A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Bu sezonun Fenerbahçe için “feda” sezonu olduğundan zira Fenerbahçe’nin, Aykut Kocaman’ın faydasız ısrarları nedeniyle, aslında çok daha iyi durumda olabileceği bir sezonu oldukça kötü bir performansla sürdürdüğünden daha önce bahsetmiştim; İnönü’deki son derbi de bu durumu gözler önüne seren bir karşılaşma oldu.

Açıkçası derbide Beşiktaş açısından söylenecek tek şey Fenerbahçe’nin hatalarını iyi değerlendirdikleridir. Zira maçın ilk yarım saatinde bu sezon hiçbir karşılaşmada olmadıkları kadar mahkûm olan, sonraki süre zarfında da oyuna hiçbir zaman hükmedemeyen Beşiktaş’ın derbide iyi oynadığını söylemek çok zor. Buna ek olarak siyah beyazlıların savunmadaki üstesinden gelinemeyen pozisyon hataları ve Fernandes dışında orta sahadaki programsızlık yine dikkatlerden kaçmadı. Dolayısıyla Beşiktaş açısından tablonun iki boyutu var. Birincisi bu olumsuzlukların tarihi derbi galibiyetine asla gölge düşürmediği ve Beşiktaş’ın İnönü Stadı’ndaki derbilere son derece mutlu bir şekilde veda ettiği; ikincisi de gösterilen performansın değil şu an konuşulan şampiyonluk hedefi, sahip olunan ikincilik için dahi asla yeterli olmadığı.

Haberin Devamı

Derbide sonucun belirleyicisi Fenerbahçe, Fenerbahçe’nin belirleyicisi de Aykut Kocaman oldu. Sanırım bu herkes tarafından kabul edilecektir: Fenerbahçe, Beşiktaş’tan daha kuvvetli bir takım. Nitekim ilk yarım saatte iki takım arasındaki güç farkı çok net bir şekilde görüldü. Fakat Fenerbahçe’de bazı futbolcular o kadar kötü performans gösteriyor ki bu durum takımın geri kalanının iyi futbolunu da mücadelesini de nafile kılıyor.

Fenerbahçe’nin bu sezon yedi golleri mercek altına alırsanız bunların ilk nedeninin bireysel hatalar olduğunu görürsünüz. Bu gollerde stoperler ya hava topunu alamamış, ya rakibini engelleyememiş ya da bariz hatalar yapmıştır. Bu pozisyonların büyük çoğunluğunda podyumda olan oyuncu da Bekir’dir. Bekir, çok çalışkan fakat en sade ifadeyle Fenerbahçe’nin stoperi olmak için yetersiz bir oyuncu. Dolayısıyla Bekir’den hele hele Egemen gibi Bekir’e oranla biraz daha dengeli ama yine de beklenen seviyede olmayan bir oyuncuyla beraber Fenerbahçe’nin savunma yükünü kaldırmasını beklemek, bile bile lades demekten başka bir şey değil. Bu durum Yobo’nun Afrika kupasında olduğu dönem için bir zorunluluktu fakat derbide bunun en masumane tanımı yanlış tercih.

Haberin Devamı

Aykut Kocaman’ın üzerinde ısrar ettiği ikinci yanlış tercihi Cristian. Cristian öyle bir oyuncu ki ne takım savunmasına ne de ataklara destek veriyor. Oynadığı bölge itibariyle kendisinden öncelikle savunma yapması beklenmese de onun atılan gollerin bir şekilde ucundan tutmaması, asist sayısının sadece dört olması Brezilyalının takımına fayda sağlayamadığının açık kanıtları. Fakat ne gariptir ki Kocaman Cristian’dan asla vazgeçmiyor.

Bugün Fenerbahçelilerin üzüntü kaynağı muhtemelen kaybetmek değil kadrodaki bir iki değişiklikle kazanabilecekken kaybetmek. Bu tabloda Sow’un attığı goller Fenerbahçe taraftarı için sevinci değil adeta üzüntüyü artırıyor.

Aykut Kocaman’ın ısrarından vazgeçeceğini sanmıyorum. Fakat şurası bir gerçek ki eğer Fenerbahçe kalan on maçı Bekir ve Christian’ın içinde olmadığı kadrolar ile oynar ve kadronun oyunu dikine oynayan tek oyuncusu olan Salih mümkün mertebe forma şansı bulursa sarı lacivertlilerin sadece ikincilik değil şampiyonluk şansı dahi devam eder. Aksi durumda ise Fenerbahçelilere naçizane önerim bu sezondan herhangi bir beklenti içinde olmamaları yönünde.

Haberin Devamı

Son söz, Beşiktaş öyle veya böyle İnönü Stadı’ndaki derbilere, asla unutulmayacak bir galibiyetle ve maçın gidişatından kaynaklanan büyük bir sevinçle veda etti ve tebriklere hak kazandı.

Bu son derbide herhangi bir olumsuzluğunun yaşanmaması da gecenin en mutluluk verici tarafıydı.

Twitter:_acn_