Eski zamanlarda bir köyde düğün hazırlıkları yapılırken herkes bir görev üstlenmiş ve helva yapma görevi de iki kardeşe düşmüş.
Oyunlar oynanıp yemekler yendikten sonra sıra helvaya gelmiş ama sofraya gelen helvanın çokluğu gören herkesi hayrete düşürmüş.
Zira sadece düğüne gelen konuklar için yapılması gereken helva rahatlıkla üç köye yetebilecek kadar fazla hazırlanmış.
Bu durumun nedeni köyde merak konusu olurken durum kardeşler ile konuşulunca ortaya cıkmış. Kardeşlerden biri kekemeyken diğerinin de kulakları biraz ağır işitiyormuş ve kekeme olan helvayı karıştırırken az işiten de karıştırıcının talimatıyla tencereye un ve su ekliyormuş.
Tencereyi karıştıranın kekeme olması nedeniyle “su koyma” demek isterken, “su, su, su, su koyma” demesi, bu nedenle tencereye gereğinden fazla su eklenmesi ve ayni şey un eklemelerinde de yasanmış olması; tüm bunlara bir de diğer kardeşin ağır işitmesi eklenmesi, ortaya haddinden fazla yapılmış bir un helvasının cıkmasına neden olmuş.
Bu ikilinin kendi aralarında görevlerini değiştirmesi ise sorunları ortadan kaldırmış ve her ne kadar geç kalınmış olsa da un ve su dengesi yakalanıp helva tamamlanmış.
Bugünkü Fenerbahçe’de de helvanın kıvamının son derece bozuk olduğu ortada ve belli ki tencereyi karıştıran ve tencereye un ile su ekleyen kişi doğru görevlerde değil. Bu durum bu kişilerin kötü niyetli veya yetersiz olmalarından değil sadece yanlış yerde görev almalarından kaynaklanıyor. Daha açık olmak gerekirse, son derece disiplinli ve işine bağlı çalışıp kulübe hem tesis anlamında hem de kurumsal anlamda çok önemli katkılarda bulunan Aziz Yıldırım, bu vasıfları ile ideal bir yöneticiyken, futbolcular, teknik adamlar, medya ve diğer çevrelere karşı yürüttüğü idarecilik görevinde ciddi sorunlarla karşılaşıyor. Bu durumun sonucunda da ortaya, tesis ve ekonomi olarak akranlarının fersah fersah önünde olmasına karşın sportif başarı olarak ancak başa baş bir görüntü veren bir kulüp çıkıyor.
Aynı durum Aykut Kocaman için de geçerli. Sezon başından beri takındığı davranış ve sezon içerisinde yaptığı açıklamalar genç teknik direktörün Fenerbahçe’deki sorunları gayet iyi tespit ettiğini gösteriyor fakat onun da bu sorunları ortadan kaldırmak için başvurduğu yollardaki yanlışlıklar takımının önündeki hedeflerden birer birer uzaklaşmasına neden oluyor.
Sonuçta şayet bir imkân olsa ve Aziz Yıldırım Fenerbahçe’nin başkanlık ve yöneticilik görevini devam ettirip idarecilik gömleğini bu konularda daha geniş tecrübeye sahip ve belki de yabancı bir profesyonele; Aykut Kocaman da teknik konularda takımın baş danışmanı olup takımın çalıştırılması işini bu görevde daha başarılı olabilecek birine bıraksa eminin sarı lacivertliler için sene sonunda ortaya çıkan helvanın lezzeti her zaman kinden daha lezzetli olacaktır.