Bizim lige her sene bir dolu yabancı futbolcu gelir.
Büyüğü de getirir onları, küçüğü de.
Varlıklısı har vurup harman savurur, olanakları kıt olan da ayağını yorganına göre uzatır; ama hiçbiri geri kalmaz, hepsi doldurur kotasını. Hatta kotalar aşılır, yabancı enflasyonu olur. Sonra bir bakmışız takımlarda yetmiş iki milletten, atsan atılmaz satsan satılmaz bir sürü yabancı futbolcu.
Binlercesi geldi bugüne kadar bu oyuncuların ve bundan sonra da gelecek. Fakat aralarında öyleleri var ki sadece dedikoduları bile büyük olay olurken geldiklerinde adeta yer yerinden oynar. Buna son örnek Wesley Sneijder.
Sneijder, kariyeri itibariyle Türkiye’ye gelmiş en büyük beş oyuncudan biri; hatta kimilerine göre üç. Ajax’ta parlayan kariyerini yüksek bonservis bedelleriyle Real Madrid ve Inter tecrübeleriyle süsleyen, bunun yanı sıra dünya futbolunun en önde gelen ülkelerinden birinin milli takımının kaptanlığını yapan bir futbolcu, bizim gibi futbolla yatıp futbolla kalkan ama enerjisini doğru kullanamadığı için istediği başarıları bir türlü yakalayamayan bir ülkede adeta bir mücevher, onu Türkiye’ye getirmek de başlı başına bir başarı.
Her transferin olduğu gibi Sneijder transferinin de farklı boyutları var; oyun, ekonomi, kişilik ve ona verilen mesajlar (karşılanma) gibi. Nitekim Hollandalının aramıza katılmasını yorumlamak için bu noktaların hepsi mercek altına alınmalı.
Oyun
Sadece Galatasaray’da değil Türkiye’de herhangi bir takımda Sneijder gibi bir oyuncu yok. Onun yetenekleri benzersiz. Dolayısıyla Sneijder transferine gereksiz demek kimsenin haddi değil. Fakat Galatasaray özelinde bakıldığında sarı kırmızılıların ilk ihtiyacının Wesley olmadığı da açık. Bu anlamda Hollandalı, Galatasaray’a mutlaka katkı sağlayacak, bu sene formsuz olan Selçuk’un hem eksiklerini kapatacak hem de onun performans artırmasına vesile olacak hatta belki Melo’yu da yükseltecektir ama onun Galatasaray’ın yumuşak karnı olan takım savunmasına katkı sağlayacağını söylemek zor.
Diğer taraftan Sneijder gibi “bağımsız” oyuncuların, takımlarına yeterince katkı sağlayabilmeleri ancak diğer futbolcuların savunma anlamında normalden biraz daha gayretli olmasıyla mümkün oluyor. Bu nedenle sadece savunma oyuncuları değil, orta saha ve hücum oyuncularının da kendi bölgelerinde yapacakları savunma Sneijder’in iyi bir performans göstermesi için şart.
Ekonomi
Sneijder transferinin en olumsuz yanı muhtemelen ücreti. Hollandalı için Inter’e ödenen rakam Amrabat veya Krasic gibi örnekler düşünüldüğünde makul görülebilir ancak Sneijder’in yıllık ücretinin 5 milyon avroyu bulması ve bir söylentiye göre sözleşmesinde 500 bin avro da şampiyonluk primi olması ister istemez akıllara tersten bir ekmek ve köfte hesabı getiriyor; verilen ekmeğe karşılık yeterince köfte alınabilecek mi diye.
İşin bir diğer maddi boyutu da finansal fair play kıstasları. Bu sezon sonunda çıkacak mali tabloların ilk yıl verisi olarak hesaplamaya katılacağı uygulamada Galatasaray’ın ilk üç aylık gelir tablosunun 25 milyon lira zarar gösterdiği düşünüldüğünde Sneijder’in, bonservis bedelinin ilk yıla yansıyan tutarıyla birlikte, bu tablonun gider bölümüne yaklaşık 16 milyon lira daha eklemesi elbette Galatasaray yönetimini hem bugün hem de ilerleyen dönemlerde sıkıntıya sokacak bir unsur.
Kişilik
Sneijder oynadığı takımlarda sorunlarıyla gündeme gelmedi. Bu anlamda onun birçok vatandaşı gibi uyumlu ve sempatik bir oyuncu olduğunu söylemek mümkün. Diğer taraftan Sneijder’in kişilik olarak sahada liderliğini sevmesi ve özellikle bu vasfı taşıdığı ekiplerde başarılı olmuş olması Galatasaray için önemli bir avantaj. Zira mevcut kadroda Hollandalı takım liderliği görevine pekâlâ soyunabilir.
Bu konuya en güzel örnek Sneijder’in Inter’deki Mourinho ve Mourinho sonrası dönemidir. Portekizli teknik direktörün onu adeta takımın beyni haline getirdiği dönemde Sneijder kendi kariyerinin zirvesine çıkıp takımının Avrupa’nın en büyüğü olmasında da büyük rol oynamıştı. Fakat ne zaman ki Mourinho’nun yerini Benitez, Gasperini veya Ranieri gibi isimler aldı ve daha önemlisi ona verilen değer azaldı, Sneijder’in performansı da keskin bir şekilde düştü.
Dolayısıyla hem Galatasaray hem de motivasyon ustası Fatih Terim Sneijder’in başarısı için çok olumlu faktörler.
Karşılanma
Türkiye’deki yıldız futbolcu karşılama törenlerimiz hakkında düşündüklerim geçen sene Premier Lig’de şahit olduğum bir olayla bambaşka bir boyut kazandı. Geçen yıl bu dönemlerde Papiss Cisse, kendisini Newcastle United’a bağlayan imzayı attıktan sonra kameraların karşısına geçip şu açıklamayı yapmıştı: “Giyeceğim 9 numaralı formanın son derece önemli olduğunun farkındayım ve teknik direktörüm bu formanın taşıdığı büyük önem ve anlamı bana gayet iyi anlattı. Bu formaya son derece saygıyla yaklaşacağım ve bu forma ile her maçta elimden geleni yapacağım”
Bu açıklama gösteriyordu ki Newcastle teknik direktörü Pardew –ki kendisi o zaman sadece iki senedir Newcastle’daydı- Papiss’e her şeyden önce, giyeceği 9 numaralı formanın kulüp için ne kadar önemli olduğunu, bu formayı zamanında Gallacher, Milburn, Les Ferdinand ve Alan Sharer gibi efsane isimlerin giydiğini, kendisinin de bunun bilincinde olması ve o formanın hakkını vermesi gerektiğini söylemişti.
Şimdi bizim adı ne olursa olsun, gelen futbolcuları cennetten gelen müjdeciler gibi karşılamamızı ve onlara on binlerce insan önünde, yarı tanrı misali, imza törenleri düzenlememizi düşününce ne denli büyük bir yanlış yaptığımızı, bu futbolculara ne kadar yanlış bir mesaj verdiğimizi görüyorum. Zira Newcastle United oyuncusuna “önce bana layık olman lazım” derken, biz yaptıklarımızla futbolculara “sen bizim her şeyimizsin” mesajını verip aradaki ilişkiyi daha başından baltalıyoruz; sonra kimse takımlarımızdan büyük değil edebiyatı.
Neticede Sneijder ligimize gelmiş en iyi, en kariyerli, en büyük oyunculardan biri. Onun transferindeki olumsuz yön pahalı olması ve takımın öncelikli ihtiyacı olmaması, olumlu taraf ise yetenekleri ve kişiliği.
Sneijder için en önemli soru olan takımına ne kadar katkı sağlayacak sorusunun yanıtı da onun çabası ve isteği kadar Fatih Terim ve diğer takım arkadaşlarının performansına bağlı.
Türk Futbolu’na hayırlı olsun.
Twitter:_acn_