Hem Almanya hem de Türk milli takımı oyuncularının karşı takım ile o denli sıkı bağlantıları var ki sanıyorum bu durum ancak aynı ırktan gelen iki ülke milli takımında görülür.
Evet, öncelikle bizden biri olsa da Alman milli takımı için ter döken ve burada bir dünya yıldızı olan Mesut’tan bahsediyorum. Ancak Mesut’un yanı sıra Serdar Taşçı ve bir zamanların önemli ismi Mehmet Scholl ile birlikte Alman 21 yaş altı milli takımının önemli isimlerinden Taner Yalçın (20), İlkay Gündoğan (19) ve Mehmet Ekinci (20) de bizim Alman futboluna armağanlarımız.
Diğer taraftan benzer bir durum bizim için de geçerli. Zira, Alman olmasalar da milli takımımızdaki tam altı futbolcu Almanya’da doğumlu. Altıntop kardeşler ve Nuri’nin yanı sıra Özer, Ömer Erdoğan ve Hakan Balta’nın da Almanya’da doğmanın yanı sıra bu ülkenin genç takımlarında meşin yuvarlağın peşine düşmüş olmaları bizim milli takımımızda da Alman izleri olduğunu gösteriyor.
Sadece bu yönüyle dahi Cuma günkü karşılaşma büyük bir heyecana sahne olacak.
Varımız Yoğumuz Arda Turan
Cuma günü demişken son günlerde hepimiz her şeyi bir kenara bırakıp sakatlanan Arda’nın derdine düştük. Arda’nın oynadığı takıma katkısı elbette çok önemli ama kadroda Nuri, Özer, Ceyhun hatta zorunlu hallerde o bölgede oynayacak Tuncay veya Emre gibi oyuncular varken Arda’nın yokluğunu maçın önüne geçecek kadar büyütmek ve kadronun geri kalanını ve rakibi konuşmamak çok büyük bir hata.
Kaldı ki Bastian Scweinsteiger Alman milli takımı için en az bizimki kadar büyük bir eksiklik fakat Alman medyasının tecrübeli oyuncuyu maçtan daha fazla tartıştığını hiç düşünmüyorum.
Dolayısı ile büyük karşılaşmaya 48 saatten az kalmışken yapılması gereken kişiler yerine takımları, sistemleri ve olasılıkları konuşup bunlara kafa yormak.
Turnuva Takımı Almanya
Ne zaman Alman milli takından bahsedilse birinin şu cümleyi söylemesi kaçınılmazdır: “Almanya turnuva takımı.” Kabul, Almanya bir turnuva takımı ama şu an bir turnuvada değil eleme grubundayız. Bu bizim için bir avantaj mı? Emin değilim.
Ayrıca katılmakta zorlandığımız ama katıldığımız turnuvalarda çok önemli dereceler elde eden takımımızın da çok sevilen o “turnuva takımı olma” özelliğini taşımadığını kim iddia edebilir?
Velhasıl turnuva takımı olmak veya olmamak, bütün mesele bu mu yoksa doksan dakikadan üç puan çıkarmak mı?
Maçın Favorisi Almanya
Milli takımımızın son yıllardaki maçları incelendiğinde ortaya şöyle bir sonuç çıkıyor: zor zamanlarda ve kısa vadeli hedeflerde başarı var fakat rehavette ve uzun vadelerde aynı başarıdan söz etmek mümkün değil. Örneğin normal bir dönemde Estonya ile berabere kalırken son oynanan Belçika maçı öncesindeki heyecanlı ve adrenalinli bir havada rakibimizi mağlup edebiliyoruz.
Takımımızın Almanya maçı öncesindeki genel havası ise heyecandan ve zor durumdan ziyade milli takımda işlerin yolunda ve takıma bir rehavetin hâkim olduğu izlenimini veriyor. Ne garip ve yazık ki, bu durum bizim maçı kazanmamız için hiç de olumlu değil.
Umarım yanılırım.