A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Avrupa Ligi, Süper Lig’e havlu atmış Beşiktaş, Beşiktaş da Avrupa kupalarındaki tek temsilcimiz olması nedeniyle ülkemiz için son umuttu fakat dün akşam itibarıyla her iki macera da hüzünlü bir şekilde sona erdi.

Elbette futbolun içinde her şey var ve buna D.Kiev’in İstanbul’da Beşiktaş’ı elini kolunu sallayarak mağlup etmesi de dâhil. Fakat siyah beyazlılar için asıl mesele çok değil, daha bir ay öncesine kadar tüm camianın izlemekten gurur ve zevk duyduğu takımın bugün başkanından yönetimine, futbolcusundan teknik heyetine kadar kelimenin tam anlamıyla tel tel dökülmesi ve bunun en önemli nedeninin Beşiktaş’ın yaşadığı kimlik erozyonu olması.

Haberin Devamı

Kabul edelim ki Türkiye’de Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray’ın her zaman bir adım gerisindeydi. Ancak bu durum siyah beyazlılar için hiçbir zaman şikâyet konusu olmadığı gibi tribünleri, altyapıdan çokça destekli kadrosu ve saygılı yönetici görüntüsü ile kendine has bir dokuya sahip Beşiktaş’ın taraftarları “renkli takımlar”a benzememekle adeta övünüyordu. Bu kapsamda, onlarla aynı şehirde olmasına karşın Beşiktaş, kendine kıyasla zengin rakiplerine karşı, içinde bir çeşit başkaldırıyı barındıran başka bir futbol yaklaşımını temsil ediyordu.

Fakat bugün dünya yıldızlarını takıma kazandırma adına haddinden fazla borçlanan, umut veren genç oyuncularını bu uğurda kaybetme noktasına gelen ve on bir yıldır takımın en emekçi oyuncusu olan kaptanını dahi bir kalemde silmekten çekinmeyen Beşiktaş, kendi kimliğini bırakıp yıllardır eleştirdiği ve onlardan farklı olmaktan gurur duyduğu rakiplerinin adeta bir kopyası haline geldi.

Beşiktaş’ın mevcut yönetim anlayışıyla girdiği bu yoldan dönmesi oldukça zor görünüyor. İdarecilerin MHK ve diğer kulüp yöneticileri ile ağız dalaşı, D.Kiev maçının ilk on birinde alt yapıdan gelen hiçbir oyuncu olmadığı gibi sadece iki Türk oyuncu olması ve Necip, Rıdvan veya Ali gibi gençlerin neredeyse hiç forma şansı bulamaması, siyah beyazlıların yıllarca karşı çıktıkları bu ruhsuz yola, tam da diğerlerinin bu anlayıştan uzaklaşmaya çalıştığı anda, girdiğini gösteriyor.

Haberin Devamı

Sözün özü, Beşiktaş’ın dünkü mağlubiyeti, yöneticilerinin üst üste disiplin cezası alması, oyuncularının soyunma odasında yumruklaşması, rakibine tekme atan futbolculara sahip olması ve takım olarak yaşadığı büyük huzursuzluk her şeyden önce, siyah beyazlıların bir zamanlar sahip olduğu değerleri elinin tersiyle itmesiyle ve kendi içinde tutarsızlıklar yaşamasıyla ilgili. Burada da en büyük görev şu sorunun yanıtını vermesi gereken ve Beşiktaş’ın asıl sahibi olan taraftarlara düşüyor: değirmeni taşıma suyla döndürmeye devam eden bir Beşiktaş mı yoksa dünya yıldızları eksik olsa da kulüp havasından hiç vazgeçmeyen ve başarılar azalsa da kimliğine sahip çıkan bir Beşiktaş mı istersiniz?