A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Fikret Orman’ın işinin çok zor olduğunu inkâr eden bir kişi dahi görmedim. Taraflı tarafsız herkes Beşiktaş’ın içinde bulunduğu durumun zorluğunun farkında ve hem Orman’a hem de onun çalışma arkadaşlarına her şeyden önce saygıyla yaklaşılıyor.

Ancak Fikret Orman geride kalan iki buçuk ayda gösterdiği performans daha doğrusu yaptığı açıklamalarla benim kafamda ileriye dönük soru işaretleri uyandırdı. Bu açıklamaların sonuncusu da onun Nihat Kahveci ile ilgili sözleri.

Öncelikle Fikret Orman, malum sözleri Nihat’ın hakkını aramasına değil, alacakları üzerinden faiz istemesine karşılık sark ettiğini söylüyor ama belli ki başkan, Nihat’ın bu zor zamanda UEFA kanalıyla Beşiktaş’tan geciken ücretini istemesine de içerlemiş.

Haberin Devamı

Peki, Orman tepkisinde haklı mı? Maalesef hayır!

Beşiktaş’ın ekonomik açıdan tarihinin en zor senelerinden birini geçirdiğini, kulübün 581 milyon lira borcu olduğunu ve Fulya ile plaza gelirlerinin 2016 yılına kadar temlik edildiğini herkes biliyor. Fakat bunların sorumlusu Nihat Kahveci olmadığı gibi tüm bunlar şu an ne iş yaptığı ve paraya ne kadar ihtiyacı olduğu bilinmeyen Nihat’ın alacaklarının peşine düşmesine de asla engel değil.

Bu olayda beni en çok üzen nokta Orman’ın açıklamalarında “Beşiktaş’ın çocuğu” ifadesini kullanarak bu sözün de içini boşaltması ve Beşiktaş'a önemli hizmetlerde bulunmuş bir futbolcuya bu noktadan hareketle hiç hak etmediği sözler söylemesi oldu.

Zamanında Del Bosque veya Schuster tazminatlarını son kuruşuna kadar alırken Rıza Çalımbay kulüpten Orman’ın tabiriyle “Beşiktaş’ın çocuğu” olarak ama beş parasız ayrıldığında iyi mi yaptı? Rıza Hoca'nın yaptığı bırakın iyiliği, profesyonelliğe aykırı davranarak hem kendisine hem de kulübüne kötülükten başka bir şey değildi.

Kaldı ki Nihat 2002 yılında İspanya’ya giderken kulübüne dört milyon avro kazandırdığı gibi anlaşılan geçtiğimiz sezondan alacaklarını tahsil etmek için de bir süre beklemiş ve takımdan ayrılmak suretiyle takip eden sezonlardaki alacaklarından vazgeçmiş. Fakat bu oyuncuyu sattıktan yıllar sonra dört buçuk milyon avro bonservis bedeli ve kendisine ödenecek ilk yıl üç buçuk sonraki yıllar da iki buçuk milyon avro karşılığı geri aldığınızda söz konusu tutarları ödemekten başka bir çareniz yoktur. Diğer taraftan Fernades veya Ernst'in alacaklarını tahsil için UEFA'yı su yolu yaptığı bir ortamda Türk oyunculardan bu haklarını kullanmamalarını istemek, üstüne üstlük buna bir de "Beşiktaşlılık" bahanesi eklemek her şeyden önce haksızlık ve son derece yanlış.

Haberin Devamı

Kulüp sevgisinin göstergesi dillerde söylene söylene anlamını yitirmiş sözler değil, futbolcular için sahadaki başarılı performanslar, taraftarlar için takımlarına verilen destek ve yöneticiler için de kulübü her açıdan en iyi şekilde idare etmektir.

Nihat Kahveci meselesi basit bir olay gibi görülebilir fakat şayet Fikret Orman’ın olaylara yaklaşımı hep bu merkezde olacaksa, Beşiktaş’ın hele hele böylesine hassas bir senede, işi hiç de kolay değil demektir. Zira Orman’dan beklenen olaylara duygusallıkla değil profesyonellik ve mantık çerçevesinde yaklaşması, kulübü düzlüğe çıkaracak somut ve planlı adımlar atması ve nihayetinde Beşiktaş’ın bu seneyi öncelikle ekonomik sonra da sportif açıdan mümkün olan en başarılı şekilde tamamlamasını sağlayarak siyah beyazlı camiayı yarınlar için umutlandırmasıdır.

Haberin Devamı

Twitter:_acn_