A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Bu aralar Fenerbahçe ile ilgili çok yazdım ve aslında bugün Biliç ile ilgili yazmayı planlıyordum fakat dünkü maçtan sonra bu satırlar yine Fenerbahçe ile ilgili olmak durumunda kaldı.

Bazı maçlar kaybedilir bazıları ise hediye. Bir maçı olanaklarınızı en iyi şekilde kullanıp, elinizden geleni yaptıktan sonra kaybettiğinizde kaybetmiş, bunları yapmadan kaybettiğinizde ise hediye etmiş olursunuz. Bursaspor’un güzel oyunu ve zaferine gölge düşürmek istemem fakat kupanın yarı finali onlar adına bir kazanımdan çok Fenerbahçe tarafından bir hediye oldu.

Haberin Devamı

İsmail Kartal’ı Fenerbahçe için, Ersun Yanal ve Aykut Kocaman’ın bir sentezi olarak bekleyenler onun sentez olmak bir tarafa yardımcılığını yaptığı iki teknik direktörü de mumla aratan performansına tanık olunca hayal kırıklığına uğradı. Nitekim bir Emenike için tüm takımı feda eden inadı, oynadığı her maçta bariz hatalar yapan Bekir’e forma vermesi, Sov’ları, Vebo’ları, Diego’ları kenarda tutması ve her şeyden önemlisi takıma asla bir kimlik kazandıramamış olması İsmail Hoca’nın mazur görülemeyecek hataları. Üstüne üstlük Fenerbahçe’nin bu “naçar” görüntüsünün, geçen seneki rekor derecede rahat kazanılmış şampiyonluğun akabinde ortaya çıkması durumu daha da vahim hale getiriyor. İsmail Kartal Fenerbahçe’nin evladı olabilir ama o bugün kendisine kalan mirası ediği gibi üzerine kurda kuşa borçlanan hoyrat bir evlat görüntüsünde.

Felaketler ile ilgili İsviçre peyniri teorisi diye bir teori var. Bu teoride peynirdeki delikler hayattaki hatalara benzetiliyor ve kötü (karşı taraf için iyi olabilir) bir sonucun ortaya çıkması için çeşitli seviyelerdeki hataların, peynirin dilimlerindeki delikler gibi arka arkaya gelmesi gerektiği söyleniyor. Peynirin birkaç dilimi olduğunu düşünün. Bir dilimdeki bir delik tek başına bir sorun teşkil etmez ama ondan sonraki dilimdeki delik de ilk dilimdekiyle aynı hizaya gelir ve bu hiza diğer dilimlerde de devam ederse ortaya peynirin içinde kocaman bir delik olacaktır.

Aslında Fenerbahçe’nin, üstelik ilk maçı kazanmasına rağmen, ZTK’da finale çıkamamasını de bu teori ile açıklamak mümkün. Zira İsmail Kartal yanlış bir on bir çıkardı, bu yanlış on birde ısrar etti ve Bursaspor kendi standartlarının da üzerinde oynadı. İşte bu üç seviyedeki hata aynı hizaya gelince peynir üzerinde büyük bir delik oldu ve Fenerbahçe ZTK’ya veda etti.

Haberin Devamı

Tabi Fenerbahçe’nin İsmail Kartal’dan daha büyük bir delikli dilimi var ki o da Aziz Yıldırım. Kulüp tarihine geçmeyi çoktan başaran bu isim misyonunu çoktan tamamladığı gibi onun soyunma odası ziyaretleri, teknik direktör kararlarındaki başarısızlığı, futbola bakışındaki eksiklikler artık takıma faydadan ziyade zarar vermeye başladı.

Velhasıl, geçen seneki teknik heyeti koruyabilse bugün belki de şampiyonluğunu çoktan ilan etmiş olacak olan Fenerbahçe’nin, en tepeden başlayarak, teknik heyet ve futbolcuların çoğunu kapsayan büyük bir kan, anlayış ve idare şekli değişikliğine gereksinimi var. Aksi takdirde işler değil iyiye daha da kötüye gidecek gibi görünüyor.