A. Can Nizamoğlu

A. Can Nizamoğlu

can.nizamoglu@gmail.com

Tüm Yazıları

Aykut Kocaman “Bizim gibiler için zirve burasıdır” dedi ama bu doğru cümlede bir eksik var. Çünkü Fenerbahçe taraftarı için de zirve Aykut Kocaman!

Bir futbolcu için nasıl ki yıllarca formasını terlettiği, üzüntüsü ve sevinçleriyle hayatının en önemli parçası haline getirdiği, adeta onunla var olduğu takımının teknik patronu olmak gerçeğe dönüştürülmüş bir rüyaysa, o futbolcunun attığı gollerle coşan, onu on yıllardır tanıyan, adeta kendisi gibi hisseden taraftarlar için de bu durum aynı oranda mutluluk vesilesidir.

Haberin Devamı

Ancak ne yazık ki bu “rüya” birlikteliklerin çok azı mutlu sonla bitiyor.

Aykut Kocaman, sonradan vazgeçtiği açıklanan istifa kararını Karabükspor maçının sonunda almadı. Onun bu kararı, basın mensuplarının önüne geçmeden önce soyunma odasında geçirdiği bir buçuk saatte verilmiş bir karar da değildi. Kocaman’ın istifasının nedeni 2011 yazında yaşananlardan sonra zihnine yerleşen, geçtiğimiz sezon içinde etkisini kaybeden fakat başta Alex olayı olmak üzere bu sezon alınan her kötü sonuç sonrasında biraz daha filizlenerek artık tedaviyi imkânsız hale getiren bir düşünce tohumuydu.

Kocaman’ın istifasının kilit cümlesi şu: “Gücüm kalmadı.” Bu cümle öylesine yapılmış bir açıklama değil; hele hele bunu söyleyen, her kelimesini iki kere tartmadan ağzından çıkarmayan Aykut Kocaman’sa. Aykut Hoca’nın bu açıklamasının anlamı bir başarısızlık kabulünden çok kendisinin artık Fenerbahçe’ye faydalı olamayacağını düşünmesiydi. Bir başka deyişle o, bundan sonra görevinde kalmasının o çok sevdiği kulübüne zarar verdiğini düşündüğü için ve kulübünün çıkarlarını kendi çıkarlarının üzerinde gördüğü için ayrılmak istedi; bulunduğu koltuğu kendisi için zirve olarak görmüş olsa dahi. Bu ancak Kocaman gibi erdemli insanların yapacağı türden bir davranıştı.

Keşke verdiği kararı değiştirmeseydi!

Aykut Kocaman’ı kararından döndüren üç kişi veya grup oldu: Başkan, futbolcular ve taraftarlar.

Bu üçlüden Aziz Yıldırım 3 Temmuz öncesi olsa kanımca Kocaman’ın kulüple ilişkisini çoktan kesmişti fakat o Kocaman’ı artık bir nevi silah arkadaşı olarak görüyor ve o gittiğinde yalnız kalacağına inanıyor. Bu nedenle de onu kaybetmeyi asla istemiyor.

Haberin Devamı

Futbolcuların teknik direktörlerine sahip çıkmaları önemli fakat bu kişilerin profesyonel oldukları düşünüldüğünde bu üzerinde fazla durmaya gerek olmayan bir davranış. Zira ortada futbolcuların bilerek kötü oynamaları gibi bir durum olmadığı gibi futbolcular teknik direktörün kim olacağı konusunda karar vermek yerine o kişi kim olursa olsun onun söylediklerini uygulamakla yükümlü.

Son olarak taraftarlar. Burada bir tespit yapmak gerekiyor. Cumartesi günü, Şükrü Saraçoğlu Stadı’nda Aykut Kocaman’ı istifaya davet eden de, sonradan onu bu kararından vazgeçirmek için evinin önüne kamp kuran da Fenerbahçe taraftarı. Ayrıca Fenerbahçe taraftarı bugün bazı konularda görüş ayrılığı yaşasa da bu durum, onların bir kısmının diğerlerine kıyasla daha çok veya daha iyi Fenerbahçeli olduğu anlamına gelmez. Dolayısıyla istisnasız tüm Fenerbahçe taraftarları Aykut Kocaman’ı sevse de, bu taraftarların tamamı Kocaman’ın görevine devam etmesi gerektiğini düşünmüyor.

Haberin Devamı

Bugün Aykut Kocaman’ın yukarıda bahsettiğim üç koldan ve ısrarla istifasına karşı çıkmanın tek açıklaması var o da Fenerbahçe’nin 3 Temmuz mücadelesinin devam etmesini istemek. Futbolcuların anlık tepkilerini bir kenara bırakırsak, Kocaman’ın görevde kalmasını isteyen Başkan ve taraftarların önceliği saha içinden ziyade saha dışındaki mücadele. Daha açık söylemek gerekirse bu kişiler de Fenerbahçe’nin iyi futbol oynamadığının ve sorunların kısa vadede çözülemeyeceğinin farkında fakat onların yaklaşımına göre Fenerbahçe ne sonuç alırsa alsın, yeter ki mücadelesinden vazgeçmesin!

Bu yaklaşım doğru değil. Çünkü Fenerbahçe neye veya kime karşı olduğu bilinmeyen bir isyanın karargâhı değil bir spor kulübü ve bu kulübün önceliği soyut ve yıpratıcı savaşlar değil somut ve kendisini güçlendirici saha içi başarılardır. Elbette kimse kulübüne karşı haksızlık yapılmasını istemez ve bunu kabul etmez, etmemelidir de fakat en küçüğünden en büyüğüne kadar her türlü hata ve başarısızlığın nedenini kulübün dışında cereyan eden olaylarla açıklamak yanlış olduğu gibi teşhis hatasından dolayı tedaviyi de imkânsız hale getirir.

Bugün Aykut Kocaman’ın fikir değişikliği, boşanma konusunda anlaşan bir çiftin evliliğe devam etme kararı almasına benziyor. Nasıl ki bu çiftin huzuru pamuk ipliğine bağlı olur ve en küçük bir tartışma dahi tarafları bütün ilişkiyi gözden geçirme noktasına getirirse Fenerbahçe’nin de artık her puan kaybı eski defterlerin açılmasına yol açacak ve taraflara eskisinden çok daha ağır bir yük bindirecektir.

Aslında bu geçmişi negatif hatırlatmaların ve geri çağırmaların en büyüğü 3 Temmuz süreci. Nitekim bu konudan hiç bahsetmeseler dahi, ki bahsediyorlar, Aziz Yıldırım başta olmak üzere Fenerbahçeli yöneticiler ve Aykut Kocaman hem Fenerbahçe camiasına hem de rakiplere 3 Temmuz’u anımsatıyor ve bu durum ister istemez eski defterlerin açılmasına, mücadele edilecek mefhumun büyümesine ve işlerin zorlaşmasına neden oluyor. Bu altından kolaylıkla kalkılabilecek bir yük değil.

Bu nedenle şahsi kanaatim 3 Temmuz sürecini çağrıştıran herkesin görevini artık bir başkasına devretmesi ve bunu kulübün menfaatleri için yapması; tıpkı Aykut Kocaman’ın Karabükspor maçından sonra yaptığı gibi. Bu asla bir kabulleniş, kaybediş veya kadere razı olma değil aksine Fenerbahçe’nin başarısı için gerekenin yapılması, kulübün çıkarlarının gözetilmesidir.

Sonuç olarak bir teknik direktörden, o kişi kim olursa olsun, hem saha dışında iyi bir dava lideri olmasını hem de takıma saha içi başarıyı yakalatmasını beklemek haksızlıktır. Fakat anlaşılan bugün zaten böyle bir beklenti yok zira Aykut Kocaman’ın istifasını olumlu karşılayanlar Fenerbahçe’nin öncelikle iyi futbol oynamasını, bu istifayı asla kabul etmeyenler ise saha dışı mücadelenin sekteye uğramamasını istiyordu.

Aykut Kocaman’ın göreve devam kararında ise iki sınıfın da aksine, sadece saha içi başarıya odaklanma düşüncesi olduğunu düşünüyorum.

https://twitter.com/_acn_