Önce Sosa’nın hakkını teslim edelim. Sakatlığından ötürü günlerdir ‘oynayacak-oynamayacak’ denilen kaptan, maçtan önce hocasına ‘ne olursa olsun sahada arkadaşlarımla olmalıyım’ diyerek, Trabzonsporluların gönlünü bir kez daha fethetti. Bordo-mavili takımı, onca sakatı ve cezalı oyuncusu olmasına rağmen yukarılara taşıyan, başarılı olmasını sağlayan ruh bu olsa gerek. Örnek oluyor, ders veriyor Sosa...
Maçla ilgili yazacaklarımıza gelince...
Maçın hemen başında Sörloth’un topla gittiği mesafeye, eski-yeni fark etmez bir araç en az bir litre benzin yakardı! Ankaragücü defansının yaptığı hatayı affetmedi, müthiş oynadı, geceye resmen damgasını vurdu Kuzeyin altın çocuğu! 3. gol öncesi yaptıkları da alkışlanacak hareketlerdi.
Bordo-mavili takım Karadeniz gibi; bazen sessiz-sakin, bazen dalgalı, rüzgârlı ve yağmurlu!
Zaman zaman günümüz çağdaş futbolundan kesitler sundu Ünal Karaman’ın öğrencileri. Kanatlardan genç Yusuf ile etkili oldular. Gecenin enlerinden idi Yusuf Sarı...
Orta saha pas bağlantılarının mimarı kadife ayaklı Obi Mikel’di dün gece. Top ayağına gelmeden kararını veren oyun anlayışı Trabzonspor’a katkı sağlıyor, sağlayacak da...
Ankaragücü ile Trabzonspor’u kadro olarak kıyasladığımızda arada büyük fark var. Faty’nin oyundan atılmasıyla eksik kalan Başkent temsilcisinin Trabzonspor karşısında yapacağı fazla da bir şey yoktu aslında...
Uzun lafın kısası, Trabzonspor doludizgin yoluna devam ediyor, hiçbir deplasmanda onu yalnız bırakmayan taraftarının tezahüratları eşliğinde, dün gece tribünlerde söyledikleri gibi ‘Şampiyon Trabzon...’