Geçtiğimiz sezon birçok futbolsever Başakşehir’in ligin en iyi oynayan takımı olduğu konusunda hemfikirdi. Bunda da en büyük pay Abdullah Avcı’nın takımın çok zor gol yemesiydi. Nitekim turuncu mavililer 34 lig maçının 17’sini gol yemeden tamamlarken kalelerinde sadece sadece 22 gol gördü. (Şahsen bundan daha düşük bir rakam hatırlamıyorum.) Fakat bu madalyonun öteki tarafı biraz kafa karıştırıcıydı. Zira ligin son haftalarına lider giren takım çok az gol atıyor, elinde önemli hücum oyuncuları olmasına karşın gol kaydına çok da fazla muvaffak olamıyordu. Nitekim tüm sezon 49 gol gibi çok düşük bir gol sayısı ile tamamlanırken şampiyonluk kupasına da uzanılamadı.
Gün olup devran döndükten sonra Abdullah Avcı kendisini biraz daha şehir merkezinde, Beşiktaş’ta buldu. Bu birleşmede benim yanıtını en çok merak ettiğim soru Avcı’nın kendi oyun anlayışını koruyup korumayacağı. Avcı, hazırlık maçlarında çeşitli alternatifler denese de belli etti ki o kendisini Beşiktaş’a değil Beşiktaş’ı kendisine uydurma gayretinde olacak. Fakat özellikle Haziran sonu ve Ağustos başında yapılan dört hazırlık maçında rakip kalelere gol atılamaması önemli olduğu kadar kötü de bir sinyal oldu.
Sezonun ilk maçında Sivasspor karşısında alınan farklı yenilgide yine “golsüzlük” baş rollerde olsa da, Avcı’nın maç sonunda “bizim sistemimizi de denedik, oyuncuların alışık olduğu sistemi de” demesi siyah beyazlılarda taşların henüz yerine oturmadığının itirafı oldu. Aslında Beşiktaş Sivas’ta topa daha fazla sahip olan ve daha çok paslaşan taraftı ama korner atamadan maçı tamamlamak oyunun hücum yönündeki eksikliğinin önemli göstergelerinden biriydi.
Bu şekilde savunmayı ön planda tutan oyun anlayışı aklıma Aykut Kocaman’ı, daha doğrusu Kocaman ile ilgili yapılan “büyük takım böyle oynamaz” yorumlarını getirdi. Büyük veya küçük takım bir tarafa, istatistikler diyor ki Türkiye’de son on yılda şampiyon olan takımlar ortalama 71,3 gol atmış ve bu rakam 60’ın altına hiç düşmemiş. Diğer taraftan yenen gollerde ise ortalama 32,1 gibi yüksek sayılabilecek bir rakam. Bir diğer ve daha enteresan bir istatistik, 2014-2015 sezonundaki Bursaspor ve 2017-2018 sezonundaki Fenerbahçe haricinde son on sezonda en çok gol atan takımlar hep şampiyon olmuşken, sadece iki sezonda en az gol yiyen takım mutlu sona ulaşmış.
Tüm bu istatistiklerden benim çıkarımım şu: “az gol yiyeceğim diye uğraşmayın, hücum oynayın ve oynatın.”
Beşiktaş özelinde son söz: henüz yorum yapmak için erken olsa da, takımda genel olarak bir yorgunluk var gibi görünse de Abdullah Avcı’nın en az bir vites büyütmesi gerekli gibi görünüyor.
Yeni futbol sezonu hepimize hayırlı olsun!