A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Büyük maçların ve büyük turnuvaların takımlara her zaman büyük katkısı olur. Oradaki üst seviye ve zorluk, takımları limitlerini zorlamaya iter ve ister istemez kapalı bir potansiyeli ortaya çıkarır. Bu durum sadece o maçı veya turnuvayı kazanan için değil o şampiyona da mücadele eden herkes için geçerlidir.

Nitekim dün Ankara'da Fenerbahçe'ye 51. Türkiye Kupası'nı getiren unsurların başında sarı lacivertlilerin bu sene Avrupa Ligi'ndeki başarılı kupa performansı geliyordu.

Zira Trabzonspor karşısında sarı lacivertliler kimi zaman Kadıköy'de Lazio ile oynarkenki atak, kimi zaman da Plzen deplasmandaki kontrollü oyun görüntüsüne büründü ve rakibinin her farklı görüntüsü bordo mavililerin işini biraz daha zorlaştırdı.

Haberin Devamı

Fenerbahçe'nin aksine Trabzonspor ise maça çıkmadan önce, sadece son haftalardaki toparlanma hariç kötü geçen ve rakibine kıyasla çok daha az sayıda maç yaptığı bir sezonu geride bırakmış, bordo mavililerin zorlayıcı, başka bir deyişle potansiyel artırıcı maçları sadece derbilerle sınırlı kalmıştı.
Bu durumun sonucu Fenerbahçe'nin rakibine kıyasla tecrübe, özgüven ve alışkanlık avantajlarına sahip olması oldu ki bu duruma sarı lacivertlilerin genel anlamda Trabzonspor'dan daha iyi bir kadroya sahip olması da eklenince kupanın favori takım tarafından kazanıldığını söylemek mümkün.

Kupayı iki taraf da çok istedi. Çünkü aslen kendisine fazla değer atfedilmeyen Türkiye Kupası, kendilerini tatmin etmekten uzak bir şekilde tamamladıkları bir sezonun ardından iki takım için de adeta bir “yangın çıkışı” halini almıştı; yıkılan binadan son anda çıkmayı başaran sarı lacivertliler olurken, Trabzonspor’un işi her anlamda biraz daha zorlaştı.

Neticede bazen çok sonuç odaklı düşünüp sadece her karşılaşmayı kazanmaya, her şampiyonada final oynamaya odaklanabiliyoruz ancak kısa vadeli sonucundan bağımsız olarak, takımların katlandığı her zorluk onlara bir şeyler katıp sonra alınacak meyvelere tohum olabiliyor; aynı sezonda 64 maç yapmak veya Avrupa Ligi temposuna katılmak gibi.

Haberin Devamı

Bir sinema filminde seyirciyi sıkan veya mutlu eden inişler çıkışlar vardır fakat en önemli ve akılda kalıcı sahne filmin son sahnesidir. Fenerbahçe bu sezon iyi bir sezon geçirmedi fakat final sahnesini iyi oynadı, en azından izleyicisinin verdiği paraya üzülmesini engelledi.