Uğurcan Çakır’ın babası Mustafa Çakır ve amcası Şahin Çakır iyi dostlarımdır.
Arkadaşlığımızın başlangıcı Trabzon amatör kümede rakip oynadığımız senelere dayanır. İkisinin de hayali; her Trabzonsporlu çocuk gibi bordo-mavi formayı giymekti.
Dostlarımızla sürekli görüşürüz, irtibatı hiç kesmedik. Baba Mustafa, uzun yıllar İstanbul’da yaşadı, bugün Antalya’da ikamet etmiş olsa da bir ayağı Trabzon’dadır.
Şahin’in, Ümraniye Trabzon Park’ta ‘Trabzonspor Futbol Okulu’ var. İşi gücü çocuklardır... Uğurcan’ın da futbola başladığı, zorla kaleye geçirildiği yerdir o halı saha.
Kaptan Uğurcan’ın futbola başlama hikayesini yıllar evvel kaleme almıştık…
Bugün de arkadaşlarımızın babaları ile yaşadıkları bir anıyı kâğıda dökelim istedik.
Denize giden top…
Plastik topların futbol oynamak isteyenlerin hayalini süslediği yıllar, Trabzonspor’un bir idmanını izlemeye gider bizimkiler.
İdman sahası (1970-1980) “Karayollarının altı” bugün ‘Ahmet Suat Özyazıcı Tesisleri’nin olduğu yerdir.
Toprak saha denize komşu olduğundan, Trabzonspor’un toplarından biri her daim olduğu gibi soluğu Karadeniz’de alır…
Amca Şahin, Mustafa’dan yaşça büyük olduğu ve de yüzmeyi kardeşinden daha iyi bildiği için karadan uzaklaşmakta olan meşin yuvarlağı, o gün azgın dalgalarıyla mesai yapan Karadeniz’in kucağından alarak, kimselere bir şey demeden, göstermeden alıp eve götürürler.
İdman bitimi malzemeci topları saydığında bir eksik olduğunu anlar ama iş işten geçmiştir artık…
Dede futbola karşı…
Futbol oynama aşkıyla, futbolcu olma hayaliyle yanıp tutuşan iki kardeş o topla futbola ‘merhaba’ derler.
Evin yakınlarında bayır bir yerde haftalardır, aylardır alaşağı-vur yukarı…
Her ne kadar mâni ve türkülerimiz ‘alaşağı vur dizi, nenen görmesin bizi” dese de iki taşın belirlediği kalede duran Şahin ve kaleye şut atan Mustafa’nın en büyük korkusu; babalarının onları görecek olması…
Zira baba, yani Uğurcan’ın dedesi futbola karşıdır… Futbol dedin mi kaçacak yer ara!
Anne haftalardır, aylardır durumu idare edip topu evin reisinden saklamayı başarır.
İyi de nereye kadar…?
Günlerden bir gün baba topu samanlıkta otların arasında bulur.
Buyur buradan yak!
Acı haber tez duyulur!
Acı haber tez duyulur misali, Şahin ile Mustafa birkaç dakika içinde olay yerine intikal eder!
Kardeşler kapı tahtaları çürümeye yüz tutmuş samanlığın önüne geldiklerinde, karşısına çıkan kaplumbağayı görüp frene basan şoförler gibi ‘zınk” diye durdular, babalarını karşılarında görünce!
Ne mümkün babanın yanına yaklaşmak, onu ikna etmek…
Duvarda gölgeleriyle konuşurmuşçasına kendi kendine bir şeyler mırıldandılar, oldukları yere tutkalla yaptırılmışçasına hareket edemediler!
Mahkeme hâkimi gibi kaşlarını çatan, ciddileşen baba, cebinden çıkardığı Sürmene çakı bıçağıyla herkesin gözü önünde canım topu önce delik deşik etti, sonra da birkaç parçaya ayırdı…
Futbol aşkı engel tanımadı…
Şahin ile Mustafa’nın futbol oynama aşkına engel olmak o kadar kolay olmasa gerek!
Futbola başladıkları top yok edilmişti ama oynayabilecekleri, gidebilecekleri takım vardı artık…
Şahin, Trabzon amatör küme takımlarından Özdilspor’da, Mustafa da birkaç yıl sonra Pelitlispor’da oynamaya başlar. Kardeşlerin büyüğü kaleci, küçüğü santrafordur.
Uzun yıllar Trabzon amatör kümede oynadılar.
Oyunculukta işler yolunda gitmese de futbolun içinde kalmaya devam ettiler…
Trabzonspor’a borcunuz var…!
Dostlarımız ile her görüşmemizde, hikâyeyi ve Nasrettin hocanın ‘doğuran kazan’ fıkrasını hatırlatıp:
Trabzonspor’a futbol topu borcunuz var ha, demişliğimiz çoktur…
Çakır kardeşlerin Trabzonspor’a olan borcunu Uğurcan Çakır gibi bir yeteneği hediye ederek fazlasıyla ödediğini de söyleyelim bu arada…
Torun sevgisi uşaklar!
Dede, futbolla arayı düzeltmiş durumda, torun Uğurcan Trabzonspor’da oynamaya başlayınca hiçbir maçını kaçırmamış. Heyecanı herkesten, hepimizden fazla… Öyle ki maç esnasında yanındakilere, yüksek sesle konuştuklarında konsantrasyonunun bozulduğunu, daha sessiz ve sakin olmaları konusunda uyarıda bulunuyormuş…
Evlat Çakır’lar babalarına eskiyi, kendilerine yapılanları hatırlatıp ‘Uğurcan’ı izlerken niye bu kadar heyecanlandığını?" sorduklarında “torun sevgisi uşaklar!” diyerek konuyu geçiştiriyormuş hacı babamız!
Şahin ve Mustafa kardeşlere selam, Uğurcan’ın başarıları daim olsun.
Dedemize de Allah’tan uzun ömür, Uğurcan’ın nice maçlarını izlemesi dileklerimizle…
**
Trabzonspor’un formasını giyme hayali gerçekleşmeyen baba Mustafa Çakır, yıllardır bizlerle paylaştığı en büyük hayalini bu hafta Trabzon’da Adana Demirspor maçı sonrası uzatılan mikrofonlarda dile getirdi:
‘Uğurcan’ı şampiyon kadroda gördükten sonra istediği yere gidebilir…’