Milletçe şekle ve sembollere (gereksiz yere) çok önem verdiğimizden olsa gerek, kulüplerin kuruluş yıllarındaki rakamlarla ilgili ne oyunlar oynayacağımızı şaşırıyoruz; Fenerbahçe 19.07’yi Dünya Fenerbahçeliler Günü ilan eder, Beşiktaş stadyumunu 41.903 kapasiteli yapar, Trabzonspor ve plaka kodu müsait diğer takımlar maçın ilgili dakikasında tribün gösterisine kalkışır vs.
Bu işin zirvesi de geçen hafta TFF’nin, Fatih Terim’in cezasını saat 19:05’te açıklaması oldu. Bu olaydan sonra TFF’nin “saat konusu bir tesadüften ibarettir” şeklindeki sözleri cayır cayır yanan yüreklere düşen bir damla sudan öteye geçemezken, insanın aklına “ey TFF, tamam bilerek yapmamış olabilirsin ama herkes bu rakamlara bu kadar önem atfederken, hiç mi dikkat etmedin cezanın duyurulma saatine” sorusunu getirmeden edemedi.
Fakat bu 1.905 rakamı ile ilk karşılaşmamız değil. 2017 sonunda Fatih Terim bir kez daha Galatasaray’a imza atarken, KAP’a yapılan açıklamada Terim’in maaşının ilgili sezon bitene kadar aylık 1.905 TL, sonraki sezon ise yıllık 3 milyon avro olacağı belirtilmişti. Kaba bir hesapla o zamanın 1.905 TL’si 423 avro yapıyordu. Yarım sezonu altı ay diye düşünsek toplam maaş yaklaşık 2.500 avro eder. Demek ki takip eden sene maaş artışı tam 3.000 kat!
Nedir bu işler Allah aşkına? Biz takımların, kulüplerin ve elbette federasyonun gayet profesyonel ve ciddi olmasını beklerken bu rakam oyunlarıyla varılmak istenen yer neresidir?
TFF’nin cezayı saat 19:05’te açıklamasından sonra şimdi hangi Galatasaraylı cezanın hakkaniyeti, daha doğrusu Terim’in “profesyonel” suçlamasının yanlış olduğu konusunda ikna edilebilir? Bu yapılan iş, dikkatsizlik dahi olsa, normalde haksız olan adamı haklı hale getirmez mi?
Haksız demişken madalyonun diğer tarafı… 19:05 olayını bir an için unutursak, Terim’in Kayserispor maçı sonrası söyledikleri çok basit, çok eski ve çoktan tarihe karışmış olması gereken bir dilin cümleleri. Yahu daha ligin üçüncü haftası oynanırken ve rakip takımda kırmızı kartlar havada uçuşmuşken, üstüne üstlük maç da kazanılmışken hangi plan, hangi proje, hangi profesyonellik? Terim’in basın toplantısında söylediği sözler ancak futbol ile ilgili bir komedi programında söylenebilir ama onun da ne kadar güldürücü olacağı tartışılır.
Ne var ki bizim ülkemizde işler normalden farklı yürüyebiliyor. Mesela iki sene önce bir Alman otomobil firması çok büyük bir dizel skandalı yaşadı, iflasın eşiğine geldi çünkü Avrupa’daki tüm araçlar toplandı. Fakat bu iş Türkiye’de kimsenin umurunda olmadı ve belki de bu durum firmayı iflastan kurtardı. Buna paralel, Terim’in açıklamaları başka ülkelerde hayretle karşılanacakken bizim ülkemizde hâlâ prim yapabiliyor. Herkesin her an yapabileceği türden bu açıklamalar için hâlâ “adam haklı ya” diyenler çıkabiliyor; hem de çoğunluk olacak şekilde. Durum bu olunca Fatih Terim de hem açıklamasının prim yapacağını hem de bu tür açıklamaların TFF’yi Galatasaray’ın lehine hata yapmaya zorlayacağını bildiği için bu yolda ilerlemekten hiç geri durmuyor; işte size profesyonellik. Ha ceza mı? Dedim ya bizim ülkemizde işler biraz farklı işliyor diye; bizde cezalar neredeyse ödülden sayılıyor.