Süper Lig her sene heyecanlı bir şampiyonluk mücadelesine sahne oluyor ama bu senenin çekişmesi tamamen bambaşka.
Bugün itibariyle zirvedeki iki takım ile birlikte mutlu son mücadelesi veren Bursaspor arasında müthiş bir yarış cereyan ediyor ama son haftalarda aldığı kötü sonuçlar nedeniyle yeşil beyazlıların bu koşuda bir adım geri kaldığı bir gerçek.
Fenerbahçe ve Trabzonspor arasındaki amansız yarışı ise bu denli heyecanlı yapan iki takımın ligimizin tartışmasız en iyi iki takımı olmalarının yanı sıra şampiyonluk için büyük bir istek duymaları ve maçların sonuna kadar mücadeleyi elden bırakmamaları.
İki takımın aynı puanda olmalarının yanı sıra, hem genel hem de maç içerisindeki performansları o denli benzerlik gösteriyor ki bu iki dev arasında bir favori belirlemek kelimenin tam anlamıyla imkânsız.
Trabzonspor’un rekor denecek kadar başarılı bir şekilde tamamladığı ilk yarıdan sonra üst üste puan kayıpları yaşaması ne denli beklenmedik bir gelişme olduysa, Fenerbahçe’nin oldukça istikrarsız girdiği sezonun ikinci yarısında yoluna kayıpsız devam etmesi de futbol takipçilerini bir o kadar şaşırttı. Fakat neticede iki takımın 23. haftada kesişen yolları son üç haftanın kayıpsız atlatılmasıyla ayrılmadan devam ediyor.
Fenerbahçe ve Trabzonspor’un genel anlamda başa baş seyreden kaderleri maçlar seviyesinde de o denli benzerlikler gösteriyor ki bu durum aradaki dengenin hiç bozulmayacağı izlenimini uyandırıyor. Örneğin bu hafta iki takım da maçlarını 2-1’lik skorlarla kazandı, ikisi de devre arasında 1-0 yenik durumdaydı ve iki takım da tamamen aynı pozisyonla beraberlik golünü buldu. Hatta iki takımda da ilk golü 23. numaralı, galibiyet golünü ise oyun kurucu mevkisinde oynayan oyuncuların attığı düşünüldüğünde heyecan duygusu yerini şaşkınlığa dahi bırakabiliyor.
Fenerbahçe ve Trabzonspor’un şampiyonluk yolundaki avantajları düşünüldüğünde ortaya önemli birer özellik çıkıyor: Fenerbahçe için “nedensiz favori” olmak, Trabzonspor için ise “son dakika golleri”.
Kamuoyunda Fenerbahçe için öyle bir düşünce var ki, neredeyse herkes Trabzonspor’u bu yarışta puan kaybetmeye çok daha yakın görüyor ve bordo mavililer es kaza puan kaybetse taraflı tarafsız herkes neredeyse Fenerbahçe’yi şampiyon ilan edip ardından da “zaten belliydi” yaftasını yapıştıracak gibi bir tutum içerisinde. Sarı lacivertlilerin bu nedensiz favori olma durumları Trabzonspor’un yıllarca şampiyonluk ipini göğüsleyememesinden kaynaklanıyor olabilir fakat işin aslına bakıldığında maçlarını tıpkı rakipleri gibi oynayarak kazanan Trabzonspor’un bu şekilde bir olumsuz ön yargıya maruz kalmasının hiçbir somut açıklaması yok.
Bordo mavililer için en önemli avantaj ise özellikle ligin ikinci yarısında kendilerine galibiyeti getiren golleri maçın son anlarında bulmaları ki bu duruma Kayserispor karşısında alınan 1 puanı da dahil etmek mümkün. Bu son dakika gollerinin şampiyonluk yarışında önemli olmasının ilk sebebi takımın mücadele gücünü ve arzusunu göstermesi, ikinci sebebi ise maçların büyük bir sevinçle kazanılmasını sağlamaları nedeniyle takım için önemli bir moral kaynağı olmaları. Bunların yanı sıra son dakika gollerinin bir nevi “şampiyonluk şansı” göstergesi oldukları da düşünülebilir nitekim Fenerbahçe’nin 2005 yılında elde ettiği şampiyonluktaki Sakaryaspor maçı veya Galatasaray’ın 2006’daki şampiyonluğunda Konyaspor ve Beşiktaş maçlarındaki son dakika golleri bu durumun en bariz örnekleridir.
Neticede son sekiz haftaya girilirken üç takım arasındaki şampiyonluk mücadelesinde Fenerbahçe ve Trabzonspor, Bursaspor’a nazaran bir adım daha önde ve zirvedeki iki takımın performansları göz önüne alındığında bu müthiş yarış son düdüğe kadar devam edecek gibi görünüyor. Bu aşamada biz sporseverlere düşen mevcut heyecanı sonuna kadar zevkle yaşamak ve işin önemli tarafının bu yarışta var olmak olduğunu düşünüp sonunda birinci gelmenin bir zorunluluktan ibaret olduğunu görebilmek. Çünkü iki takımın da geride kalan haftalarda sarf ettiği emek ve mücadele ile sergilediği başarı ve azim gösterdi ki sezon sonunda hangi takım altta olursa olsun en az üstte olan kadar şampiyonluğu hak etmiş olacak.