A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Geçenlerde, Beşiktaş’ın, gelecek senenin gelirleri içinde TT Arena hâsılatlarına da yer verdiği şeklinde çıkan haber ne kadar doğru bilinmez ama siyah beyazlıların, en azından siyah beyazlı yönetimin önümüzdeki sezon maçlarını TT Arena’da oynamak istedikleri açık.

Düne kadar bu konuda “ev sahibi” (neden tırnak içinde yazdığımı birazdan anlayacaksınız) Galatasaray’ın cevabı net değildi fakat dünkü toplantı sonrasında Adnan Öztürk’ün “cevabımız hayır” açıklaması bu konudaki soru işaretlerini de ortadan kaldırdı.

Haberin Devamı

Eminim Beşiktaşlı taraftarlar istenmedikleri bir statta oynamayı zaten kendileri istemeyeceklerdir fakat kulüplerin kaptan köşküne paranın geçtiği, takımların bir ürün, taraftarların da müşteri haline dönüştüğü bir ortamda bu tür yaklaşımlar, TT Arena’dan sağlanacak olası gelirler düşünüldüğünde, oldukça romantik kalacak, bu nedenle Beşiktaş yönetimi, sarı kırmızılı yöneticiler kendilerine olumsuz yanıt verseler de TT Arena’da oynama isteklerinden vazgeçmeyecektir.

Olay Galatasaray açısından düşünüldüğünde ise, sarı kırmızılıların kendi statlarını başka bir takımla paylaşmak istememe veya Ali Sami Yen Stadı bakımdayken maçlarını tüm zorluklarına karşın Olimpiyat Stadı’nda oynamış olan bir takım olarak aynı tutumu diğer takımlardan da bekleme düşüncelerini saygıyla karşılamak gerekir.

Fakat stat konusunu bir mesele haline getiren, takımların düşüncelerinin bu kararda ne kadar önem arz ettiği, başka bir ifadeyle Galatasaray’ın TT Arena’da kendisi dışında başka bir takımın oynamaması konusunda karar verme yetkisine sahip olup olmadığı.

Bu konudaki ilk iddia Fenerbahçe’nin Şükrü Saraçoğlu Stadı’ndaki, Beşiktaş’ın da Fi Yapı İnönü Stadı’ndaki konumları ne ise Galatasaray’ın da TT Arena’daki konumunun o olduğu; bu nedenle sarı kırmızılılar izin vermedikçe TT Arena’da başka bir takımın oynayamayacağı şeklinde.

İkici iddia ise Fenerbahçe’nin Şükrü Saraçoğlu Stadı’ndaki konumundan farklı olarak Galatasaray’ın TT Arena Stadı’nın binasına sahip olmadığı, orada sadece üst kullanım hakkına sahip olduğu ve sözleşme gerekliliklerini yerine getirmediği (kirayı ödemediği) için söz konusu sözleşmenin geçerliliğini kaybettiği şeklinde. Bu iddia neticesinde ortaya Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün TT Arena’da bir takıma oynama izni vermek için Galatasaray’dan onay almasına gerek olmadığı düşüncesi çıkıyor.

Haberin Devamı

Söz konusu iddialardan doğru olanın hangisi olduğunu birkaç güne kadar öğreneceğiz fakat yakın geçmişte TT Arena’da AK Parti kongresi ve Türkçe Olimpiyatları’nın yapılmış olması ikinci iddiayı güçlendiren gelişmeler oldu. Bununla birlikte zamanında Başbakan’ın “Seyrantepe Stadı’nın yapımında Galatasaray’ın Allah kuruşu yoktur” ve “henüz Galatasaray ile anlaşma yapılmış değil” gibi önemli ve manidar açıklamaları da stat konusunda Galatasaray yönetiminin elinin zayıf olduğu hissiyatını uyandırıyor.

Hepimiz biliyoruz ki Galatasaray’ın stat macerası, sarı kırmızılıların arazi değeri yaklaşık bir milyar lira olan Ali Sami Yen Stadı’nın kullanım hakkından feragat edip buna karşılık GSGM ve Toki’nin kendilerine anahtar teslim bir stat almaya razı olmaları ile başlamış, Toki’nin açtığı stat yapım ihalesini kazanan Talu-Alke Ortaklığı işi bitirememiş ve stadın yapımını yaklaşık 300 milyon maliyetle Toki tamamlamıştı.

Haberin Devamı

Bugün gelinen noktada ise sebebine ister kulüp yönetimleri, ister devlet kurumları isterseniz de iktidar partisi deyin, Galatasaray maddi değerinin yüzlerce kat üzerinde manevi değeri olan Ali Sami Yen Stadı’ndan, sonucu ne olursa olsun kendini hiç evinde hissetmeyeceği bir stat için vazgeçmiş gibi görünüyor.