A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Elbet gidecekti bir gün. Mutlaka çok zor olacaktı gidişi ama böyle aniden, göz göre göre bir kayboluş hiç olmadı.

Kim bilebilirdi ki onun Süper Kupa finalinde Galatasaray’a attığı golün son dış saha golü, Marsilya filelerini havalandırması da Kadıköy’ü son ayağa kaldırışı olacak?

Hem bilinse o gün o stat dolup taşmaz, taraftar geceler öncesinden yollara düşmez ve sadece tribünlerden değil seslerini duyurabildikleri her yerden son bir kez “I love you Alex” demek için tüm güçleriyle bağırmaz mıydı?

Eğer Alex’in büyüklüğünü öğrenmek istiyorsanız onu Fenerbahçelilere değil Galatasaraylı taraftarlara, Beşiktaşlı gazetecilere veya Trabzonsporlu futbolculara sorun. Hepsinin kendilerine en fazla çektiren o adamı sevmesi ve sayması asla tesadüf değil. Çünkü o seviyesizliğin moda, kavgaların iftihar nedeni, rakipleri aşağı çekmenin tek amaç olduğu bir ortamda insanlara futbolun ne olduğunu hatırlatan ve onu sevdiren nadir sebeplerden biriydi.

Haberin Devamı

Alex her zaman o kadar iyi, doğru ve örnekti ki bazen onun insan olduğunu ve hata yapabileceğini dahi unuttuk. Kâh formsuzluğunda onu yuhaladık kâh bugün olduğu gibi samimi açıklamalarını, laflarını hiçbir tarafı kırıp dökmeden söylemesini kabul edemedik. Onun sekiz yıldır forması için canla başla verdiği mücadeleyi, kaptanlık pazı bandını layıkıyla takmasını, niceleri gelip geçerken onun futboluyla herkese parmak ısırtmaya devam edişini bir anda unutup aldığı paranın hesabını yapma gafletinde dahi bulunduk.

Doğrusunu söylemek gerekirse çoğu kimse gibi, bana da Alex bir sonraki maç takımdaki yerini alacak, küçük bir çocuğun elinden tutarak çıkış tünelinde görünecek ve tek ayağının üzerinde sekerek sahaya adımını atacak gibi geliyor. Onun her serbest vuruşta topun başına geçmeyeceğine, gollerini attıktan sonra havaya sıçrayarak yumruğunu kaldırmayacağına alışmak fazlasıyla zor olacak. Uzunca bir müddet Kadıköy’de kornerler yetim, serbest vuruşlar öksüz kalacak ve top kimsenin ayağına yakışmayacak; onunkine yakıştığı kadar.

Bugün her zihinde akıllara zarar aynı sorular var. Ne olurdu o idare edilebilseydi veya dünyanın sonu mu gelirdi kenara alınırken hocasının uzattığı ele yanıt verseydi? Olmadı, yürütülemedi. Seyirciler filmin sonunun yaklaştığının farkındaydı ama kimse beklemiyordu daha final sahnesini göremeden bir anda perdenin kapanmasını, ışıkların açılmasını.

Haberin Devamı

Bu iç burkan tabloda tek teselli şu ki, karşılıklı gönül yaraları olsa da ne o incitti camiasını ne de kulübü onu. Kavga etmeden, kötü olmadan, içlerinde birbirlerine olan sevgiyi azaltmadan, fiziksel olarak, ayrıldı Alex ve Fenerbahçe; soyut âlemde sonsuza kadar beraber olmak üzere.

Bugün on numaralı çubuklu nemli gözlerin, düğümlenen boğazların nedeni. Fakat inanıyorum ki iki sevgilinin yolu bir gün tekrar birleşecek, Alex’in hayalim diye bahsettiği, her Fenerbahçelinin ise rüyası olan jübile maçı Kadıköy’de yapılacak ve bu müthiş filmin final sahnesi ona yakışır bir şekilde çekilecek.

Bundan sonra da birçok yıldızımız ve hatta efsanelerimiz olacak ama daha şimdiden söyleyeyim hiçbiri bir Alex değil.

Haberin Devamı

twitter:_acn_