2010 yılında hem bireysel branşlarda hem de takım sporlarında ülke olarak oldukça önemli başarılar elde ettik. İşte bunlardan bazıları:
- Avrupa Atletizm Şampiyonası’nda Nevin Yanıt 100m engelli yarışında birinci oldu
- Aynı şampiyonada Elvan Abeylegese 10.000m’de, Alemitu Bekele de 5.000m’de altın madalya kazandı
- Dünya Halter Şampiyonasında takımımız 10 altın ile ikinci sırada yer aldı.
- Aynı şampiyonada Nurcan Taylan silkme, koparma ve toplamda altın madalya kazandı.
- Ülkemiz Dünya Basketbol Şampiyonası’na başarılı bir ev sahipliği yaptı.
- Aynı şampiyona’da 12 Dev Adam dünya ikinciliği gibi tarihi bir zafere imza attı.
- FB Acıbadem Kadın Voleybol Takımı önce Indesit Şampiyonlar Ligi’nde ikinci, ardından da Dünya Kulüplerarası Voleybol Şampiyonası’nda şampiyon oldu.
- Süper Lig tarihinde ilk kez dört büyük dışında bir takım şampiyonluğa ulaştı.
- Marsel İlhan dünya sıralamasında ilk 100’e giren ilk Türk tenisçi oldu.
- Nazmi Avluca ve Rıza Kaya Avrupa Güreş Şampiyonası’nda tüm rakiplerini devirerek altın madalyaya uzandı.
Görünen o ki geride bıraktığımız sene -her ne kadar futbolcularımız ve basketboldaki kulüp takımlarımız buna ayak uyduramasa da- ülke sporu açısından oldukça verimli bir dönem oldu. Bu tarihi başarılar arasından üç tanesini ayrı bir kefeye koymak gerekirse benim tercihlerim Türk Futbolu adına bir dönüm noktası olmaya aday olan Bursaspor’un şampiyonluğu, uzun mesafelerden farklı olarak teknik bir branş olan 100m engelli yarışında Nevin Yanıt’ın birinci olması ve elbette bize olağanüstü sevinçler yaşatan milli basketbolcularımızın dünya ikinciliği olurdu. Dilerim 2011’de de ülke sporumuz en az geçen yıl olduğu kadar yüzümüzü güldürür ve bu başarılara UEFA Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Ligi, THY Euroleague ve Eurocup’ta kazanılan başarıların yanı sıra A Milli Futbol Takımımızın zaferleri de eklenir. Her biri diğerinden daha fazla mutluluk ve huzur getiren nice yeni yıllara…