A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Manchester United çok iyi bir takım. Kırmızı şeytanların güçlü bir savunması, dinamik bir orta sahası ve çok etkili forvetleri var. Zaten bu sene hem şampiyon oldukları Premier Lig’deki hem de finale adlarını yazdırdıkları Şampiyonlar Ligi’ndeki grafikleri bu gücün ve başarının en açık göstergesi.

Dolayısıyla Unied bu sene Şampiyonlar Ligi finalinde hangi takımla karşılaşırsa karşılaşsın kupaya uzanmak için en az rakibi kadar şansı olacaktı.Fakat onlar bir futbol takımıyla değil Barcelona ile karşılaştı.

Haberin Devamı

Barcelona’yı tarif ederken doğru kelimeleri bulmak nerdeyse imkansız. Çünkü onlar belki de bugüne kadar hiç bilmediğimizi yapıp hiç görmediğimizi bize gösteriyor. Bu nedenle sahada futbol oynayan değil de futbol görüntüsü içinde adeta dans eden bu ekibe ancak “kusursuz” diyebiliyoruz; bu sıfatın da onları açıklamaya yetersiz olduğunu bile bile.

Gördüklerimizle açıklayamadığımız Katalan ekibini çözmek için matematiğe baş vurduğumuzda resim bir nebze daha netleşiyor. Zira bahsettiğimiz takım United karşısında –ki bunu rakibin kim olduğunundan bağımsız olarak her maçta yapıyorlar- topa neredeyse onun iki katı fazla sahip oldu, 700 defaya yakın paslastı, topu hiç kornere atmadı, 12 gol pozisyonu yakaladı, maç boyunca sadece 5 faul yaptı, neredeyse hiç ofsayta düşmedi ve takımın maestrosu olan Xavi %95 başarılı pas yüzdesi ile oynadı.

Bu rakamsal ifadelere, Guardiola’nın öğrencilerinin kornerleri dahi paslasarak kullanacak kadar topla oynamayı sevdiklerini, asistlerinin Xavi, Iniesta ve Busquets olmak üzere üç farklı orta saha oyuncusundan geldiğini ve son pasın verileceği doğru adamı bulmak için top çevirdiklerinde rakibi tam anlamıyla uyuşturduklarını da eklemek gerek.

Sonuçta Barcelona bir futbol takımı, oyuncuları da futbolcu değil: onlar adını şu an itibariyle koyamadığımız başka bir şey. Öyle bir yetenek birlikteliği öyle bir uyum yakalanmış ki onları izleyince bu dünyadan olmadıkları fikri bile geliyor akıllara. Işin enteresan tarafı da üstünlükleri bu denli bariz olunca onlara kaybetmek bile üzmüyor kimseyi: bu kaybetme Şampiyonlar Ligi finalinde olsa dahi.

Haberin Devamı

Guardiola’nın da dediği gibi, jenerasyon olarak biz Di Stefano’nun Madrid’ini, Pele’nin Santos’unu veya Cruff’un Ajax’ını görmedik ve Barça’yı onlarla kıyaslayamıyoruz fakat genç teknik adam bunu açıkça ifade etmese de çok iyi biliyor ki Barcelona gerek ritmi gerekse kalitesiyle bu sayılanların hepsinden çok daha iyi.