A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Evet, her takımın bir 10 numarası olmak zorunda değil. Fakat 10 numaranız yoksa rakip kaleye organize bir şekilde gidebilmek için bir iki tane 9 hatta 9 buçuk numaraya ihtiyaç duyarsınız. Fenerbahçe’de ortasaha oyuncularından Topal ve De Souza 6 buçuk, Ozan da 7 buçuk numara. Hâl böyleyken ve orta alan bu üçlüye emanet edildiğinde Fenerbahçe çok iyi bir “beraberlik yeter” takımı oluyor.

Geçen hafta penaltıya neden olan, hafta içinde de takımını sorumsuzca on kişi bırakan Diego’nun çok iyi durumda olduğunu söylemek zor fakat sarı lacivertlilerin bu zengin kadrosunda alternatifi olmayan tek isim Diego.

Haberin Devamı

Geçen hafta da yazmıştım, Fenerbahçe’nin oyun planı “bir şekilde” gol atma üzerine. Ama bu gol 10. dakikada gelir ama 90’da ama hiç gelmez. Bu anlayışın Fenerbahçe taraftarını, hele hele elde böyle bir kadro varken tatmin etmesi imkânsız. Eminim çoğu Fenerbahçeli 1-0’lardan ziyade 4-3’lük galibiyetleri yeğler. Çünkü dört gol atabilmek için bir plana sahip olmanız gerekir ve bu da göze hoş gelen bir oyun demek. Kadıköy’de Büyükşehir Belediespor’a “bir şekilde” taktiği ile oynadığınızda kazansanız dahi beklentiyi karşılayamazsınız.

Fenerbahçe'nin, maç devam ederken ısınan oyuncularının Robin Fan Persi ile Diego olması tam bir ilizyon. Zira bu manzaranın nedeni sahada onlardan daha iyi oyuncular olması değil teknik direktörlerinin seçimleri.

Fakat Pereira’nın değişeceğini hiç sanmıyorum. Muhtemelen bu anlayışını sezon sonuna kadar devam ettirecek ve Fenerbahçe taraftarına galibiyetler hediye etse de hiç rahat maç seyrettirmeyecektir.

Fernandao

Maçta okul tarafındaki açık tribünde gözleri görmeyen bir Fenerbahçeli taraftar vardı; 20-25 yaşlarında. Maçı tel örgülerin hemen ardından takip ediyor, dışarıdan nasıl göründüğünü bilmemenin etkisiyle bize göre tuhaf hareketler yapıyor ve tribünlerin reaksiyonundan sahada olup biteni anlamaya çalışıyordu. Fakat heyecanlı olduğu her halinden belliydi. Bulunduğu tribünden dolayı onun çok zengin olduğunu düşünmüyorum. Hatta belki o maç biletini almak için dahi oldukça zorlanmıştır. Her şeye rağmen karanlık dünyasını bir nebze aydınlatabilmek için gönül verdiği takımın maçına gelen bu taraftar tribünde yerinde duramaz, ara sıra çevresindekilerden maçla ilgili bilgi alırken Fernandao, kendi numarasını değişiklik tabelasında görünce önce bozuldu, sonra maç 0-0 olmasına karşın çok ağır adımlarla kenara geldi, daha önce ancak rüyalarında gördüğü Fan Persi’ye yerini bırakırken ona “lütfen” başarı diledi ve yedek kulübesine gidip oturmak yerine doğrudan soyunma odasına gitti.

Haberin Devamı

Fernandao’nun ücretinin ne kadar olduğunun önemi yok, muhtemelen yılda birkaç milyon lira kazanıyor. O liraların bir kısmı da gözü görmese de gönlüyle maçı takip eden o taraftardan geliyor ve Brezilyalı oyuncu oyundan alındığında, hiç de o tribündeki taraftardan utanmadan tabiri caizse “trip atıyor.”

Fenerbahçe’nin golü geldiğinde benim gözüm o taraftardaydı. Nani topu ağlara gönderdiğinde tribünlerden yükselen yüksek sesten pekâlâ anlamıştı gol olduğunu. Önce yanındaki, muhtemelen tanımadığı, birkaç kişiyle kucaklaştıktan sonra onlara ısrarla bir şey soruyordu ve bu da muhtemelen golü kimin attığıydı. Aslında eminin yanıtın onun için fazla bir önemi yoktu ama aldığı yanıttan sonra bir kez daha zıpladı ve o an onun bir çift gözü görmese de gülüyordu.

Haberin Devamı

Fenerbahçe’nin dünkü galibiyetine en çok onun için sevindim.

can.nizamoglu@gmail.com