A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Galatasaray ile ilgili Gaziantepspor maçı özelinde de yorum yapmak mümkün, sezonun geneli üzerine de. Fakat değerlendirilen tek maç da olsa, geride kalan on dört maç da olsa yapılacak yorumlar birbirine paralel olacaktır.

Melo

Galatasaray’a gelmeden önce Melo, mücadelesi ile ön plana çıkan, sezonda 3-5 gol atan fakat sert oyunu nedeniyle çokça eleştiri almaktan da geri kalmayan vasat bir orta saha oyuncusuydu. Geçen sene öyle iyi bir Melo izledik ki Brezilyalının bu görüntüsü onun geçmiş performanslarını unutturduğu gibi onu, Selçuk ile birlikte, sarı kırmızılıların geçen seneki şampiyonluğunun mimarlarından biri yaptı. Nitekim Melo orta sahadaki etkinliğinin yanı sıra bir yandan savunmasına yardımcı olurken diğer yandan da takımına tam on iki gol kazandırdı; her biri ekstra olan.

Haberin Devamı

Durum böyle olunca Melo’nun ısrarla takıma kazandırılmak istenmesi ve ona oldukça yüksek bir ücret ödenmesine razı olunması kabul edilebilir ancak bu sene Melo yine geçen sene öncesine dönmüş görünüyor; aslında normale.

Galatasaray’ın iyi kanat oyuncuları yok. İyi ve devamlı beslenme gerektiren santraforları var. Savunma da nadiren vasatın üzerine çıkabildiği için tüm bunların sonucu takımın yükünün merkez orta sahaya binmesi oluyor. Bir başka deyişle burada oynayan oyuncular, rakip ataklarını başlamadan bitirmek, hem forvetleri beslemek hem de forvetlerin oluşturduğu boşluklardan faydalanarak gol atmak durumunda; tıpkı geçen yıl olduğu gibi. Bugün hem Gaziantepspor maçında hem de sezonun genelinde Galatasaray’ın beklentileri karşılamaktan uzak görüntüsünün altında bu sebep yatıyor.

Fatih Terim

Cluj maçında izlediğim Yekta son derece umut vericiydi. Bunun nedeni tecrübeli oyucunun o maçtaki önemli katkısından ziyade özellikle Melo ve Selçuk’un aksadığı dönemlerde onların eksiğini kapatabilecek nitelikte olmasıydı. Dolayısıyla, Melo’ya kıyasla savunması daha zayıf ama hücuma katkısı fazla olan, Yekta’nın iç sahadaki bir maçta ilk on birde olmaması hata, onun iyi gitmeyen bir maçta sonradan oyuna alınmaması daha büyük bir hata oldu.

Haberin Devamı

Bunun yanı sıra Fatih Terim’in daha önce Burak için “Süper Lig’de gol atmak kolay” demesinde olduğu gibi kötü sonuçlardan sonra futbolcularını suçlaması doğru bir davranış değil. Nitekim Burak takımının Şampiyonlar Ligi’nde kaydettiği tüm gollere imza atarak hocasının teorisini çürüttüğü gibi puan kayıplarının başka nedenleri de olabileceğini gösterdi.

Gaziantepspor maçından sonra da oyuncularının konsantrasyon eksikliğinden yakınan Terim’in bu tür serzenişler yerine daha bütünleştirici, gerçekçi ve çözüm odaklı bir yaklaşıma sahip olması gerekir.

Galatasaray Taraftarları

Açık söylemek gerekirse Galatasaray’ın bu sezon kırk bin kombine sattığı konusunda emin olamıyorum. Zira Şampiyonlar Ligi maçında hıncahınç dolu olan koltuklar lig maçlarında yarı yarıya boş kalıyor. Kombine kart sahibi olan taraftarların tüm maçlara gelmediği aşikâr ancak bu oranın yüksekliği oldukça düşündürücü.

Türk Telekom Arena, şehrin içinde olsa da aslında sapa bir yerde. Stada gidişin yegâne yolunun da metro olması ve turnikelerde, trenlerde ve giriş çıkışlarda binlerce kişiyi tek bir kapıdan geçiren sıralardaki kalabalık doğal olarak insanların gözünde büyüyor ve onları stattan uzaklaştırıyor.

Haberin Devamı

Engin Baytar

Rekor seviyedeki bir cezadan sonra Engin’in Gaziantepspor maçının hakeme en çok itiraz eden adamı olması o ve takımı adına hem üzücü hem de düşündürücü. Bu durumun iki nedeni olabilir. Birincisi Engin’in davranışları onun karakterinin engellenemeyen bir parçası olduğu, ikincisi de Engin hak etmediği bir ceza aldığına inanmış veya inandırılmış olduğundan cezasından gerekli dersleri çıkarmadığı. Sanırım ikisi de doğru.

https://twitter.com/_acn_