Trabzonspor, rakiplerine çift haneli puan farkı atmasına rağmen, arada bir yaşanan puan kayıplarında, hele de Çaykur Rizespor yenilgisi ve Beşiktaş beraberliği sonrası bazı Trabzonsporluların endişeye kapılıp “acaba” demeleri, kafalarda oluşan soru işaretleri; geçmişte yaşananların bilinçaltında oluşturduğu kaygı ve korkudan ibarettir desek!
Halbuki bordo-mavili ekip, İstanbul takımlarına Trabzon-İstanbul arası puan farkı atmış, peşine takmış. Meydanın sadece Trabzonspor’a kaldığı sezonun keyfini doya doya yaşamak, sefasını sürmek varken...
Dün de Konyaspor, Rize’de kaybettiğine göre artık şampiyonu söyleme sırası matematikte!
Trabzonspor ligin zirvesinden rakiplerine el sallıyorsa; mimarlarından biri Hamsik, mühendisi defansın kaptanı Hugo’dur.
Siopis, Djaniny ve Bakasetas’ın olmadıkları hafta bordo-mavili takımın imdadına bir kez daha yetişti mimar ile mühendis...
Hamsik’i izlemek hakikaten büyük keyif... Pasa dayalı oyunun padişahıydı, her daim olduğu gibi. Attığı milimetrik pasların ayarını cetvelle ölçüp, makasla biçip yolluyor sanki! Keskin tıraş bıçağı kıvamındaki attığı topları takım arkadaşları gole çevirebilseydi; bir maçta asist kralı olabilirdi.
Hugo’yu da bayağı özlemiş Trabzonsporlular, varlığı güven veriyor.
Uğurcan ve Güray’ın da hakkını teslim edelim, hatta direklerin... Doksan dakika gol sesi çıkmasına engel oldular.
Özetle, Trabzonspor iyi oynadı, “Bu da kaçmaz” dedirten pozisyonlara girdiler, fakat bir türlü golü bulamadılar. Şanssızlıkları; şampiyonluklarını söyleyecek, daha doğrusu ilan edecek matematiği iki, üç hafta daha bekleyecek olmalarıdır!