Maç öncesinde Yılmaz Vural ile Aykut Kocaman orta sahasız bir mücadele için bir anlaşma yapsalar, ilk yarıdaki gibi bir görüntü ancak ortaya çıkardı. Bu garip duruma hem sarı lacivertli hem de siyah beyazlı (dün pembe beyazdı) savunma oyuncularının ortaya koyduğu kötü performanslar eklenince ortaya futboldan uzak ama bol gollü bir kırk beş dakika çıktı.
Aynı şartlar altında ikinci yarının da en az ilk yarı kadar gole ve gol pozisyonuna sahne olması kuvvetle muhtemelken Aykut Kocaman’ın devre arasındaki Santos ve Bilica neşteri maçın geri kalanında konuk takımın gol yemesine mani olunca ikinci yarıda da ilk yarıdaki kadar gol atmayı başaran sarı lacivertliler sahadan farklı bir galibiyetle ayrılmayı başardı.
İstanbul’da dahi olsa deplasmanda alınan dört farklı bir galibiyet ve özellikle Bobo’nun iki, Baros’un da üç gol attığı haftada Niang’ın da bir üçleme yapması, zor günler yaşayan Fenerbahçe camiası için son derece anlamlı ve önemli oldu fakat sanıyorum bu galibiyetten üç puan dışında bir anlam çıkarmak, hele hele bunu uzun vadeli iyimser yorumlara dönüştürmek son derece zor çünkü rakibe muhtemelen bugüne kadar hiçbir maçta elde edemediği kadar fazla gol şansı verilmesi, orta alanda topun maçın hiçbir anında tutulamaması ve sürekli dağınık bir görüntü içinde olunması gibi önemli meseleler, ligin mütevazı ekiplerinden Kasımpaşa önünde dahi, tüm çıplaklığı ile ortadaydı.
Sonuç olarak Fenerbahçe, Ali Sami Yen Stadı’ndaki son karşılaşmasından farklı bir galibiyet çıkarmayı başarsa da Aykut Kocaman’ın öğrencilerinin skor ile doğru orantılı bir görüntü içinde olduklarını söylemek mümkün değil. Özellikle Emre ve Niang’ın başarılı oyunu, Alex’in de bitiriciliği ile sonuca gitmeyi başaran sarı lacivertlilerin bundan sonraki dönemde de galibiyetlere devam etmesi için başta savunmadaki hatalar olmak üzere, oyunu kontrol edememe ve saha içinde organize olamama sorunlarına çare bulması gerekiyor. Zira bundan sonraki maçlarda karşılaşılacak rakipler ne Kasımpaşa gibi rahat pozisyon verecek ne de bulduğu pozisyonlarda Yılmaz Vural’ın öğrencileri kadar cömert davranacaktır.
Issiar Dia
Dia etkili bir isim olduğunu geçen hafta Beşiktaş karşılaşmasındaki görüntüsü ile de belli etmişti. Nitekim Senegalli oyuncu Kasımpaşa önünde de enerjisi ve hızı ile arkadaşlarına gol pozisyonu hazırlamakta ne denli becerikli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Mevcut görüntüsü ile bundan sonraki karşılaşmalarda da rakiplerin kanat beklerini oldukça zorlayacağa benzeyen Dia ile ilgili tek olumsuz taraf bu oyuncunun son vuruşlarda veya daha genel bir ifadeyle son hareketlerdeki başarısızlıkları. Her ne kadar Kasımpaşa karşısında son paslarda da başarılı görünse de maçların geneline bakıldığında topu çok hızlı bir şekilde rakip kale önüne taşımayı başaran genç oyuncunun bu çabanın ardından kötü bir şut veya pas çıkarması kendisi için acilen düzeltilmesi gereken bir eksiklik. Velhasıl şimdiden ligimizin önemli transferlerinden biri olarak sivrilen Senegalli oyuncu söz konusu eksikliğini de giderdiği takdirde adından çok daha fazla ve çok daha olumlu bir şekilde söz ettirecektir.