Toplum olarak yaptığımız çok genel bir hata var. Olayları veya kişileri eleştirirken onları kendimizin dışında tutuyor, eleştirileri aslında kendimize yaptığımızı fark etmiyoruz. Bu durum trafikten tutun da, iş yerlerimize kadar hayatımızdaki her olay ve kişi için geçerli ama bu yazının konusu Fatih Terim.
Fatih Terim’i eleştirmeyenimiz yok gibi. Onun davranışları, kabadayı tavrı, hele hele yazın karıştığı olay düşünüldüğünde onu eleştirmek değil eleştirmemek hata olur. Fakat bir yandan onu beğenmeyip diğer taraftan da onu geçemeyince hem bu eleştiriler anlamsızlaşıyor hem de aslında kendi eksikliğimizi beyan etmiş oluyoruz.
Fatih Terim dokuz sezondan az görev yapmasına karşın bu süre zarfında yedi kez şampiyon oldu. Bu rakam Galatasaray’ın tüm şampiyonluklarının üçte biri ve şampiyonluk sayısı hesaplama yıllarının tartışması bir tarafa, demek oluyor ki Galatasaray Terimsiz elli sezonda kazanılan başarının yarısına Terim ile dokuz sezonda ulaşmış; UEFA Kupası ve Süper Kupa da bunun cabası.
“Efendim biz Terim’in kariyerini değil davranışlarını eleştiriyoruz” açıklaması da bu nokta da geçer akçe değil. Zira davranışları bu kadar eleştiriye açık olan bir kişiden daha başarılı olamamak yine diğerlerinin suçu. Ayrıca bu sezon göreve geldikten sonraki tavır, davranış ve açıklamarı ile Terim, hem Kocaman hem de Güneş’e kıyasla çok daha serin kanlı ve centilmendi.
Velhasıl Fatih Terim de etrafımızda olan herkes veya her şey gibi bizden, kısaca aslında o biziz. Onu eleştirmek ve onun hatalarını dile getirmekte sonuna kadar haklıyız ama sonraki adımda da onu geçmek zorundayız. Aksi takdirde ya eleştirilerimizde haksızız demektir ya da bu kadar eleştirdiğimiz adam bizim en iyimiz!
Sezonun şampiyonu Galatasaray’ı tebrik ederim.
c