A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Her sene takımlarımızı önce Şampiyonlar Ligi’ne yakıştırırız. Bir nedenle bu kupaya katılamazsak gözümüzü Avrupa Ligi’ne dikeriz. Hem de öyle gruplarda başarı falan değil, direkt kupayı kaldırmak olur hedefimiz. Hele bir de hem Fenerbahçe hem de Galatasaray bu kupada mücadele ediyorsa finalin adı bellidir Fenerbahçe-Galatasaray!

Elbette hedeflerin yüksek olması her zaman iyidir fakat sizce de hedeflerle hayaller biraz karışmıyor mu?

Biz takımlarımızı çoğu zaman Avrupa’nın en büyükleri ile kıyaslıyoruz fakat maalesef gerçekler bu düşünceden oldukça farklı cereyan ediyor.

Haberin Devamı

Son on yılda takımlarımızın Avrupa karnelerine baktığımızda Galatasaray’ın UEFA Kupası ve Süper Kupa başarısını bir kenara bırakırsak, Fenerbahçe ve Galatasaray ile birer Şampiyonlar Ligi, Beşiktaş ile de bir UEFA Kupası çeyrek finali dışında herhangi bir başarımız göze çarpmıyor.

Gelelim perşembe akşamına…

Fenerbahçe için Paok maçının ilk yarısı tam bir kâbustu; Young Boys maçıyla Bern’de başlayan ve Selanik’te devam eden bir kâbus. Bu durumda ister Aykut Hoca’yı suçlayarak takımın sezon öncesi iyi hazırlanmadığını söyleyin isterseniz biraz daha anlayışlı bir yaklaşımla takımın zaman ihtiyacı olduğunu söyleyin, ortada bir gerçek var ki Fenerbahçe bekleneni bir türlü veremiyor.

Paok maçının hem atmosfer hem de ateşli Yunan taraftarlar önünde hiç de kolay olmadığını kabul etmek gerek fakat bu durum Paok’un sağlam bir savunma yapmak dışında çok önemli özellikleri olmayan bir takım olduğu gerçeğini de ortadan kaldırmıyor. Yunan ekibini hafife almak mümkün değil fakat ilk yarıda siyah beyazlı takım karşısında hiçbir varlık gösterememek ikinci yarıda da oyunu rakip yarı sahaya yığmayı başarmaya karşın ikiden fazla gol pozisyonuna girememek sarı lacivertliler için kabul edilebilir bir durum değil.

Fenerbahçe’nin gerek Niang’ın oyuna girmesi, gerekse rakibin on kişi kalması sonrası toparlanmasına karşın istediği golü bulamamasının en büyük nedeni sakatlıklar ve cezalar nedeniyle kadrosunda bir kanat oyuncusu olmamasıydı, tıpkı geçen sezon boyunca olduğu gibi.

Haberin Devamı

1-0’lık skor elbette Kadıköy için telafisi mümkün bir sonuç ancak sağı solu belli olmayan Fenerbahçe için tur şansının Paok’tan daha fazla olduğunu söylemek hiç de kolay değil.

Sarı lacivertliler bu şekilde Selanik’te adeta ecel terleri dökerken, aynı kaderi Galatasaray Ali Sami Yen Stadı’nda hem de kendisine nazaran çok daha mütevazı bir ekip karşısında paylaşıyordu.

Avrupa Fatihi olarak tanıdığımız Galatasaray’ın Karpathy karşısında iki farklı yenik duruma düştükten sonra ancak beraberliği kurtarması ve Ukrayna’ya tatile gitmesi beklenirken zorlu bir rövanş için bu ülkeye gidecek olmasına Rijkaard, M. Batdal veya M.Sarp gibi birçok neden bulabilirsiniz fakat bunların tümü buz dağının üzerindeki parça olup hiç birisi size asıl sorunu göstermeyecektir, takımın, takım olma kimliğinden uzaklaşması sorununu.

Neticede takımlarımızı her zaman yükseklerde görmek istememiz oldukça normal fakat insanların hayal kırıklıkları beklentileri ile doğru orantılı olduğundan, hele hele bu seneki Fenerbahçe ve Galatasaray için her türlü sonuca kendimizi hazırlasak doğru bir iş yapmış olacağız.

Haberin Devamı

Umarım hayallerimiz bir gün gerçek olur, fakat onun bu sene olması bir timsahın konuşması kadar zor.