30.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
BİLAL MEŞE sordu DUAYEN cevapladı
ŞANSAL BÜYÜKA ile DOBRA DOBRA
Fenerbahçe, Advocaat ile birlikte önemli bir ivme kazandı. Aradaki farkı kapadığı gibi, iddialı duruma da geldi.
Fenerbahçe’nin bu yedi maçlık seriyi yakalamasının nedenleri sizce?
Advocaat ne yaptı, bana göre basit... Unutmayalım, geldiği gün vatandaşı Van Persie için “bu fizik kalitesiyle oynayamaz” dedi, bazı maçlarda kadroya bile almadı. Salih Uçan’ı bir-iki oynattı, baktı olmuyor, vazgeçti. Aatıf’ı “yok” sayıyordu, antrenman performansındaki çıkışı görünce oynatmaya başladı. Bunlar çoğaltılabilir. Ama yaptığı iki temel şey var: Birincisi; Fenerbahçe’nin fizik yapısını ve kalitesini yükseltti. İkincisi; yürüyerek rakip kaleye gitmeye çalışan ve doğal olarak sonuç alamayan takımı hızlı ve çabuk hücuma yöneltti. Şurası kesin; Advocaat’ın takımında koşmayana ekmek yok.
Advocaat devam etmeli mi? Ünlü hoca sizi şaşırttı mı?
Hayır Bilal... Advocaat beni şaşırtmadı. Futbol anlamında “feleğin çemberinden geçmiş” bir hoca... Büyük tecrübesi var, kariyeri var, çok iyi şartlarda çalışmış, çok kötü şartları görmüş. Büyük başarılar kazanmış, büyük hayal kırıklıkları yaşamış... Unutulmasın ki, bugün ayağa kaldırdığı takım, kendi kurduğu takım da değil... Seneye devam eder mi? Bugünün koşullarında elbette eder , mayısa da böyle girerse, evet eder. Advocaat şu anda Fenerbahçe’nin ligin ilk haftalarında hovardaca harcadığı kredileri kapatmaya çalışıyor.
Görüyoruz ki, Emenike’den Advocaat gerekli verimi bir türlü alamıyor?
Advocaat, Emenike’ye yeterli şansı verdi. Sow bu kadar düzelmişken, Aatıf takıma girmeye başlamışken, bunalımdan kurtulamayan Emenike’nin takımda kendine yer bulması çok zor... Emenike önce kendini bulacak ki, sonra takımda yer bulsun.
Hollandalı hocanın geldiğinden bu yana değişmez sekiz oyuncusu var. Volkan Demirel, Şener, Kjaer, Skrtel, Hasan Ali, Mehmet Topal ve Souza... En uçta da Van Persie’nin yerleri garanti. Görüyoruz ki, kalan üç oyuncu arasında rotasyona gidiyor sürekli. Bu başarıda kadroda sekiz oyuncunun değişmez olması ne kadar faktördür?
Kadro istikrarı elbette önemli... Advocaat ayrıca her futbolcusundan en yüksek verimi almaya çalışıyor. Fenerbahçeli futbolcu artık şunu biliyor: İyiysem hoca oynatır. Bu bir takımın başarısı için son derece önemli...
Üç günde bir maç kaçınılmaz
Artık günümüzün futbol sisteminde haftada bir maç devri tarih oldu. Türkiye’de farklı bir uygulama, adaletsiz bir maç takvimi yok. Futbol ekonomisinin bu kadar öne çıkarıldığı bir ortamda, artık üç günde bir maç kaçınılmaz duruma geldi.
Şenol Güneş’in, fikstür isyanına hak veriyor musunuz? Son iki maçtaki puan kayıplarının nedenleri arasında bu olabilir mi?
Maalesef sadece Türkiye’de değil, Avrupa’da çok yoğun bir maç takvimi var. Artık günümüzün futbol sisteminde haftada bir maç devri tarih oldu. Ayrıca bu fikstürler, gerek Avrupa, gerek Türkiye’de sezon başından belli oluyor. Türkiye’de de farklı bir uygulama, adaletsiz bir maç takvimi yok. Futbol Federasyonu, Avrupa’da çarşamba oynayanı, Türkiye’de cumartesi oynatıyor, perşembe oynayanı da pazar günü... Dinlenme süreleri aynı... Hatta Premier Lig’de Avrupa maçından 48 saat sonra lig maçı oynayan takımlar var. Eğer bu konuda sistemi temelden rahatlatacak bir başka alternatif varsa hemen gündeme getirilmeli... Ama ben olduğunu düşünmüyorum. Futbol ekonomisinin bu kadar öne çıkartıldığı bir ortamda, artık üç günde bir maç kaçınılmaz duruma geldi.
Beşiktaş, ligde Fenerbahçe ile oynayacak. Üç ihtimal sonucunda Beşiktaş’ı neler bekler?
Beşiktaş’ın puan olarak Fenerbahçe’ye oranla çok daha büyük kredisi var. Eğer kaybederse fazla bir şey kaybetmez. Ama kazanırsa Fenerbahçe ile arasındaki puan farkını çok ciddi açar ki, ilk yarının bitimine kısa bir süre kala bu fark Beşiktaş’a büyük avantaj yaratır.
Siyah-beyazlı takımda Olcay ve Kerim gibi şans bulamayan oyuncular var. Bunun yanı sıra Jürgen Klopp’un bizzat Dortmund’a aldırdığı Oğuzhan Aydoğan, alt yapı maçlarında oynuyor. Yoğun fikstür döneminde bu oyunculardan yararlanılmaz mı?
Kerim Frei, geçen yılın çok kilit oyuncularından birisi... Özellikle sonradan oyuna girdiği maçlarda önemli katkılar sağladı. Dar alandaki büyük yeteneği sıkışmış oyunu bir çilingir gibi açabiliyor. Olcay’ın da kenardaki etkisi öyle... Ama bu takımla yaşayan, her futbolcusunu herkesten daha iyi bilen Şenol Hoca ... Aslında hoca yorgunluktan şikayet ederken, bu oyuncuları kullanarak biraz olsun rahatlık sağlayabilir mi? Elbette sağlar. Ama şans vermediğine göre, bir bildiği, bir gördüğü vardır.
Beşiktaş’ın değişmez isimlerinden Atiba’da müthiş bir düşüş gözlemliyoruz. Örneğin Benfica maçında sahanın en kötüsüydü, Başakşehir karşısında da çok iyi değildi. Bu düşüşü neye bağlıyorsunuz?
Bilal, ben Atiba’da düşüş olduğunu kabul etmiyorum. Hatta makine gibi çalıştığını düşünüyorum. Ama Beşiktaş’ın oyununda geçen yıla oranla bir düşüş olduğu kesin... Beşiktaş’a baktığında bizim ligin önünde, kendi alıştığımız futbolunun gerisinde...
Sonuna kadar eyyam var
Hakemlerin, Beşiktaş’ın kolladığı yönündeki iddialara ne dersiniz? Böyle bir şey olabilir mi?
Bilal, Quaresma’nın Trabzonspor maçında kırmızı kart görmemesi, son maçta sarı karttan kurtulup cezalı duruma düşmemesi böyle bir algı yarattı. Ancak kartı gösterecek olan hakemler... Hakemleri yöneten bir MHK Başkanı var. MHK Başkanı televizyon ekranlarında “ben bu pozisyon için yorum yapamam” diyor. Galatasaray maçına bakıyorsun, sanki Barış Şimşek, Galatasaray’ı budamak için sahaya çıkmış gibi ... Sonuçta hakemler kötü... Hakemlerde eyyam var mı? Sonuna kadar var. Hele bazılarında tepeden tırnağa var. Eee millette bundan rahatsız oluyor.
Kımıldaması bile yetti
Haftalardır yazıyoruz, “Sneijder biraz oynasın, Galatasaray oynar” diye... Liderler sahneye çıkmazsa, diğerlerinden çok şey bekleyemezsin. Gördük işte, kımıldaması bile yetti.
Galatasaray’ın Bursaspor maçındaki geri dönüşünü Başkan Dursun Özbek’in “Hepinizi gönderirim” restine bağlayabilir miyiz?
Evet Bilal ... Ben Bursaspor karşısındaki “ayağa kalkışı” tamamen Başkan Dursun Özbek’in hafta içinde Florya’ya el koymasına bağlıyorum. Selçuk başta bazı oyuncularla teke tek konuşması, ardından takımı toplayıp, gerçek anlamda “ayar” çekmesi, “umursamaz” Galatasaray’ı kendine getirdi. Bana göre maçı Başkan kazandı.
Sneijder 307 gün sonra gol attı. Sneijder’in devreye gireceği bir Galatasaray için görüşünüz?
Sneijder’i bugün yazmıyoruz ki... Haftalardır yazıyoruz, “Sneijder biraz oynasın, Galatasaray oynar” diye... Sneijder adeta çok uzun süren bir tatil yaptı. Çok uzun süren bir gol orucuna girdi. Belli ki Başkan Dursun Özbek’in ayarından o da etkilenmiş. Liderler sahneye çıkmazsa, diğer oyunculardan çok fazla bir şey bekleyemezsin. Gördük işte, kımıldaması bile galibiyete yetti.
Derbiden sonra yaşanan Selçuk-Akman krizi iyi yönetildi mi?
Selçuk- Ayhan Akman krizi, her takımda olabilecek tartışmalardan biri... Uzatılmamasını, tatlıya bağlanmasını hem başkan Dursun Özbek’in haftayı Florya’da geçirmesine, hem de tarafların işe olumlu yaklaşmalarına bağlıyorum. Selçuk’un Galatasaray’ın kaptanı olduğu unutulmasın. Öyle leblebi-çekirdek gibi yenecek bir oyuncu değil Selçuk...
Son olarak Serdar Aziz’i sormak istiyorum. Ne düşünüyorsunuz?
Serdar Aziz, ülkenin en iyi stoperlerinden birisi olduğu için zaten milli takımda oynuyor. Futbolculuğunda değil, özellikle son dönemlerde çok uzun süren sakatlıklarında sorun var. Serdar Aziz sağlamsa korkma, gözü kapalı takıma koy, oynasın.
Vahim bir durum
12 haftada 12 puan toplayan Trabzonspor için tehlike canları çalmaya başladı. Bordo-mavili ekip, küme düşme tehlikesi yaşar mı?
Sevgili Bilal, Trabzonspor’un küme düşme tehlikesi yaşayıp yaşamayacağının konuşulması bile, Trabzonspor adına başlı başına vahim bir durum... Trabzonspor bu tehlikeyi yaşamaz ama konuşulup tartışılması bile Trabzonspor adına, Türk futbolu adına ızdırap verici...
Trabzonspor Yönetimi, kötü gidişe çare olarak yeni Akyazı Stadı’nın açılışını gösteriyor. Yeni stat gerçekten takımı motive edebilir mi?
Takım buysa, yeni stat da çare olmaz. Trabzonsporlu oyuncular her hafta gelen kötü sonuçların ardından doğal olarak gerilmiş durumdalar. Trabzonspor transfer ayındaki yanlış tercihlerin faturasını ödüyor gibi...
Başkan Muharrem Usta, sizce Ersun Yanal ile yollarını ayırır mı, sezon sonuna kadar devam eder mi?
Başkan Muharrem Usta, Ersun Yenal ile yolları ayırdı diyelim, kimi getirecek, gelen ne yapacak? Trabzonspor’da geçmiş yıllarda bu ara dönemleri, “kriz antrenörlerini” çok gördük. Ne değişti? Trabzonspor’da tek çareyi, ara transferde hedefi tam bulacak iki golcüde görüyorum. İki maçta 70 şut atıp tek gol atamıyorsan bu konuda çok ciddi sıkıntın var demektir. Aytaçların, Mehmet Ekicilerin, Okay Yokuşluların oynadığı orta saha iş yapmıyorsa, biraz da futbolcular kendilerini yargılamalı...
Başakşehir ders diye okutulur
20 milyon euro bütçeli Başakşehir’in başarısı nasıl anlatılır?
Bu başarı anlatılmaz yaşanır. Biz de Başakşehir başarısını hep birlikte yaşıyoruz. Başakşehir tam bir sistem takımı... Bu takıma gelip geriye giden futbolcu olmuyor. Ama kendini bulan, kendini geliştiren çok oyuncu oluyor. Ben Başakşehir’e gidip gelen biriyim. Nasıl çalışıyorlar, maçlara nasıl hazırlanıyorlar, rakipleri ne kadar önemsiyorlar görüyorum. Abdullah Hoca gün boyu bir toplantıdan çıkıp bir başka toplantıya giriyor. Transfere özeniyorlar, hırsıza- arsıza paraları kaptırmıyorlar. Müthiş bir başkanı, müthiş bir yönetimi ve kusursuz işleyen bir idari tarzı var. Şimdi bir futbol akademisi kuruyorlar, o göz kamaştıran maketi dilerim kamuoyu ile paylaşırlar. Sahalarına bakıyorsunuz, Türkiye’nin en iyi bir-iki zemininden biri... Türkiye’de kulüp nasıl yönetilir, spor akademilerinde ders diye okutulabilir.
Haftanın öne çıkanları
Haftanın takımı: Fenerbahçe, Galatasaray, Medipol Başakşehir
Haftanın futbolcusu: Moussa Sow, Mehmet Topal (Fenerbahçe), Cengiz Ünder (Medipol Başakşehir), Wesley Sneijder (Galatasaray), Johannes Hopf (Gençlerbirliği)
Haftanın teknik direktörü: Dick Advocaat (Fenerbahçe), Abdullah Avcı (Medipol Başakşehir), Ümit Özat (Gençlerbirliği)
Haftanın hakemi: Ali Palabıyık (Çaykur Rizespor-Fenerbahçe)