Trabzonsporlular çok sevdiği, Trabzonsporluluğuna hayran oldukları Erzurumlu Kemal Yiğit’in vefat haberini büyük bir üzüntüyle öğrendiler; milyonlarca bordo-mavilinin içine kor ateş düştü bu hafta...
Öncelikle şunu söylemeliyiz; Trabzonsporluların ‘Şota Kemal’ dediği adamın yeri asla dolmayacak, hiçbir zaman da doldurulamayacak. O anlamda Trabzonsporlular ve tribünler öksüz kalmıştır! Yiğit ailesi başta olmak üzere tüm sevenlerine sabır diliyoruz.
Trabzonspor’un maçının olduğu haftalar, bordo-mavili takımdan desteğini esirgeyen, daha doğrusu maça gitmemek için nazlanan binlerce sözde Trabzonsporlu soğuğu ve yağışı bahane edip yerinden kalkmazken, puan durumuna, ligdeki iddiasına bakıp evinden çıkmak istemezken, nam-ı diğer ‘Şota Kemal, kar, soğuk, buz demeden, mesafe tanımadan yollara düşerdi Erzurum’dan.
Onun ki başka bir aşktı, farklı bir bağlılıktı. Öyle ya Erzurum nere, Trabzon nere! Dile kolay tam 300 Km. Araba dayanır, yollar katlanır da can dayanmaz be arkadaş!
Erzurumlu Trabzonsporluyu dinleyip de tüyleri diken diken olmayan, duygulanmayan Trabzonsporlu yoktur. Neşeli olduğu anları anlatmaya kelime bulamayız; enerji yayardı, gülerdi, güldürürdü, oynardı, oynatırdı…
Dünya bir yana bordo-mavi bir yana, bölgem soğuk olsa da Trabzonspor içimi ısıtıyor, yollar karla kapanmış olsa da Trabzonspor’um gibi yara yara, dalga dalga gelirim derdi.
Centilmendi Dadaş Kemal, sadece gençlere değil yaşıtlarına da nasihat ederdi…
Yaşadığı, nefes alıp verdiği süreçte bahane üretmeden, sitem, şikâyet etmeden Trabzonspor’dan desteğini hiç esirgemedi, hasta olmasına rağmen takımını hiç yalnız bırakmadı, iki haftada bir koşarak geldi Trabzon’a.
Hepimizden, her birimizden fazla emeği geçmiştir Trabzonspor’a. Hakkını nasıl ödeyeceğiz bilemiyorum? Bizlere hakkını helal eder mi işte onu da bilemiyoruz?
Bu köşenin yazarının ve milyonlarca Trabzonsporlunun hiçbir zaman unutamayacağı, adının geçtiği her an, her yerde bir film şeridi gibi gözlerimizin önüne gelecektir; Trabzonspor şampiyonluğunu ilan ettiği gece Erzurumlu Şota Kemal’in tribünde çocuklar gibi mutluluktan hıçkıra hıçkıra ağladığı dakikalar…
Ruhu şad, mekânı cennet olsun…