Maçın yirminci dakikasında topa sahip olma oranları %63 ile Başakşehir lehineydi. Nitekim Fenerbahçe’nin rakip yarı sahadaki baskısı fazla sonuç vermiyor, ev sahibi takım çok rahat paslaşıyordu.
Fakat işin gol pozisyonu tarafına bakıldığında ortada yukarıdakinin tam tersi bir istatistik vardı. Başakşehir’in ayağındaki toplar dikkatli Fenerbahçe savunması içinde erirken, gerek baskı, gerekse akan oyunda yapılan bindirmelerle net pozisyonları sarı lacivertliler buluyordu.
Maç Fenerbahçe adına, ilk gol pozisyonu, ilk gol, ikinci gol ve diğer gol pozisyonları şeklinde devam edip sona ererken, ligin lideri doksan dakika boyunca kelimenin tam anlamıyla paralize oldu.
Bu önemli galibiyetin mimarının Aykut Hoca olduğunu kabul etmek gerek. Zira maçın geneli, belki de o her maç kafasında canlandırdığı kurgunun dahi ötesine geçti. Savunma hiç hata yapmadı, ön alanda baskı ilk otuz dakikadan sonra sonuç verdi, yakalanan gol pozisyonları iyi sonlandırıldı ve ikili averaj da düşünüldüğünde neredeyse dört puanlık bir galibiyet alındı.
Fenerbahçe’nin bu galibiyetinde, her ne kadar Abdullah Avcı takım oyununa zeval vermeme adına bunu kabul etmese de, Başakşehir’in orta alandaki eksiklerinin de önemli bir rolü oldu. Çünkü özellikle Emre ve Mossoro oyunda olsa, ne Fenerbahçe ön alan baskısından bu kadar sonuç alır, ne de Başakşehir’in atakları bu denli etkisiz olurdu.
İşin Fenerbahçe tarafında, belki de sezonun en rahat galibiyetinin ligin liderinden ve deplasmanda alınmış olmasını iyi analiz etmek gerek. Ayrıca Aykut Kocaman’ın taktik anlayışı ve oyuncu tercihlerini genellikle eleştiren biri olarak, dünkü galibiyeti onun hanesine yazmam çelişki gibi görülmesin, zira benim açından Kocaman’ın temel eleştiri noktası sahip olduğu anlayıştan ziyade istisnasız her maça bu anlayışla çıkmasıdır. Fenerbahçe sezon başından beri hemen hemen her maça aynı taktik anlayışla çıkıyor ve bu şekilde zor maçlarda iyi sonuçlar elde ederken, görece kolay rakipler karşısında ya çok zor kazanıyor ya da puan kaybediyor.
Sözün özü, Aykut Kocaman’ın savunma öncelikli ve fizik mücadeleye dayanan oyun anlayışı büyük maçlar için ilaç niteliğinde. Bu anlayış, yakın gelecekteki Beşiktaş ve Galatasaray maçlarında da sarı lacivertlilerin en büyük kozu olacak. Fakat tabiri caizse okyanusu geçip derede boğulmamak için diğer maçlarda, özellikle de savunmayı ön plana alan rakipler karşısında, mevcut sistemden biraz taviz vermek, orta alana bir fazla hücuma dönük oyuncu monte etmek ve genel anlamda daha pozitif oynamak şart.
can.nizamoglu@gmail.com