“Ligler ertelenmeli, ertelenecek…” denirken.
Trabzonsporlu Obi Mikel, pılını pırtısını toplamaya başlamış birden!
Neymiş; oynamak istemiyormuş, gitmek istiyormuş.
Tamam, dünyanın başına musallat olan virüsten korkmakta haklı…
Ayrıca korkmayan mı var sanki?
İyi de…
Senin ki can da, başkasının ki patlıcan mı?
Hem nereye, nerelere gideceksin?
Malum illet, ayırım yapmıyor ki ülke, millet!
Kaldı ki Türkiye en güvenilir memleket!
Korku tamam da, biz işin diğer boyutuna bakalım…
Obi Mikel, Trabzonspor’a büyük umutlarla transfer edilmişti oysa. Oyunculuğuna, daha doğrusu geçmişine, kariyerine kimsenin laf etmeye hakkı yok, zaten bizim de öyle bir derdimiz, niyetimiz yok.
Trabzonspor’a katkısı tartışılır, o ayrı bir konu?
Amma velâkin, bir gerçek var ise; o da Obi Mikel’in eşinin başından beri Trabzonspor’a gitmesini istemediğidir. O anlamda Mikel’in eşi, Obi’nin, bordo-mavili takıma imza attığı, Trabzon’a ayak bastığı günden itibaren tabir caizse kafasının etini yemiştir!
İnsan sormadan edemiyor:
Madem eşin istemiyordu, ne diye böyle bir yolcuğa yelken açarsın?
Bu arada; ne iş yaparsanız yapın, kim olursanız olun, şöhretiniz, namınız, unvanınız ne olursa olsun, eşinizin onayını, gönlünü, rızasını almalısınız!
Anlayacağınız, Obi Mikel’in, eşini ikna etmeden çıktığı yolculuğun süresi bu kadarmış, Koronavirüsü bahane edip Trabzonspor’dan ayrıldı.
Açıkçası, Obi Mikel kariyerindeki bir oyuncuya hiç yakışmadı, Trabzonspor kulübü her türlü bilgilendirmeyi yapmışken, tüm tedbirler alınmışken…
Hem de liglerin bitimine sekiz hafta, şampiyonluğa ramak kala… Şampiyon olup, adını Trabzonspor‘un tarihine altın harflerle yazdırmak varken takım arkadaşlarını ve Trabzonsporluları resmen yarı yolda bıraktı.
Obi Mikel, geçmişte oynadığı takımlarda şampiyonluklar yaşamış olabilir fakat Trabzonspor’da yaşayacağı bir şampiyonluk onun için bir ömre bedel olacaktı! Zira dünyanın hiçbir yerinde, mezarında, Trabzonsporlulardan “ Trabzonspor şampiyon oldu” müjdesini bekleyen başka bir takım taraftarı yoktur da ondan!