A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Söze Selçuk Yula’dan başlamadan olmaz. Birçok eski futbolcu geldi geçti. Bazılarını gördüm, bazılarına yetişemedim. Selçuk’u da canlı izleme fırsatım olmadı ama o, üzerimde sanki onu izlemişim gibi bir etki, zihnimde de ağlarla tıngır mıngır buluşan gollerini veya klas penaltılarını bıraktıysa bu, onun sadece Fenerbahçe değil bu ülkenin efsanelerinden biri olmasındandır.

Selçuk’un beklenmedik vedasının bu denli üzücü olmasının en büyük nedenlerinden biri de onun karakteriydi. Fenerbahçeliydi ve konuşmaları sarı lacivertti ama düşüncelerini örtmeden, kimseye hakaret etmeden, kırıp dökmeden söylemesi, onu televizyonlarda bolca gördüğümüz medya canavarlarından fersah fersah ayırıyordu; sonunda hepten ayrıldı.

Haberin Devamı

Velhasıl Selçuk, çubuklu üzerine en çok yakışanlardan, kaptanlık pazı bandını en layıkıyla taşıyanlardandı. Çok sevindi, çok sevindirdi. Önce Fenerbahçe’sini, sonra futbolu, şimdi de bu dünyayı bıraktı. Fakat ne mutlu ona ki bunu on binleri arkasından sürükleyerek, en ezeli rakiplerine dahi gözyaşı döktürerek ve adını Türk futbol tarihine yazdırarak yapıyor.

Herkese nasip olmaz.

Mekânın cennet olsun efsane kaptan.

***

Fenerbahçe’nin ilk RBS maçındaki iki farklı takım görüntüsü ikinci maçta da gözler önündeydi fakat bir farkla. İlk maçta Fenerbahçe’nin iyi ve kötü yüzleri dakikalar tarafından ayrılırken, dün gece bu fark mevkiler itibariyleydi.

Özetle, Ersun Yanal’ın takımı, Fenerbahçe taraftarının yıllardır özlemini çektiği verimli hücum hattı beklentisine bir yanıt verecek gibi görünürken, savunmanın hiç de alışık olunmayan zor durumlara sahne olması ortaya ilk maçta olduğu gibi yarı dolu bir bardak çıkardı.

Bu satırların yazıldığı sıralarda Emenike’nin de büyük ölçüde sarı lacivertlilere katılacağının belli olması Fenerbahçe’nin çok önemli bir hücum hattına sahip olacağının sinyallerini veriyor ancak özellikle bekler konusunda savunmadaki kötü sinyaller Yanal’ın önünde tırmanılması gereken bir dağ.

Ebeveynlere asla yapmamaları söylenen işlerin başında çocuklarını başka çocuklarla kıyaslamak gelir. Buradan yola çıkarak Yanal’ı da Kocaman ile kıyaslamak, Aykut hoca olsaydı böyle olurdu veya olmazdı demek hiçbir amaca hizmet etmeyeceği gibi nafile bir sohbetten öteye geçmez. Zira takımın iskeletini değiştirmese de gerek oyuncu tercihleri gerekse oyuncuların mevkileri üzerindeki değişikliklerle Ersun Yanal, Kocaman’dan faklı bir Fenerbahçe izlettiriyor.

Haberin Devamı

Sanıyorum Fenerbahçe’nin bu sezonki geri dörtlüsü RBS maçındaki gibi olmayacak; ama fiziksel ama kimyasal olarak. Bu mevkiye Hasan Ali ve Egemen katkısı, Gökhan’ın da iyileşmesi en olası değişiklikler olarak görülüyor. Tabi bu cümlenin bir diğer anlamı da Alves’in Fenerbahçe için aranan kan olması.

***

Fenerbahçe’nin Şampiyonlar ligi üçüncü tur, Galatasaray’ın da şampiyon olduğu Emirates Kupası maçlarını göz önüne aldığımda Pazar günü için aklıma gelen ilk olasılık gollü ve heyecanlı bir maç. Derbide, o güne dair kişisel performanslar, kadro tercihleri, toplam güç gibi birçok değişken söz konusu fakat sanırım anahtar konsantrasyon olacak.