sadece Edgar’dı… Beşiktaş’ta da Şampiyonlar Ligi’nin verdiği yorgunluk ve moral bozukluğu vardı…
Maça gelince…
Geçmiş maçlarda izleyenlere keçiboynuzu tadında futbol sunan iki takım ilk otuz dakika adeta birbirine nefes aldırmadı, pozisyon vermedi. Ne olduysa o ilk yarım saatten sonra oldu. Beşiktaş, pozisyona girmekte zorlanırken, Hugo’nun az kalsın topu kendi ağlarına yollayacağı dakika sonrası iki takım oyuncularının aklına futbolun meyvesinin gol olduğu gelmiş olacak ki önce Nwakaeme, golü kokladı, sonra da Larin, Uğurcan’ı yokladı.
Yeri gelmişken, Uğurcan’ın kalesinde büyümesi, adeta devleşmesi ilk yarının Trabzonsporlular adına en güzel hareketti, Hamsik’in, uzatmalarda Abdülkadir Ömür’e gol öncesi keskin tıraş bıçağı kıvamında verdiği ara pasıyla birlikte.
İkinci yarı Beşiktaş’ı ateşleyecek bir hamle, bir kıvılcım gerekiyordu, o da Trabzonsporlu Trondsen’den geldi. Yaptığı inanılmaz hatayı Larin, affetmedi, bu gol Trabzonspor’u galibiyetten eder mi acaba derken, Beşiktaş galibiyet için her türlü riski göze alırken; Trabzonspor hızlı çıkarak ilk yarıda Ömür’ün yaptığını bu defa Cornelius, yaparak son noktayı koydu…
Velhasıl kelam yenilmez armada Trabzonspor, emin adımlarla yoluna devam ediyor…