90+3 Ege'de Futbol | Asıl mücadele şimdi başlıyor

Bülent Buda: Stanimir Stoilov’un ikincisi haftası. Yararlı bir antrenman maçı gibi. Bir hafta önce kazanan 11 alanda. Yani kazanan takım oynar. İlkesel bir duruş. Tribünlerde gözle görülür bir çoşku var. Sanki takımdan önce 3 puanı onlar hak ediyor. Oyunun büyük bölümü karşı kalede tüketiliyor. Daha çok, daha kişilikli goller atılamaz mıydı? Evet öyle olsaydı alan da tribünler de daha keyiflenirdi. Atak sayısının gol girişimlerinin çetelesini tutmadık.

Lakin karşı kalede özellikle Billal Messaoudi’nin girişimleriyle oluşturulan baskı ve de gol arayışlarında ikinci soluklandıran golü Giresun savunmacıları kendi kalesine attı. Yani diyeceğim şu, Göztepe’nin ileri uçları golün beklendiği kramponlar. Final dokunuşlarını bir gözden geçirseler iyi olacak gibime geliyor. Önlerindeki Gençlerbirliği ve de lider Eyüpspor maçlarının skorları çok şeyin belirleyicisi olacak. Bu ligin hem tribünlerinin hem de oyun alanının güçlü olduğu ender takımlardan biri de Göztepe. Belki de ilki... ‘‘Kazanmak her şey değildir, tek şeydir’’ demiş ünlü bir spor adamı. Sanki Göztepe için söylenmiş. Haydi bakalım kolay gelsin.

Fatih Tanfer: Göztepe maça son derece hızlı ve istekli başladı. Mücadele gücünü artırdı. En önemlisi cesaretle rakibinin üstüne gitti. Takım halinde birlikte hareket etti. Rakibe doğru baskı yaptı.

- Orta alanda Doğan ve Yalçın topların birçoğunu kazandılar.

- Taha ve Tarkan gün geçtikçe hem birbirlerini tamamlıyor hem de topu iyi kullandıkları için ileri çıkınca rakip savunmanın dengesini bozuyorlar. Savunma anlamında Göztepe, sağlam sert ve hatları birbine yakın oynadı.

- Messaoudi’yi çok beğeniyorum. Hızlı ve inanılmaz etkili. Elbette eksikleri var. Ancak zamanla çok iyi olacak. Göztepe’nin pozisyonlarının hepsinde o vardı. 2 asist yaptı, bir şutu direkten döndü. Savunma arkasına yaptığı koşularla savunmayı canından bezdirdi. Bu maçta Mamah da ona eklenince çok etkiliydiler.

Bir de final paslarında her hafta daha iyi olacağına inanıyorum.

- Takımın en büyük avantajı sahadaki genişliği iyi kullanmasıydı. Ters kanada atılan uzun toplarla takım çok etkiliydi. Kusursuza yakın kompakt bir anlayışla oynadı.

-Göztepe’deki bu yeni oyun anlayışı iki haftadır çok iyi gidiyor. Taraftarında bu iyi oyundan büyük keyif aldığını gördük.

Onlarda Süper Lig’de bir Göztepe’yi sonuna kadar hak ediyor. Sırasıyla Gençlerbirliği, Eyüpspor ve Bodrum FK maçları Göztepe adına son derece önemli.

- Teknik Direktör Stoilov’un takımı adına her geçen gün pozitif katkısı olduğunu görüyoruz. Göztepe, hem iyi oynuyor hem güven veriyor. Zamanla çok daha iyi bir Göztepe izletecekler bize...

Mehmet Demirtaş: Göztepe’nin yeni teknik patronu Stoilov, 2 haftalık periyotta eldeki oyuncu grubuyla bence rüştünü ispatladı. Sarı kırmızılı oyuncuların istek ve arzuları tribünlerdeki cefakar taraftarların coşkusuyla birleşince 2 haftada 6 puanı hanelerine yazdırdılar ve Süper Lig için yeniden hepimizi umutlandırdılar. Tuzlaspor ve Bitexen Giresunspor, oyun ve oyuncu kalitesi yönünden Göztepe’nin rakibi değil. Özellikle Giresun, 3 puanı silinmiş, transfer yasaklısı ve ligde kalma mücadelesi veriyor.

Bırakın rakip kaleye gitmeyi ayaklarına tesadüfen gelen topları bile olumlu kullanamadılar. Göztepe’de, rakip oyunculara nefes aldırmadı. Mamah iki gol attı ama fazlasını da değerlendiremedi. Messaoudi’nin iki topunun direğe takılması hem Göztepe hem de kendi adına büyük şanssızlıktı. Sonuç olarak kazanılması gereken bir maçtı ve kazanıldı. Ancak Göztepe ve Stoilov’un asıl sınavı şimdi başlıyor. Sırasıyla oynayacağı Gençlerbirliği, Eyüpspor ve Bodrum FK maçlarından alınacak puan ya da puanlar Göztepe’nin Süper Lig yolculuğunda büyük rol oynayacak. Taraftaların özellikle Eyüpspor maçında Gürsel Aksel’i tıka basa doldurması kaçınılmaz. Futbolcular üzerlerine düşeni yapıyor ve kazanıyorlar. Yönetim devre arasında başta golcü oyuncu olmak üzere gerekli takviyeleri yapacaktır. Süper Lig için daha fazla kenetlenme zamanı..

Umutsuzluk yok beklenti de yok!

Bülent Buda: Futbolcuların duygularını çözümleyebilmek için oyun alanında meşin yuvarlağın ardına takılmış olmak gerekir.

Yanılmıyorsam üçüncü teknik adam Serkan Afacan.

Deneyimlileri yeğlemiş çoğunluk olarak. Elbet bir bildiği var, diyelim uzatmayalım meseleyi. Kalede Eren zorunlu. Bir de Ali...

9 yaşlı, 2 genç burada bir yanlışlık olabilir mi hocam? Çok az süre topa sahip olmanın sonucunda elbette gol pozisyonu üretiminde neredeyse yok gibi.

Bu bağlamda bu görünümde yüksek direnç ile kalesini korumakta bir tür savaşım veren Eren... Gol olmasına izin vermediği ikinci penaltı ile bir tür üç direk önünde tek kişilik direniş sanki.

Çok zor ve de giderek daha da acıtan bir süreç. Var olan potansiyel budur.

Var olanın gücünde, isteğinde, üretiminde bir gelişme beklentisi sadece bir hayal gibi duruyor şu sıra.

Yani söylemin değil eylemin öne çıkacağı bir dönem. Futbolcuların fiziksel ve de zihinsel aşınmalarını anlayabiliyorum.

Fazla uzatmadan, sayın Serkan Afacan’a bir kez daha zorunluluktan soruyorum. İlk 11’de 9 deneyimli 2 genç hala anlayabilmiş değilim. Kolay gelsin hocam...

Fatih Tanfer: Geçen hafta Çorum’da Altay’a yapılan hakem hatalarından bahsedip, maçın neticesini sahada mücadele eden oyuncular belirlesin, sarf edilen emeklere yazık olmasın demiştim.

Maalesef bu hafta Manisa FK karşısında da hakem hataları yine oyunun önüne geçti.

-12. dakikada Ayberk’e yapılan hareket sonrası verilen penaltı kararı doğru değildi. Sarı kartı olan Tugay’ın 21. dakikada rakibinin yüzüne yaptığı hareket sonrası hakemin devam kararı yanlıştı.

- Elbette Altay’da takım halinde oyun anlamında olumsuzluklar olduğu bir gerçek.

Oyun gücüne ulaşamadı. Ancak futbolcuların kafalarındaki yine haksız bir karar verilecek düşüncesi onları olumsuz etkiliyor.

Altay, önemli sorunlarla uğraşırken gördüğümüz bu olumsuzluklar karşısında gerilimde futbollarının önüne geçiyor. İşler hiç kolay değil.

Mehmet Demirtaş: Haftalardır kazanamayan Altay’ın önce 3 puanı silindi ardından Manisa FK’ya kalesinde gördüğü 3 golle teslim oldu.

Maddi kriz içinde kısıtlı bir kadro ile mücadele eden Altay son sıraya çakılı kaldığı gibi kurtuluş umudunu da tüketmeye devam etti.

Başkan ve yönetiminin, acil önlemler alması biraz geç de olsa gerekiyor. Bu yükün altından nasıl kalkacaklarını bilemiyorum ama tek bildiğim bir gerçek var ki, Altay’ın gidişi iyi değil.

Sırasıyla zorlu maçlar Altay’ı bekliyor.

Futbolcu kardeşlerim lütfen Altay’a gönül verenleri daha fazla üzmeyin. Oynanılacak 20 maç kala havlu mu atacaksınız? Altay’a yakışır mı? Köstek yok. Her zaman tam destek. Önemli olan bu ligde kalmayı başarmak. Başta futbolcular olmak üzere herkes üzerine düşeni yaparsa Altay bu ligde kalır. Şimdi kenetlenerek her zamankinden daha çok destek zamanı. Altaylılar takımları için ellerinden gelen her şeyi ortaya koymalı.