Trabzonspor’un yarıştan kopmaması, kalan haftalarda heyecan yaşatması, tekrar bir seri başlatması ve son yenilgiyi unutturması için mutlak kazanması gerekirdi. Hele de her hafta yukarıdaki takımların yer değiştirdiği, aşağıdakilerin pes etmediği bu ligde.
Uğurcan gibi bir kaleciniz varsa her maça avantajlı başlarsınız. Dün de Kasımpaşa’nın ilk atağında ve skor 1-1 olduğunda rakip oyunculara adeta ‘ben buradayım’ dedi. O pozisyonlar gol olsa, maç atletik oyunculara sahip ev sahibi takımın istediği şekle dönebilirdi...
Trabzonspor’un golü bulana dek kaleyi bulan şutu yoktu. Olmaması da gayet normal; Ekuban ve Djaniny, topla oynamaktan hevesini alamıyor ki! Çalım atmak ve topla koşmak yerine, basit oynamayı, yardımlaşmayı deneseler.
Hele Djaniny, girdiği pozisyonları dağlara, taşlara değil de üç direk arasına vurabilse; Trabzonspor erken işi bitirebilirdi. Bu arada, golde Tosic’in hatasını affetmeyen, topu adeta iğne deliğinden geçiren Djaniny’nin hakkını teslim edelim hani.
Üçüncü bölgede pas oyununu yapamayan, rakip ceza sahasında çoğalamayan takımların başında bordo-mavili takım geliyor desek abartmış olmayız!
İkinci yarı onca atağa rağmen eli boş döndü Avcı’nın öğrencileri, bu da kaçar mı denilen pozisyonlar. İyi bir golcünüz olmayınca; olabiliyor...
İyi ki transfer döneminde Berat ve Bakasetas alındı, iki oyuncunun ne kadar önemli olduğu dün bir kez daha anlaşıldı.. Galibiyet golü öncesi Berat’ın tereyağından kıl çeker gibi verdiği ara pas, devamında skora katkı yapmaya devam eden Bakasetas.
Özetle, Bakasetas heyecan ve yarış devam etsin istedi...