Hafta sonundaki büyük derbiyi Fenerbahçe kazanınca bir taraf şampiyonluk yarışının sarhoşluğundan diğer taraf da facia gibi devam eden sezonun keşmekeşinden maç öncesinde ve maç esnasında yaşanan taraftar terörünü görmek istemedi. Peki ya diğerleri nereye kayboldu?
Maç öncesinde Fenerbahçe taraftarının maça gidişi tam bir faciaydı. Bu garip insanların, kendilerini taşımak için tahsis edilen belediye otobüslerinin sadece camlarını değil “duracak” yazan ışıklı tabelalarını dahi kırarak araçları adeta kullanılamaz hale getirmeleri bir tarafa TEM otoyolunu cam kırıkları ile doldurup diğer araçlara da zarar vermeleri akıl almaz bir durumdu. Aynı saatlerde bir radyo programına bağlanan bir sürücü aynen şöyle diyordu: “kendimi bildim bileli futbol ile ilgileniyorum ama taraftarlık buysa bir daha futbolun adını dahi duymak istemiyorum!”
Diğer taraftan Galatasaray taraftarı, TT Arena’ya gelmek için ekseri metroyu kullandı fakat zihniyet aynı olunca yaşananlar da birbirinden pek farklı olmadı. Aynı garip insanların metro vagonlarını sallaması nedeniyle trenler hasar gördü, metroda elektrikler kesildi ve araçlar arızalandı. Metroda telefonlar çekmediği için o anları canlı aktaracak biri olmadı fakat eminim o metro treninde yolculuk eden her normal insan, TEM’de seyahat eden vatandaşla aynı şeyleri düşünmüştür.
Bu can sıkıcı olaylar ile başlayan karşılaşmanın ikinci yarısında ise sahaya, biri direkt Volkan’a olmak üzere, iki büyük içki şişesi atılması tam bir skandala neden oldu. Artık aşırılık veya saldırganlık boyutunu aşıp sahadaki oyuncuların can güvenliğini tehlikeye atan bu davranış sonrasında nasıl oluyor da hala oyunu konuşuyoruz anlaşılır gibi değil.
Ülkemiz maalesef futbol anarşisi açısından dağ başından farksız. Tıpkı sahada olanın sahada kaldığı gibi tribünde yapılan da tribünde kalıyor ve taraftarlar sadece statta veya stat çevresinde yaptıklarından değil, maç günü boyunca nerede olurlarsa olsunlar yaptıklarından mesul değiller, tek şart boyunda bir takım atkısı olması.
Maçlara artık zilzurna sarhoş gitmek adet oldu, taraftar deyince akla sağı solu yıkıp döken canavarlar gelmeye başladı ve bu insanların maça gidiş amacı da spordan çok uzakta bir yerde: deşarj olmak!
Evet, herhangi bir konuda harekete geçmek için hep olayın bir ucunun bir şekilde bize dokunmasını bekliyoruz ve bu nedenle ne ev sahibi takımdan ne de misafir takımdan bu konuda bir açıklama geliyor. Fakat o otobüs devrilse, o tren raydan çıksa veya Volkan kafasına darbe alıp bir daha futbol oynayamayacak hale gelse önlem almak için biraz geç olmayacak mı?
Futbol sadece sahadaki formalı adamların mücadelesi değil öncesi, esnası ve sonrasında yaşanan tüm gelişmeler ile birlikte tam bir spor organizasyonu ve bu organizasyonda oyunun değerini korumak veya arttırmak diğer unsurların sağlıklı yürümesine bağlı. Aksi takdirde bırakın izlemeyi üzerinde konuşulacak tek bir karşılaşma dahi bulunamaz.