A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Emre’nin cezası iki maç olarak açıklanınca yine kızılca kıyamet koptu. Fakat aynı kıyamet Emre dört maç ceza alsa veya hiç ceza almasa da kopartılacaktı; bu sefer başkaları tarafından.

Acı bir gerçek ama maalesef dürüst değiliz. Cezalandırma veya gerekli cezayı vermeme işi bize karşı olunca farklı, başkalarına olunca farklı tepkiler veriyoruz. Bu tutarsız tepkilerimizi de ortamda ziyadesiyle bulunan kötü örneklerle destekliyoruz ki aslında bunlar bir sonraki sağlıksız tepkiler için karşı tarafa malzeme oluyor ve bu kısır döngü aynı hızla dönmeye devam ediyor.

Haberin Devamı

Örnek vermek gerekirse, bugün bir Beşiktaş, Galatasaray veya Trabzonspor taraftarının Emre’ye verilen cezayı eleştirmeye hakkı yok. Tıpkı bir Fenerbahçe, Galatasaray veya Trabzonspor taraftarının, taraftarları sahaya dalan Beşiktaş’a verilen cezayı veya Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş taraftarının, taraftarı sahaya çakı atan Trabzonspor’u eleştirmeye hakkı olmadığı gibi.

Listeyi bu şekilde uzatmak mümkün fakat eğer şikâyetimizde samimi isek, bir başka deyişle verilen veya verilmeyen cezalara itirazımız sadece karşı tarafı yıpratmak değil de gerçekten adalet arayışımızdansa o zaman yapmamız gereken bir adım geri çekilip olan bitene bütünüyle bakmak.

Ben bu şekilde baktığımda Türk Futbolu’na ciddi bir yönetim zafiyeti olduğunu, istisnasız her kulübün bu zaaftan yararlanmaya çalıştığını ve bu davranışların da sorunu her geçen gün biraz daha büyüttüğünü görüyorum.

Maalesef düzenimiz kara düzen. Yazılı olmayıp uygulamada var olan İngiliz Anayasası’nın aksine bizim spor kanun ve kurallarımız yazılı fakat uygulamada yok. Futbolcu rakibine kasıtlı faul yapar ceza verilmez; taraftar sahaya atlayıp hakem ve rakip futbolcuların üzerine koşar ceza verilmez; futbolcu veya yönetici ırkçı söylemde bulunur, taraftar stada yine ırkçı ve ayrımcı pankart asar ceza verilmez; futbolcu sahada, taraftar dakikalarca tribünde rakibe ve hakeme ağza alınmayacak küfürler savurur ceza verilmez; kulüpler yolsuzluk yapar, vergilerini ödemez yine ceza verilmez. Fakat ne hikmetse yetkili mercilerin bu gerekli cezaları her vermeyişinde karşı taraf şaşırır ve şöyle der “nerede adalet?”

Haberin Devamı

Aslında adalet herkesin içinde ve herkes her şeyi gayet iyi görüyor fakat hepimiz çok zeki ve dahi kurnaz olduğumuz için kelimenin tam anlamıyla işimize gelmiyor doğruları söylemek. İstiyoruz ki karar vericiler olayları nalıncı keseri gibi hep bizden yana yontsun ama bu istediğimizin hukuk değil hukuksuzluktan pay alma talebi olduğunu görmüyor ve bir türlü kabul etmiyoruz.

TFF’nin, PFDK’nın veya diğer karar vericilerin kararlarını elbette eleştirilecek zira bugün verilen veya verilmeyen kararların hemen hemen tamamı doğruluktan uzak. Fakat bunu yaparken bizim lehimize yapılan yanlışları da görmezden gelmememiz, körü körüne savunmalar veya saldırılar yapmadan önce biraz da olsa kendimizi karşı tarafın yerine koymamız gerek. İşte o zaman eleştirilerin bir kıymeti, savunmalarının da doğruluk payı olur. Bu yüzdendir ki Emre’nin cezasını az bulan Fenerbahçeli, sahaya inen tribünleri kınayan Beşiktaşlı, sahaya çakı atanın en büyük cezayı almasını isteyen Trabzonsporlu ve Melo’nun elle tutulur bir ceza almamış olmasını içine sindiremeyen Galatasaraylı diğerlerine göre çok daha tutarlı ve değerlidir.

Haberin Devamı

twitter: _acn_

e-posta: