A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Bu ara vizyonda bir film var, adı: “Biz Gençken” ve başrol oyuncusu Ben Stiller. Filmin daha ilk sahnelerinde kullanılan bir bilgisayarın markasının bu kadar açık seçik gösterilmesi garibime gitmişti ki daha sonra aynı sahnede ışıklar kapatılıp o ısırılmış elma logosu daha da belirgin hale getirildi. Bu “reklam”ı diğer sahnelerde birçok kez görünen ayfonlar hatta onların klasikleşmiş melodileri izledi. Filmin son sahnesinde bir bebeğin elindeki ayfonla uzunca bir süre oynamasıyla da reklamların kapanışı yapılmış oldu. İnanın film bittikten sonra, onun ana fikrini düşünmek yerine malum markanın uzunca bir reklamını izlediğimi ve bunun için bir de para verdiğimi düşündüm.

Haberin Devamı

Modern dünyada bu tür “sırt kaşıma”ların olabileceğini biliyorum. Fakat bunun şart olduğundan emin değilim. Başka bir ifadeyle Noah Baumbah bu filmi çekmek için filmin ve filmdeki mesajların güvenilirliğine gölge düşüren bu reklamı yapmak zorunda mı? Belki filmi izleyen birçok kişi bu duruma dikkat etmemiş veya dikkat etse de onu önemsememiştir fakat söz konusu olay benim, filmin amacını sorgulamama neden oldu; sanat m yoksa para mı?

Bu durumun futbol ile yakından ilgisi var, özellikle de Felipe Melo ile. Melo iki sene önce sözleşme yenilediğinde Ünal Aysal’ın “illallah” dediğini hatırlıyorum. Bu sene de Brezilyalı oyuncu Galatasaray yönetiminin burnundan getiriyor ve ona sesini yükselten kimse yok çünkü Melo iyi bir oyuncu.

Burada konu Melo üzerinden ilerliyor ama sorun sadece Galatasaray ile ilgili değil zira her takımda bir Melo ve onun olumsuz tavırlarına karşı dişini sıkan bir yönetim bulmak mümkün.

Film için sorulan soruya paralel olarak sorulacak soru şu: Galatasaray’ın önceliği başarı gibi maddi değerler mi yoksa duruş gibi manevi olanlar mı? Bugüne kadar Melo’ya rest çekilmemiş, iki sezon önce takım arkadaşını soyunma odasında yumruklamış olmasına karşın ertesi gün kamera karşısında kol ve yen ile ilgili atasözünden faydalanarak olayın üstünün kapatılmış olması maddi beklentilerin manevilerden daha öncelikli olduğu hissi uyandırıyor.

Haberin Devamı

Peki, tüm bunları yapan Melo değil de Tarık Çamdal olsaydı Galatasaray’ın tepkisi yine böyle tepkisizlik mi olacaktı yoksa Tarık iki sene önceki yumruk olayından sonra bir de kuyruğuna etik tenekesi bağlanıp evine gönderilmeyecek miydi?

Melo bugün takımda kalsa buna diğer arkadaşları ne der? Onun gibi sorun çıkarmayanlar Melo ile aynı kefeye konmaktan veya Brezilyalının yaptıklarından dolayı ceza almamasından rahatsız olmazlar mı?

Eğer Melo gidecekse de bunca çekilen zahmet çekenlerin yanına kâr mı kalacak?

can.nizamoglu@gmail.com