Cebrail, öyle bir gol atacağını, Trabzonsporlular da öyle bir gol yiyeceklerini rüyalarında görseler inanmazlardı herhalde!
Evet, Cebrail topa iyi vurdu vurmasına da Trabzonsporlu bir oyuncu yoktu Altaylı oyuncuya müdahale eden… Zaten Uğurcan da ancak böyle bir golü yerdi!
Siyah-beyazlı oyuncular öne geçmenin verdiği moral, coşku ve taraftarının desteğiyle ikiyi bulmak için çok uğraştılar, iyi oynadılar ama karşılarında üç direk arasına her maçta olduğu gibi ağlarını ören bir adam vardı; Uğurcan Çakır.
İnanılmaz oynadı Trabzonspor’un kaptanı, hele uzatmalarda sakız gibi uzadığı bir pozisyona vardı ki filim kahramanı örümcek adamı kıskandıracak uçuşlardan biriydi…!
Anlayacağınız Uğurcan Çakır’ın, film kahramanı örümcek adamdan farkı giydikleri elbiselerdi; birinde Trabzonspor forması, diğerinin üstünde kostüm vardı…
Tamam, tutan böyle de atan nasıldı diye soracak olursanız?
Cornelius’un Hatay maçında olduğu gibi beslendiğinde neler yaptığını, neler yapabileceğini Altay karşılaşmasında da gördük… İlk gol pasında Bakasetas’ın, galibiyet golünde asit yapan Koita’nın da hakkını teslim edelim; asistler baş döndüren cinstendi…
Denizli’nin öğrencileri Trabzonspor’a kaybettiklerinde puan tablosunda nereye ineceklerini, gelecek haftalara dair nelerle karşılaşacaklarını bildikleri için deyim yerindeyse canlarını dişine takarak, geçmiş maçlara oranla çok daha iyi oynadılar ama karşılarında lider olunca, kaptan da ağlarını örünce; skor 1-2 olabiliyor…
Bordo-mavililerde Hugo’nun eksikliğini hissedildi, sol bek de aksayınca bir eksik oynadı Avcı’nın öğrencileri... Devre arası ne yapıp ne edip sol tarafa bir çözüm bulmalı Trabzonsporlular…
Eksiklik deyip geçmeyelim…
Mesela ilk yarı etkili olamayan, iyi oynamayan Trabzonspor, Bakasetas ve Dorukhan oyuna girdikten sonra pas yapmaya, pozisyonlara girmeye başladılar…
Uzun lafın kısası, kötü de oynasanız önemli olan hedefe giderken bu tip maçları kazanmanız, Trabzonspor da bunu; tutanı topu, atanı da girdiği pozisyonları kaçırmayınca gerçekleştirmiş oldu!