Trabzonspor’un kaptanı Sosa, bordo-mavili takıma ne kadar katkı sağlıyorsa, Robinho da Sivaspor’da o derece etkiliydi… Dün ikisi de sahada olmayınca; (Robinho MP Başakşehir’de) Sosa da sakat olunca, futbolseverlere tatsız-tuzsuz bir ilk yarı izlemek kaldı…
Oysa sahada her iki takım oyuncularına bakıldığında, topu ayağına aldığında direk kaleye gidecek oyuncu sayısı fazla olsa da “bu da kaçar mı?” dediğimiz pozisyonu bırakın, kaleye dahi gidemediler…
Telaştan kaynaklı acele oynama isteği; pas hatalarını beraberinde getirdi…
Devre arası soyunma odasında hem Hakan Keleş hem de Ünal Karaman öğrencilerine sitem etmiş olacaklar ki iki takım oyuncuları ikinci yarıya daha arzulu, istekli ve iştahlı başladı…
Öyle bir ikinci yarı izledik ki, gollerin arka arkaya geldiği, Trabzonspor kalecisi Uğurcan’ın kurtardığı pozisyonlar… Bir takımın defansı et tırnak birlikteliği taşımıyorsa, bir başka ifadeyle hata yapıyorsa gol yemesi kaçınılmaz, Kone’nin attığı golde olduğu gibi, Ahmet’in yaptığı hata gibi… Ne yapsın Hüseyin Türkmen...
Trabzonspor’un attığı Novak’ın da hakkını teslim edelim, Abdülkadir Parmak’a da bizlere böyle bir golü bizlere izlettirdiği için teşekkürler… Maçın kırılma anları saymakla bitmez; Uğurcan’ın kurtardığı iki net pozisyon vardı ama Trabzonspor’un telafisi olmayan dakikalarda Nwakaeme ve Ekuban’ın direkte patlayan topları idi sonucu belirleyen…
Sivasspor kalecisi Tolga’ya da bir parantez açalım, o da kritik pozisyonlara imza attı… Sonuçta iki takım oyuncuları bizlere ikinci yarı keyfine doyum maç izlettirdikleri için teşekkürü hak ettiler…