A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Galatasaray’ın Hollanda kampı zayıf rakipler karşısında alınan farklı galibiyetler nedeniyle olumlu bir havada başladı fakat Gurbet Kupası maçındaki yenilgi az da olsa keyfleri kaçırdı; özellikle futbolcular açısından. Bu karşılaşma sarı kırmızılılar için sezon öncesi ilk ciddi sınav olarak görülüyordu ancak hem Rijkaard’ın sahaya yedek ağırlıklı bir kadroyla çıkması hem de rakip on kişi kaldıktan sonra maçın tek kaleye dönüşmesi sarı kırmızılılar adına bu maçtan da bir çıkarım yapmayı olanaksız hale getirdi.

Haberin Devamı

Frank Rijkaard

Geçen sezon takımın başına gelen ve bu sezon artık “yeni gelme kredisi” bulunmayan Hollandalı teknik adamın bu sezon da kafasındaki takımı oluşturduğunu düşünmüyorum. Zira bugüne kadar kadroya dahil edilen yedi ismin de, geçen yıl her fırsatta “iyi oynamak için kaliteli futbolculara ihtiyacımız var” diyen Rijkaard’ı tatmin ettiğini söylemek çok zor.

Rijkaard’ın kaliteli oyuncular istemesi işin kolayına kaçmak gibi algılanabilir ancak futbol oynadıkları dönemde yıldız futbolcu olan teknik adamların, oyuncularından da kendileri ile aynı performans ve profesyonelliğe sahip olmalarını beklemeleri aslında bir futbol ve psikoloji gerçeği.

Bu anlayış ile Hollandalı teknik adamın oyuncularına kamp yaptırmaması, onları idmanlarda fazla sıkmaması ve kendilerinden çok şey beklemesi gibi ülkemizde çok eleştirilen uygulamalarını da açıklamak mümkün. Zaten bakıldığı zaman Hagi, Maradona veya Zico gibi isimler de daima kendileri gibi futbolcularla çalışmak istemekte veya mevcut futbolculardan o performansı beklemektedir ki bu olanaksız istek onların futbolculukları ile doğru orantılı bir teknik direktörlük kariyeri yaşayamamalarının en önemli nedenidir.

Frank Rijkaard’ın bu dezavantajı yanında sahip olduğu eşsiz entelektüel birikim elbette Galatasaray’ın özellikle oturtmaya çalıştığı sistem açısından oldukça önemli ve her şeye rağmen Hollandalı teknik adam Galatasaray’ı ülkemizde şampiyonluğa, Avrupa’da önemli başarılara ulaştırabilecek bilgi ve tecrübeye fazlasıyla sahip. Ancak Rijkaard işi ne kadar basit tutup futbolcuların seviyesine ne kadar inerse bu işler o denli kolay olacaktır.

Haberin Devamı

Transferler

Rakiplerinin aksine Galatasaray’da gelen oyuncular ile birlikte gönderilen oyuncuların da yeni kadro üzerinde etkisi bulunuyor ve bu oyuncuların başında da Keita geliyor. Geçen sene büyük umutlarla transfer edilen Fildişili oyuncu aslına bakılırsa takıma önemli bir katkıda bulunmuş ve attığı on golle takımın önemli oyuncularından biri olmuştu. Bu nedenle Keita’nın satılması Galatasaray’ın sağ kanat gücünü mutlaka olumsuz yönde etkileyecektir. Ancak gerek siyahi oyuncunun başarılı performansını her maçta gösterememesi gerekse iyi bir fiyatla alıcı bulması düşünüldüğünde bu transferin kabul edilebilir bir iş olduğu da pekâlâ kabul edilebilir.

Keita’nın yanı sıra gönderilmemesi gerektiğini düşündüğün bir diğer isim çabukluğu ve tekniği ile geçen yıl başarılı bir grafik çizen Dos Santos’tu. Meksikalı oyuncunun “bal yapmayan bir arı” olduğunu düşünebilirsiniz ama topla birlikte çok hızlı hareket edebilen ve direkt rakip kaleye gitme becerisine sahip olan Meksikalı yıldız jenerasyonunun en başarılı temsilcilerinden biri ve genç oyuncu zaman içerisinde dengesini bulduğu zaman futbol dünyasında oldukça önemli bir isim olacaktır.

Haberin Devamı

Yeni sezonda kadroya dahil edilen en önemli isimler Serdar Özkan, Mehmet Batdal, Pino ve Cana. Bu isimlerden Serdar hem süratli hem de teknik bir isim ancak tıpkı yerini alacağı Keita gibi o da devamlılık sorunu yaşıyor. Serdar’ın fizik olarak da Keita’ya oranla eksisi bulunuyor. Bu nedenle bu sezon her fırsatta gönderilen Keita ile kıyaslanacak genç oyuncunun bu kıyaslamadan avantajlı olarak ayrılması için geçmiş yıllardaki performansının bir hayli üzerine çıkması gerekiyor.

Mehmet Batdal iyi bir fiziğe sahip, güçlü ve hava toplarına da hakim iyi bir golcü. Mehmet’in Galatasaray’ın tek forveti olacak kadar kaliteli bir isim olduğunu söylemek zor olmakla birlikte genç golcü, Baros ile birlikte sarı kırmızılıların hücum alternatiflerine önemli katkı sağlayacaktır.

Yabancı transferlerden Pino her iki kanatta hatta forvette oynayabilen genç bir isim fakat Kolombiyalı oyuncunun Monaco’da geçirdiği üç sezonda bir istikrar yakalayamadığını unutmamak gerek. Ayrıca bir hücum oyuncusu olmasına karşın attığı gol sayısının azlığı da kendisi için olumsuz bir referans. Bu şartlarda Pino’nun Galatasaray’a önemli bir katkı sağlaması ancak sahip olduğu üstün tekniği ve sürati sahaya yansıtmasıyla mümkün olacaktır.

Lorik Cana ise bugün itibariyle belki de Galatasaray’ın tek doğru transferi. Zira Valencia’ya satılan Mehmet Topal’ın yerine transfer edilen Arnavut futbolcu tatlı sert futbolu ve bitmek bilmeyen mücadelesi ise Mehmet’ten daha iyi bir performans ortaya koyacak ve takımına katkı sağlayacaktır.

Sonuç

Sonuç olarak Galatasaray’ın yeni sezondaki avantajı, rakiplerinin aksine, teknik kadrosunun bir sene tecrübeli olması iken gelen ve gider transferler dikkate alındığında kadronun geçen seneye oranla daha güçlü olduğunu söylemek zor. Bu nedenle geçen yıl müthiş başladığı sezonda şampiyonluktan bir hayli uzak kalan sarı kırmızılıların bu başarıya ulaşmak için bundan sonra kadroya dahil edilecek isimlerde işini şansa bırakmaması ve bu sezon geçen yıla oranla çok daha fazla mücadele etmesi gerekiyor.