A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Yeteneklerine değil ama azmine hayrandım Ümit Özat’ın.

Adeta sırf azim ve mücadeleden oluşuyordu ve tabi çalışkanlıktan.

Düşünsenize Fenerbahçe gibi bir takımda solak olmamanıza karşın sol bek hatta gidişata göre sol açık oynuyor, orta yapmak için önce durup yüzünüzü kendi kalenize dönmek zorunda kalıyor ama tüm bunlara karşın formayı kimseye kaptırmıyorsunuz.

Futbolda yetenek mi değerlidir yoksa çalışkanlık mı konusunda naçizane düşüncem, çalışmayan yeteneklilerin bir hiç olduğu ama yetenekleri sınırlı olan çalışkanların her zaman iş yapacakları, şeklinde olduğundan Ümit Özat benim için her şeyden önce kendisine saygı duyulması gereken, iyi bir futbolcuydu.

Haberin Devamı

Ümit Özat Fenerbahçe’de oynarken, onun antrenmanlardan sonra kulüpte kalıp kendisini geliştirmek için futbolla ilgili kitaplar okuduğu söylenirdi. Mamafih maç sonu röportajlarında diğer futbolcular gibi klişe açıklamalar yapmaz daima aklıselim ve öğretici konuşurdu. Tüm bunların ışığında, Ümit Özat yine bir maç sonrası konuşurken yanımdaki arkadaşıma şöyle dediğimi çok iyi hatırlıyorum: “ onun ileride çok iyi bir teknik direktör olacağını düşünüyorum.”

Ümit Özat Almanya yıllarından sonra yurda döndüğünde onu sahada forma yerine takım elbiseli olarak görmek çok güzeldi ama bu aynı zamanda onunla ilgili ilk hayal kırıklığım oldu. Zira hem Roger Lemerre gibi kariyerli bir futbol adamının yardımcılığını yaparken hem de ondan görevi devraldıktan sonra yaptığı açıklamalar ve takındığı tavır asla kendisinden beklediğim davranışlar değildi. Pek tabi bu durum biraz da Ankaragücü’nün o zamanki şartlarına bağlı olabilirdi ama ne yazık ki bugün görülüyor ki Ümit Özat futbolculuk yıllarındaki takdire şayan değil teknik direktörlüğündeki nahoş yolda ilerliyor.

Ümit Özat’ın kadınlar ve futbol hakkındaki açıklamasını onunla ilgili düşüncemde hiçbir etkisi yok. Benim için önemli olan onun ne söylediği veya haklı olup olmaması değil. Önemli olan onun bu tartışmayı gündemde tutması veya bu tartışmanın gündemde kalmasına çanak tutması ve futbolun kendisinin değil çekişmelerinin, dedikodularının, kavgalarının peşinden giden Türk futbol çevresinde adından bu sayede söz ettiriyor olması.

Haberin Devamı

Şurası kesin ki futbol ortamımız son derece kötü. Medyanın izlenme oranı uğruna futbolun güzelliklerini değil çirkinliklerini ön plana çıkarması, yöneticilerin seviyesiz açıklamaları ve taraftarların bu oyunlara gelmeleri sonucunda sürekli kendini besleyen ve hiç ilerleme şansı olmayan bir kısır döngünün içindeyiz. Bu durumun bugünkü sonuçları seyircisiz maçlar, rakip taraftarların alınmadığı derbiler, imzasız yayımlanan yalan haberler ve bolca kavga gürültü. Muhtemelen siz de takımınızın kaybettiği bir maçtan sonra faturayı ilk olarak hakeme çıkarıyorsunuz. Üzülmeyin. Bu sistem içinde aksini düşünmek neredeyse imkânsız çünkü böyle yetişiyor ve yetiştiriyoruz.

Dolayısıyla Ümit Özat kadınlar ve futbol ile ilgili düşüncesini söylemese ve katıldığı programı canlı yayında terk etmese onu medyada bu kadar sık göremeyecektik. Fakat bu durum onun “oyunu kurallarına göre oynamasını”, Türk futbolunu sarmış yangına körükle gitmesini ve futbol yerine kavgayı şiar edinmiş medyaya malzeme olmasını asla haklı çıkarmaz.

Haberin Devamı

Ben isterdim ki Ümit Özat açıklamalarını futbolculuk yıllarındaki seviyede tutsun, aklıselimden vazgeçmesin ve bize yine bilmediğimizi öğretsin. Umarım bundan sonra olur zira Türk futbolunun bugünkü gibi değil futbolculuğundaki gibi bir Ümit Özat’a ihtiyacı var.