A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

İyi futbolcuların teknik direktörlük olacaklarına hep şüphe ile yaklaşmışımdır; beni buna gözlemlerim zorluyor. Siz de aklınıza eski en iyi futbolcuları getirin, onların nadiren iyi teknik direktör olduğunu görürsünüz. Sanıyorum bu bir realite ve temelinde de futbolculuk ile teknik direktörlüğün en az ressamlık ve duvar boyacılığı kadar birbirlerinden farklı işler olması yatıyor.

Birbirinin ister istemez devamı olarak görülen bu iki mesleğin farkları hakkında bazı düşüncelerim var ve belki garip gelecek ama iyi futbolculuğun iyi teknik direktör olmak için bir gereklilik değil aksine onu zorlaştıran bir unsur olduğunu düşünüyorum ama bugün söyleyeceklerim bu konunun detayları değil; Aykut Kocaman.

Haberin Devamı

Aykut Kocaman’ın elindeki oyunculardan yeterince faydalanamadığını çoğu futbol takipçisi gibi ben de düşünüyorum. Zira Sow’a solda, Kuyt’a santraforda, Topuz’a sağ kanatta, Alex’e de kulübede yer vermekle Aykut Hoca, endüstri mühendisliği tabiriyle, hem bu futbolcuları hem de tüm takımı oldukça verimsiz kullanıyor.

Fakat düşündüğüm bir şey daha var ki o da Aykut Kocaman’ın takımı ile ilgili farklı fikirlere ve hedeflere sahip olduğu. Aykut Hoca doğaldır ki kendi ayağına kurşun sıkmaz ve o, en az, en koyu Fenerbahçe taraftarı kadar takımının başarılı olmasını ister. Fakat farklı olan Kocaman’ın bu başarılara, aykırı olarak tabir edebileceğimiz kendi oyun anlayışı ve futbol görüşü ile ulaşmaya çalışması; risk alması.

Aykut Kocaman’ın göreve geldiği ilk haftaları hatırlıyorum da yine takımını faklı bir şekle sokmak istemiş, yine Alex ile sorun yaşamış fakat ne zaman ki karar değiştirerek Fenerbahçe’nin uzun yıllardır oynadığı dizilişe dönmesine göz yummuş, o zaman başarılı olmuştu. Görünen o ki Aykut Kocaman bu sene düşüncesinin arkasında daha sağlam durmak istiyor. Onca eleştiriye, uyarıya ve muhtemelen kendisinin de gördüğü yanlışlara karşın doğru olduğu yönde ilerlemek istiyor; bunun uzun vadede takım için daha faydalı olduğuna inanarak.

Aykut Kocaman için risk alıyor dememin nedeni onun takımı için, oynattığı takdirde herkes tarafından benimsenecek ve başarısız olsa dahi büyük ölçüde eleştirilmeyecek bir sistem yerine futbolcularından kendi kafasındakileri sahaya yansıtmalarını beklemesi ve bunu yaparken en ufak bir başarısızlıkta dahi hedef tahtasına koyulmayı göze alması.

Haberin Devamı

Sanıyorum Aykut Kocaman, geleneksel bir roman yazmaktansa okuyucularının karşısına kendi tarzında bir yazar olarak çıkmak istiyor ve muhtemelen takımını kendi düşünceleri doğrultusunda idare etmedikçe kendini Aykut Kocaman gibi hissetmiyor.

Bu noktada Fenerbahçe’nin kaderinin maceracı bir zihnin düşünce sınırları içinde oradan oraya savrulduğunu savunabilirsiniz ama bu zihin sarı lacivertlilerin yegâne teknik patronu ise onun bunu yapma lüksü var.

Aykut Kocaman’ın Fenerbahçe’yi sokmaya çalıştığı şeklin, forvette mevkileri kaldırarak takımını adeta bir voleybol takımı gibi herkesin her yerde oynayabileceği bir formasyona büründürme isteğinin, savunma güvenliğini devamlı ön planda tutmasının ve başarılı olacağına inandığı futbolculara ısrarla şans vermesinin başarı getireceğine dair bir garanti yok hatta bugünkü görüntü camiaya fazla umut vermiyor. Fakat Aykut Kocaman bir şey yapmaya, kendisi olmaya ve Fenerbahçe’nin teknik direktörü gibi hissetmeye çalışıyor. Dolayısıyla Kocaman, başarılı olması daha muhtemel ama kendisine ait olamayan bir sistem yerine doğru olduğuna inandığı yolda yürümek istiyor ve bu işin sonunda ya kendi tercihleri doğrultusunda kaybetmeye razı olacak ya da doya doya yaşayacağı başarılara uzanarak, başarılarla dolu futbolculuk kariyerini teknik direktörlük zaferleriyle taçlandıracak; Aykut Kocaman olarak.

Haberin Devamı

twitter: _acn_