Bazı şirketlerde hiç tatile çıkmayan muhasebe müdürleri vardır. Eğer patronsanız ve sizin de böyle bir çalışanınız varsa, bu duruma sevinmek yerine onu tatile gönderin. Zira bu kişilerin uzun süreli izin kullanmamalarının nedeni tatili sevmemelerinden ziyade şirkette döndürdükleri dolaplar olabilir ve onlar bir sebeple görevlerinden ayrıldıklarında ortaya şeytanlara giydirilmiş ters pabuçlar çıkabilir.
Teşbihte hata olmaz, Aziz Yıldırım’ın yirmi yıllık iktidarının ardından Fenerbahçe’de yaşananalar da biraz buna benziyor. Evet, kastım Ali Koç’un hafta içinde açıkladığı 621 milyon avroluk borç rakamı. Bu rakam, eski başkan Yıldırım’ın son açıklamasına göre 400 milyon avro olan borcun bir buçuk katından fazla. Bu arada Yıldırım o borç rakamını „Fenerbahçe’nin borcu 350 – 400 milyon lira (350 mi, 400 mü?) bizim gelirlerimizi de düşünürsek borç aslında sıfır“ şeklinde, yanan yüreklere su serperek açıklamıştı! Tıpkı „yalandan da olsa ne güzel güldün o akşam bana“ şarkısında olduğu gibi yalandan da olsa hoşlandığımız şeyleri görmek veya işitmek hoşumuza gidiyor. Fakat bir de en iyi Fenerbahçelilerin bildiği gibi gerçeklerin elbet bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu var.
Ali Koç’un açıklamalarından sonra, Aziz Yıldırım’ın „abartıyor” şeklinde özetlenecek açıklamaları oldu ve bunun üzerinde sosyal medyada değişik muhasebe uzmanları çıktı; neymiş efendim temlikler borç gösterilir miymiş? Evet, temliklere %100 borç demek kolay değil fakat muhasebenin ihtiyatlılık prensibi gereği onları da borç gibi değerlendirmek gerek. Zaten yıllardır kulüplerin (sadece Fenerbahçe değil) finansal durumun düzelemediği gibi daha da kötüleşmesinde bu gelir ve gider rakamlarının düzgün tespit edilememesinin payı büyük.
Temlik denilen hadise kısaca şu: borcunuza istinaden ileride elde edeceğiniz geliri kullanıyorsunuz. Mesela siz bir terzisiniz ve mahalle bakkalına 100 lira borcunuz var. Bakkala diyorsunuz ki ben kasaba bir palto diktim ondan 100 lira alacağım var, onu sen al. Şimdi sizin 100 lira alacaklı olmanız borcu ortadan kaldırıyor mu? Hayır. Demek ki borcunuz borç; temlik edilmiş borcun normal borçtan tek farkı onun gelecekteki gelirler ile ilişkilendirilmiş olması. Bana kalırsa bu durum normal borçtan da kötü, zira bu şekilde bugünleri geçip geleceği satıyorsunuz.
Velhasıl Fenerbahçe yönetimi yıllarca camiaya pembe tablolar gösterdi, gerçekler yerine taraftarın hoşuna gidecek açıklamalar yaptı. Bu noktada sakın „iyi de kardeşim bu şirket borsaya açık, o kadar bağımsız denetim raporları var, nasıl yanlış beyanda bulunsun?“ demeyin zira bahsedilen konu finansal tabloların gösterimi ile ilgili ve bağımsız denetim raporlarına bakarsanız onların “sınırlı denetim raporları” olduğunu ve birçok uyarı içerdiğini görebilirsiniz. Zaten ortada öz sermayesi eksiye dönmüş, bilançosuna göre teknik olarak iflas etmiş bir şirketten bahsediyoruz. Umarım Aziz Yıldırım söylediği gibi bu konuda bir açıklama yapmaya çalışmaz zira ortada fazla açıklanabilecek bir durum yok.
can.nizamoglu@gmail.com