“ Evlendiğimiz gecenin sabahında takımla Almanya’ya gidecekti. Sabah kalktığında ‘ altınlar bana lazım oldu. Borç vereceğim. Bana verir misin?’ dedi. Ben de sorgusuz sualsiz verdim. Aldı Almanya’ya gitti. Hiç sormadım. Sonradan duydum ki Trabzonspor’a vermiş. Günümüzde böyle vefalı davranışlar yok. Çok gururlu bir insandı. Bilezikleri alamadık Trabzonspor’a gitti. Bilezikler ve üç dolama kordonum vardı. Ben duyduktan sonra da bir şey demedim. Yine olsa yine verirdim. Trabzonspor sevdamıza feda olsun”
Trabzonspor’un efsane oyuncularından Cemil Usta’nın eşi Serpil Usta’nın, gazeteci yazar sevgili Cevat Ocak’ın kaleme aldığı “ Efsane Takımın Efsane Kaptanı Dozer Cemil” adlı kitabında okuduk bu cümleleri.
***
Efsane Cemil Usta, hayata gözlerini yummadan önce bir gazeteye verdiği röportajda şunları söylüyor:
“ … Liverpool’a attığım golü ise hiçbir zaman hafızamdan silemem… Sakatlığım nedeniyle maçtan önce kasıklarımdan iğne olmuştum. Maça çıkmadan Suat ağabeye penaltı olursa bu nedenle kullanmayacağımı söyledim… O gün ben 5, Kadir ise 4 numaralı formaları giyiyorduk. Maçtan önce konuştuğumuz gibi oyunda penaltı oldu. Kadir’e gel at” dedim. Kadir, kulübeye dönmüş eliyle “ dört mü, beş mi?” diye işaret yapıyordu. O anda Kadir’in korktuğunu anladım ve penaltıyı ben kullandım. İyi ki de atmışım. Liverpool’u yenmiş olduk. O yıl Liverpool şampiyonlar şampiyonu olmuş sadece iki kez yenilmişti. Rövanşta sahayı ıslatmışlardı. İlk 20 dakikada dağıldık. Kadir’in oynamayışı da düzenimizi bozmuştu”
Trabzonspor, kendi evlatlarını bırakmaya yakın olduğu zaman soğuk davranıyor. Değerlerini erken kaybediyor. Başımız kanlar içinde oynadığımız maçlarda bile hırsımızdan oyundan çıkmak istemezdik. Şimdi maçlara gitmek istediğim halde gidemiyorum. Kuyruklarda beklemek ağrıma gidiyor…”
***
Bir diğer efsane Bekir Barçın da “ Ben Trabzonspor’un kaptanıyım, başka takım kaptanının arkasından sahaya çıkmam” diyen Dozer Cemil’i şu şekil anlatmış:
“… Futbolu bıraktıktan sonra ne yazık ki yine kendi dünyasına döndü, içine kapandı. Kimsenin arkasından konuşmadığı gibi, derdini de kimseye açmazdı. Bir dönem Trabzonspor’un alt yapısında çalıştıktan sonra emekli oldu. Emekli olduktan sonra da altyapıdan çıkardılar ve futboldan tamamen uzaklaştırdılar. Öldükten sonra onun anısını yaşatma sözü verenler oldu. Ailesine yardım sözü verdiler ama gerçekleşmedi. Efsane takımın kaptanlığını yapmış bir kişiye hiçbir idareci hiçbir başkan sahip çıkmadı…”
***
Efsanenin kızı Sinem de bu vesileyle camiaya sitemde bulunmuş:
“ Aslında babama yaşarken yapılan vefasızlığın bir değişiği de vefatından sonra kulüp tarafından bana yapıldı. Trabzonspor’da çalışırken tasarruf tedbirleri adı altında benim de görevime son verdiler”
Günebakış gazetesi sahibi Ali Öztürk’ün yazdıkları söylenecek-yazılacak birçok şeyin özeti aslında:
“ Dozer Cemil, yalnız ölümü ve hele hele cebinden çıkan yalnız 5 milyon lira kadar para çıkması bu kentin ayıbı olsa gerek. Yalnız Trabzonspor camiasıyla sınırlı değil, koca bir kentin bu yalnız ölüm karşısında sokak ortasında üstü gazete kağıtlarıyla örtülü Cemil Usta’nın ölümü değil, kendi ruhunu kaybetmesi karşısında ağlaması gerekir”
***
Sevgili Cevat Ocak’ın kitabında sitem var, hüzün var, gurur, onur, özlem ve de vefa var…
Evet, Cemil Usta’nın yaşarken kıymeti bilinmedi ama bugün Süper Lig’in onun adına oynaması başta ailesi olmak üzere tüm sevenlerini, dolayısıyla camiayı mutlu etti.
Adının Süper Lige verilmesinde kim ve kimlerin emeği geçmiş ise sonsuz teşekkürler. En azından değeri vefatından sonra daha da çok anlaşıldı…
***
Teşekkürler Cevat Ocak… Ellerine, emeğine sağlık…
Ruhu şad, mekânı cennet olsun Cemil Usta’nın.