Trabzonspor iki hafta bir eksik oynayarak, mecburiyetten vitesi beraberliğe takarak devam etti.
Konyaspor maçında Hugo, kırmızıyı hak etti, ancak Alanya karşılaşmasında Hüseyin’e gösterilen kart Trabzonsporluları canına ‘tak’ ettirdi!
Kayseri’de de beraberlik serisi devam ederse; ister istemez canlar sıkılırdı, moraller bozulurdu. Zira şampiyonluğa oynayan takımın üç maçta iki beraberliği, bir mağlubiyeti kabul edilesi bir durum değildir.
O yüzden Kayserispor karşılaşması Trabzonspor için çok ama çok önemli idi hele de Fenerbahçe maçı öncesi…
Hikmet Karaman’ın ekibi, rakip kim olursa olsun, evinde etkili ve de o denli coşkulu oynuyorlar; çok koşarak, iyi mücadele ederek karşı tarafa oyununu kabul ettirmeye çalıştıklarına defalarca şahit olduk.
İlk yarının kısa bir özetini yapmak gerekirse; Trabzonspor’a hücum eden takımların arkada bıraktığı geniş alanı bordo-mavili takım oyuncuları hızlı ve ayağa isabetli pas yaparak çıktıklarında ne kadar etkili olduklarını gördük…
Ancak Trabzonsporlu oyuncular bilhassa ilk yarı o kadar çok gol kaçırdılar ki, ‘bu da mı gol değil?’ diyeceğimiz pozisyonların adedi bir elin parmak sayısını bulur, iki topları da direkte patladı.
Kayserispor geldiği ilk pozisyonda Emrah ile golü buldu…
Lakin Bakasetas’ın enfes golü görülmeye değerdi, bir ressamın fırçasından dökülen manzara resmi güzelliğinde; her güzellik var!
Bu kadar etkili oyunla ve onca girdiği pozisyonları kaçıran takım Kayseri’de puan bırakmış olsaydı yazık olurdu!
İkinci yarı futbola ilk başladığı yerde oynatılan Abdülkadir Ömür’ün, Cornelıus’un önüne paraşütle indirdiği pozisyonun penaltı olması, Trabzonspor’un adeta imdadına yetişti.
Bu arada Ömür’ün etkili oynadığını, arkadaşlarına iyi pozisyonlar hazırladığını, Avcı’nın öğrencilerinin yine kaçırdığını söylemeliyiz.
Onca pozisyonu harcansan, rakibin direnci artır, panik yapmaya başlarsın; son bolümler de öyle oldu.
Netice itibariyle Fenerbahçe öncesi, iki beraberlik maçı sonrası Trabzonspor önemli bir galibiyet almış oldu.