Peşinen söylemek lazım Galatasaray’ın yaşadığı sorunların merkezinde F.Rijkaard var.
Evet, sarı kırmızılı kadro geçen seneye oranla kan kaybetti ve hatta son on yılın en kötü kadrosu olmaya aday ama bir düşünelim Galatasaray’ın kadrosu Ankaragücü veya Karabükspor’dan da mı kötü?
Dolayısıyla kadronun yetersiz olması ayrı, teknik direktör başarısızlığı ayrı bir durum.
Rijkaard’ın başarısızlığı ilk planda kolay anlaşılabilir bir durum değil. Zira geçmişinde müthiş bir futbolcu olan, çok önemli teknik adamlarla çalışma fırsatı yakalayan, dünya devi Barcelona’yı çalıştıran ve kısaca futbol konusunda ziyadesiyle görmüş geçirmiş bir dünya yıldızının Galatasaray’ın mevcut kötü durumunun birinci nedeni olması ilk bakışta şaşırtıcı bir durum gibi geliyor. Fakat aslında bu çok yaygın bir ikilem ve Hollandalı teknik adamın başarısız bir teknik direktör olmansın nedenleri tam da yukarda saydıklarım.
Sadece Rijkaard değil birçok yıldız futbolcuyu ilgilendiren bu ikilem konusunda yaptığım çalışmayı bir aksilik olmazsa çarşamba günü burada yayımlayacağım.
Maçın Analizi
Galatasaray-Ankaragücü maçının analizini tek cümle ile yapmak gerekirse Ümit Özat’ın evdeki hesabı çarşıya uydu ve konuk takım iyi analiz ettiği rakibini ani ataklarla alt etmeyi başararak beklediğinden çok daha kolay bir galibiyet aldı. Ancak bu maçı analiz etmek veya kaybedilen üç puanı kadronun yetersizliği, hakem hatası, pozisyon hatası veya bireysel yapılan yanlışlar gibi saha içerisindeki unsurlara bağlamak Galatasaray’ın gerçek sorunu olan idari problemleri görmemizi engelleyecektir.
Bu nedenle söz konusu doksan dakika, sarı kırmızılıların saha içindeki görüntüsünü görmezden gelinip Ankara ekibini tebrik ederek geçilmeli, gerekli analiz sorunun esas nedenleri üzerine yapılmalıdır.
Fatih Terim Değil Hikmet Karaman
Ankaragücü karşılaşmasında sarı kırmızılı taraftarların kafası oldukça karıştı. Maçta konuk takımın golleri üzerine tribünde yaşanan homurdanmalar, sonrasında Baros’un herkesi umutlandıran golü, sonra aynı iki durumun tekrar yaşanması derken Ali Sam Yen’i dolduran binlerce taraftar takımı protesto mu etmeli yoksa desteklemeli mi bir türlü karar veremedi. Fakat maçın son düdüğü çaldığında herkesin düşüncesi netti: F.Rijkaard istifa, F.Terim göreve.
Buna kesinlikle katılmıyorum. Beğenilmiyorsa ki beğenilmiyor, Rijkaard istifaya çağırılabilir fakat yerine önerilen kişi neden hep Fatih Terim? Elbette Fatih Terim çok başarılı bir teknik direktör ama Gerets başarısız olduğunda, Skibbe istenmediğinde veya Lucescu protesto edildiğinde başka kimse yokmuş gibi devamlı Fatih Hoca’ya sarılmak da neyin nesi? Kaldı ki Fatih Terim’in Rumen teknik direktörün yerine getirildiği dönemde elde ettiği neticeler herkesçe malum.
Velhasıl Galatasaray’ın yeni bir teknik adama ihtiyacı var ama bu konuda doğru isim geçmişte bu görevde bulunmuş ve takıma tarihinin en başarılı dönemlerini yaşatmış olan Fatih Terim değil. Çünkü geçmişte başarıyı yakalamış bir lider tekrar göreve gelirse onun ilk önceliği daha başarılı olmak değil mevcut imajını korumak olacak, bu da sağlıklı düşüncenin önünde her zaman bir engel teşkil edecektir.
“Peki, bu göreve kim gelmeli?” Diyorsanız benim adayım Hikmet Karaman ve işte bu düşüncemin nedenleri:
- Antrenörlük lisanlarını Hennef Spor Okulu’ndan (Köln) alan Hikmet Hoca’nın teknik ve taktik bilgisinin yetersiz olduğunu iddia etmek mümkün değil.
- Elli yaşındaki teknik adamın on beş senedir birinci lig ve süper ligde çalıştığı düşünüldüğünde gerekli tecrübeye fazlasıyla sahip olduğu ortada.
- Teknik direktörlüğün en önemli gerekliliklerinden biri olan motivasyon işinde de Hikmet Hoca’nın ne denli başarılı olduğu Manisaspor’a yaşattığı müthiş değişiklikten belli oluyor.
- Son ve belki de en önemli neden: yıllardır birçok takımda adeta çırpınan Hikmet Karaman tam da gereken ölçüde başarıya aç.
Tüm bunlar düşünüldüğünde, eğer Galatasaray teknik direktörünü değiştirecekse, bu iş için en doğru adres Fatih Terim değil, Hikmet Karaman veya Hikmet karaman gibi yukarıdaki özelliklere sahip diğer genç teknik adamlardan biridir.